Bir hücreye konmuş maymuna (primat) önce müzik çalınıyor ardından ağzına birkaç damla meyve suyu damlatılıyor. O esnada elektrotlarla maymunun beyni inceleniyor. Meyve suyunun ardından 'Dopamin' hücreleri parlıyor. Fakat müzikmeyve suyu irtibatı öğrenilir öğrenilmez, müzik çalındığında bu kez dopaminler şelale oluyor!
Dopamin bir tür tahmin hücresi. Eğer tahminler doğru çıkarsa primatta kısa süreli dopamin artışı görülmekte. "Haklı olmanın hazzı" diyor buna beyinciler. Ama silsile ihlal edilir, müzik çalar ve meyve suyu verilmezse, dopamin hücreleri ateşleme hızını anında düşürüyorlar. Buna "tahmin hatası sinyali" deniliyor. Maymun hayal kırıklığına uğramış, mutluluk hazzı dopamin hücreleri tarafından durdurulmuştur.
Çünkü beyin büyük tasarımcı tarafından böylesi hatalı tahminlerden öğrenmek üzere tasarlanmış...
***
Dopaminin önemi aslında tesadüf eseri keşfedilmiş. Sevdiğimiz bir şarkıyı dinlerken haz duymamızı, mutlu olmamızı sağlayan eleman dopamin.
Farelerin beyninin bu bölgesine elektrotlarla küçük akımlar vererek bu bölgeyi sürekli uyarmışlar. Hayvanlar yemeden içmeden kesilip mutluluktan donmuş, zevkten çıldırmış, birkaç günde telef olmuşlar.
Bilimciler anca 30 yıl sonra bu ölümlerin dopamin fazlalığından olduğunu keşfetmişler. Diyorlar ki; insanlarda bağımlılık yapan ilaçlar, "seks-hap-rock'n roll" ve alkolizmin mücbir sebebi budur.
***
Peki beyin hatalı tahminlerin şokunu atlatmak için kendini nasıl eğitiyor? Bu hızlı hücresel süreç beynin merkezinde dopamin hücrelerinin ortasında ASK denen bölgede başlıyor. Bu merkezin hataları yakalama sürecine dahil olduğu birkaç yıldır bilinmekte. Beyin ne zaman hatalı bir tahminde bulunsa ASK eşsiz bir elektrik sinyali yayıyor. Bildiklerimiz ile hissettiklerimiz arasındaki ilişkinin kontrol edilmesini sağlıyor. ASK bir yandan bilinci tetikte tutarken, hayal kırıklıklarımızın kaygı bombardımanı sırasında hemen bir sinyal göndererek "kaybedecek vaktimiz yok!" diyor. Kalp atışları hızlanıyor, damarlarda adrenalin atağa kalkıyor...
ASK yalnızca hatalı tahminleri görüntülemiyor. Dopamin hücrelerinin öğrendiği şeyleri hatırlamasına da yardımcı oluyor. Geçmişin derslerini içselleştiriyor, bilgiyi sürekli güncelliyor. Kişiyi beklenmedik olayları sezmeye hazırlıyor...
İnsanın ASK merkezi tahrip olursa dengesiz ve anlamsız davranışlar yapıyor. Bir hatayı kalıcı bir derse dönüştüremiyor. Aynı hataları tekrarlayıp duruyor, hayâl kırıklıklarında acıların çocuğu olaraktan kayboluyor.
***
Dopamin hücreleri uzun ve iğsi. Anteni andırıyorlar. Ve duyguları elektrik sinyalleriyle bütün sinir hücrelerinden daha hızlı tüm beyne yayıyorlar...
Dopamin hücrelerinin faaliyetleri, hislerin Darwin-Freud çizgisinin zannettiği gibi yalnızca hayvani içgüdülerden gelmediğinin de kanıtı. Ne zaman bir hata yapsak ya da yeni bir şeyle karşılaşsak beyin hücrelerimiz kendini değiştirmekle meşgul. Bu hücreler düzgün çalıştığında bilgelik kaynağı...
Bir mevzuda ikinci kere aptal yerine konduğumuzda, aynı yerden iki kere ısırıldığımızda (Hadis) dopamin hücrelerimiz problemli demek. Bu hücreleri sürekli eğitmemiz gerekiyor. Cervantes'e göre; parlak sezgiler hatalardan çıkarılmış kısa cümlelerdir.
Hatalarımız üstünde bilinçli olarak eğilmeliyiz...
İnsanın kendini geliştirmesinin sırrı özeleştiri. Fizikçi Bohr uzman kişiyi, "yapılabilecek tüm hataları yapmış kişi" olarak tanımlar. Uzmanlık, hatadan doğan bilgelikten başka bir şey değil. Sinir hücrelerimizin başarıya ulaşması için tekrar tekrar başarısız olmaları gerekir. Bu meşakkatli süreci kısaltacak çilesiz, kestirme bir yol yok...
***
Beynin sırlarından bir sıçrama yapıp yakın zamanın Sufi bilgelerinden Hasan Lütfi Şuşud'a gelirsek...
"Hüznün kadrini bil, hayâl kırıklığını aziz tut." demişti.
Buraya şöyle bir dip not düşebiliriz: Hayattaki en hakiki mürşit hatadır, hüsrandır, damdan düşmedir, dibe vurmadır.
Biz düşe kalka öğreniriz...