Demokratik dil hepimiz için şifa kaynağı. Geçmişten ders çıkarmak, bilge insanların olmazsa olmazı...
Türkiye Yüzyılı manifestosu umutları ateşledi. Gençlere, ev hanımlarına yönelen refah, demokrat ve özgürleştirici vurgulamalar, enflasyon meselesindeki idrak mühimdi. Ama en önemlisi, başkanlık sisteminin defolarını restore etme isteği...
Diğer taraftan deprem konutlarındaki insan üstü inşa faaliyeti ve kentsel dönüşümde aç gözlülüğü aşacak devlet kuvvetine yapılan işaret de unutmamalı.
Esas olan; katılımcı-çoğunlukçu yeni anayasa yapma kararlılığıydı. Şu 12 Eylül Faşolarının yaptığı anayasadan kurtulmak düşüncesi içlerimizi aydınlattı.
Dünyaya demokrasi dersi veren bir Büyük Türkiye. Bağımsızlıkçı ve güçlü savunma sistemiyle özgür bir ülke. İçte merhametli barış, dışta kabullenilmiş bir vakar...
Yoksulların, en alttakilerin üstüne yağan rahmet artmadıktan sonra ne yapalım öyle Müslümanlığı? Neoliberal vahşilikten fütüvvete, ben merkezcilikten paylaşmaya ve az gelirli insanları yükseltmeye yürüyen bir bilinç, hatırlatmak isterim ki eğitim ve kültür alanlarında felsefi cesaretle taçlanmayınca pek yorucu bir çaba...
Düne değil bugüne, geçmişe değil şimdiye odaklanan reformcu bir rüzgârın yeniden esmeye başladığı söylenmeli...
Fikrimce, reformcu rüzgârın taşıyıcısı daima kadınlar!
Evet, seçim sathı mahalinde dobra kadınları da yakından tanıdık...
***
Erkekçi din anlayışının ortaya çıkarttığı taassuba, kadınları yok sayan eğilimin 'karanlık maddesine' gelin evrende, galaksilerde, uzayda olup bitenlerden öğrenerek bakalım.
Bu noktada kâinat kitabını açarız, açalım:
Gökbilimciler, dünya atmosferini kullanarak "Karanlık Madde" parçacıklarını tespit etmenin yeni bir yolunu bulmuş olabilir.
Karanlık madde, tespit edilmesi inanılmaz derecede zor olan, yalnızca evrenin geri kalanı üzerindeki etkileriyle "görünür" hale gelen görünmez parçacıklardan oluşuyor.
Bilim insanları genelde sadece küçük karanlık madde parçacıklarını arıyor ama büyük kütleli parçacıkların da bulunması mümkün.
Ohio Eyalet Üniversitesi'nde fizik ve astronomi profesörü John Beacom, "Karanlık maddenin tespit edilmesinin bu kadar zor olmasının nedenlerinden biri, karanlık maddenin kütlesi küçükse parçacıklar yaygın, büyükse parçacıklar nadirdir," diyor.
Karanlık Maddeyi ifşa etmek için enteresan bir yöntem uygulanıyormuş: Radarlar atmosfere elektromanyetik enerji gönderiyor ve bu enerji daha sonra elektronlardan sekiyor. Bu da karanlık maddenin varlığına işaret ediyormuş...
***
6284 Sayılı Kadına Şiddetin Önlenmesi Kanunu kırmızı çizgimizdir, diye çıkıp savunan Özlem Zengin, bir alegori yaparsak işte böyle; 'kendi küçük kini büyük karanlık maddenin' üstüne elektromanyetik bir enerji gönderdi! Karanlık öyle bir açığa çıktı ki, Özlem Hanıma denmedik şey kalmadı. Kendisine sadece bahse konu yasa üstünden linç yapılmadı. Özel hayatı hakkında buraya yazmaktan imtina edeceğimiz, 'Kadın Düşmanlığı' ve nefret suçu olarak anılabilecek rencide edici şeyler de yazıldı...
Mesela adının önünde prof yazan biri üç hanımefendi siyasetçiye birden, "Cehennem soğuyana kadar yanacaksınız" diyerekten bize FETÖ şeysinin penguen misali zıpzıp yaptığı bedduaları hatırlattı.
Karanlık madde mide bulandırıcıydı...
Özlem Zengin ise açığa çıkan Karanlık Maddeye şu Müslüman Devrimci cevabı verdi:
"Kendini 'Allah' zannedenlere söylüyorum, kadın haklarından geri adım yok! Kadınları tahkir ederek bir yere varamazlar. Ahirette ne olacağına Allah'ın karar verdiği gibi burada ne olup biteceğine millet karar verecektir. Önce Müslüman ahlâkıyla ahlaklansınlar, efendi olsunlar. Bu topraklar kadınların da topraklarıdır. Bu siyasi hareketi kadınlar kurdu!"
***
Bu olay vesilesiyle kâinat kitabından ne öğrendiğime gelince...
Küçük kindar karanlıklar daima var olacak, orası kesin. Ama onu gizlendiği yerde açığa çıkarıp ifşa edecek sıkı duruşlu, müennes kadın enerjileri de...