Birkaç günlük gezide akıllı telefonla çektiğiniz fotoğrafları paylaşmadığınız için hep eleştirilirsiniz. Benim başıma sıkça gelir. Timur fotoğrafları göndermez diye bir algı yerleşmiş. Bu durumun tek sebebi var. Paylaşmak için zaman yok. Fotoğrafları seçmek, bilgisayara aktarmak sonra oradan tekrar paylaşmak zaman istiyor. Üstelik akıllı telefonların yüksek çözünürlüklü kameraları video ve fotoğraflarla boyutunu artırıyor. Peki bu durumda çaresiz mi kalacaktık. Herkesin bulut üzerinden paylaşmayı becerdiği söylenemez. Türkiye'de herkes "armut piş, ağzıma düş" diye bekler. Bu sorunu aşmak için kullandığım minik çözümler var. Toshiba'nın transfer Jet teknolojisi dizüstü bilgisayar, fotoğraf makinesi ve akıllı telefonlar arasındaki veri iletişimi sorununu ortadan kaldırıyor. Yapmak gereken tek şey cihazlara uyumlu transfer jet adaptörünü takmak. Akıllı telefonun Android ya da iPhone olması fark etmiyor.
BASİT BİR ADAPTÖR
TransferJet teknolojisini kullanmak için USB, micro USB ya da Apple lighting girişi için tasarlanmış adaptörleri takmak ve uygulamayı indirmek yeterli oluyor. İndirilen uygulama üzerinden paylaşılacak dosyaları belirleyip transfer etmek gerekiyor. Üstelik bu videolar yüksek çözünürlüklü olsa bile paylaşmak sadece birkaç saniye alıyor. Yani artık fotoğrafları paylaşmama kötü şöhretinden kurtulmam mümkün olacak. Yani paylaşmamak için gerçekten başka mazaret kalmıyor.
ANDROİD VE APPLE ÜRÜNLERİ JET BAĞLANTI KURUYOR
TransferJet standardını destekleyen 40'dan fazla firma var. Toshiba konsorsiyuma 2012'de katıldı. Standarda katılan firmaların sayısı arttıkça hızı destekleyen cihaz sayısı da artacak. Apple iOS işletim sistemi, güncel Android işletim sistemi TransferJet ile uyumlu. Tablet veya akıllı telefon fark etmiyor. Yine aynı şekilde fotoğraf makinelerinde kullanılan SD kartlar, dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar jet hızında birbirine veri transferi yapabiliyor. TransferJet için teorik veri transfer hızının 560 Mbps olduğu biliniyor. Efektif veri transfer hızı da 375 Mbps seviyesine ulaşıyor. Bu WiFi Direct standardından yaklaşık sekiz kat hızlı olduğunu söyleyebiliriz. 100 MB boyutunda bir video dosyası sadece iki saniyede aktarılıyor.
KAFATASI KEMİĞİNDEN SES İLETEN TELEFON
Bir telefonun birincil işlevi nedir diye sorsak, her şeye rağmen alacağımız yanıt "konuşmak" olacaktır. Öncelikler kuşaklara göre değişiyor olsa da adına telefon dediğimiz şeyin birinci işlevi konuşmak. Akıllı telefonlarda en büyük dertlerden biri karşıdan gelen sesi duymanızı engelleyen gürültülerdir. Her yerde gürültüyü kontrol edemiyoruz. Ancak gürültüyü minimuma düşürecek teknolojiler mevcut. Tıpkı Google Glass da olduğu gibi kafatası kemiğinden ses ileten Gigaset ME akıllı telefon ailesi, gürültülü bir konserde, binlerce seyircinin coşkuyla bağırdığı stadyumda sesin rahatlıkla duyulmasını sağlıyor. Ekranda tek bir delik yok. Çift mikrofondan biri ortam gürültüsünü, diğeri konuşanın sesini algılayarak sesin de minimum gürültüyle sesin ulaşmasını sağlıyor. Yani Gigaset ME serisi öncelikle konuşma işini çözüyor. Yine yüksek kalitede müzik için telefonda HiFi çipi kullanılıyor. Kendi Qualcomm çip setini kullanmıyor. 5.5 inç ekrana sahip Gigaset ME Premium kamerası da oldukça yetenekli. Diğer iki farklı model Gigaset ME Pure ve Gigaset ME farklı fiyat ve ekran alternatifleriyle sunuluyor.