Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Medya ve Tombik Kadın

Tombik bir kadındı. Hem emekli sandığından hem SSK'dan emekli maaşı alıyordu. O yılların çamurlu varoşunda bakımsız bir evde oturuyordu. Evin bir kısmına kreş açmak istemiş başaramamıştı. Tavuk çiftliği yapmak istemiş, bodrumda 15-20 tavukla anca kendine yetmişti. Kocası akşamcı tabir edilen hovardalardandı. Parasının küçük bir miktarını eve veriyordu. İki oğlu vardı okuyan, onlara elbise, harçlık gerekiyor, evin geliri hiçbirine yetmiyordu.

***

Mahallenin fakir kadınları işe gittiklerinde çocuklarını bakacak birisini arıyorlardı. Kadınlar iki çocuğu getirip Tombik Kadın'a bıraktılar. Çocuklar gelince tontiş hatun sahiden gençleşti! Öyle güzel bakıyordu ki onlara. Fakat semt çok düşkün bir semtti. O yıllar halkın fena ezildiği yıllardı. Çocukların anneleri bir süre cüzi bir ücret verdiler, sonra o da kesildi.
Biri güzel bir kadındı, bir minibüsçüye uydu, evini terk edip kaçtı. Diğeri ortadan kayboldu. Çocuklar öyle mahzun kaldılar. Tombik kadın onlara şefkatle davranıyor bir taraftan da annelere ulaşmaya çalışıyordu. Böyle böyle aylar geçti. Evdeki koca, "Burası Çocuk Esirgeme mi?" diye mızırdanmaya başlamıştı.
Birgün çocuklar tek kale maç yaparlarken, omuz çantasıyla genç bir adam mahalleye düştü! Pırıl pırıl blucini, kalın deri kemeri ve o dönemde moda olan uzun saçlarıyla bu bir gazeteciydi. Biri ona, bizim mahallede bir teyze olduğunu, kendine bırakılan ve unutulan çocuklara kendi çocukları gibi baktığını filan söylemişti. Semtin çocukları bu havalı gazeteci ağabeyin çevresine sardılar, tombik teyzenin evini gösterdiler.
Tombik Kadın yüzünde hüzünlü tebessümü, memurluk yıllarından kalan nezaketiyle gazeteciyi karşıladı. Ona kreş ve tavuk çiftliğinin Türkiye'nin geleceği olduğunu anlatmaya çalışacaktı, ama gazeteci ikram edilen kek ve çayı lüpletirken bunlara pek kulak asmadı. Baktıklarıyla birlikte dışardaki çocukları da toplayarak bir fotoğraf çekmek istiyordu. Şefkatin haberini yapacaktı. Kadın çaresiz kabul etti. Belki de bu hayallerini gerçekleştirecek bir kapının açılması demekti! Devlet onu duyar ve bir el uzatabilirdi. Belli mi olurdu, Allah büyüktü...
Tombik Kadın saçlarına çeki düzen verdi, üstünü başını düzeltti. Ördeklerin gezindiği çayırlıkta mahalle çocuklarıyla birkaç fotoğraf çekildi...

***

Şık delikanlı geldiği gibi gitti. Sıcak yaz günleriydi. Arka mahallenin çocukları cibinliklerin altında öğle uykularına yatmaya, akşam üstleri top oynanmaya, damlarda güvercin uçurmaya, bahçe sulama ve tavuk yumurtaları toplamaya devam ettiler. Hayat sessiz sedasız aktı. Sonra birden mahallede bir dedikodu dolaşmaya başladı. Tombik Kadın'a nefretengiz bakışlar atılmaya başlanmıştı. Nihayetinde haberin çıktığı gazete getirildi. Kadın ve etrafındaki 9-10 çocuk birinci sayfadaydı. Başlıkta ise "Bütün mahallenin çocuklarına tek başına bakıyor!" yazıyordu.
Fotoğraftaki çocukların ana babaları doğal olarak buna çok kızmışlardı. Sabahın kör karanlığında fabrika, hastane kapılarında, işportacılıklarda çalışıp çabalayıp yetiştirdikleri evlatlarının böyle bir yalan haberde yer almaları izzetinefislerine dokunmuştu. Tombik Kadın gerçeği anlatmaya çalıştı ama pek etkili olamadı...

***

Mamafih zor bir hayat sürüyordu oralarda. İnsanlar sahipsiz ve unutulmuş gibiydiler. Bir süre sonra hayat gailesinden gazete haberi unutuldu gitti. Gazeteyi heyecanla bekleyen Tombik kadının büyük oğlu, küpürü kesip sakladı. Herkese göstermek ve bir zamanlar ünlü olduklarını söylemek isterdi, ama ne çare! Demek gazetecilik böyle bir şeydi. Kimselere gösteremediği gazete parçasını ileriki günlerde yırtıp attı...

***

Ben işte o hayalperest ve büyük kalpli Tombik Kadın'ın, o rahmetlinin büyük oğluyum. Medyayla ilk teşviki mesaim budur. Bir gün yazar olursam bunu yazacağım demiştim.
Biraz geç oldu ama öyle de yaptım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA