Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Mahcuplar, merdümgirizler, kenardakiler

Siyasi kamplaşma bizi bozdu...
Taraftar olmak ve o tarafın en kaba şeylerini tekrarlamak artık bir tür okur-yazar tavrı! Bu noktada kelimenin olumlu anlamında entelektüel faaliyetten, münevverden bahsedemeyiz.
Zaten kimsenin de böyle bir ihtiyacı yok...
Yani eleştiriyel bir akıl, sadece pratik reel politikayı değil, 'zamanın ruhunu' da okuyan bir akıl artık geçersiz bir akçe. Var mı yok mu tribünler, oradaki vaveyla!
Eğer oralarda değilsen bir şekilde küçümseniyorsun. Ya da şöyle diyelim, taca çıkıyorsun...
Taca çıkmak da hiç fena bir şey değil öte yandan. Onu da söylemeliyim. Yeşil çimenlere serilip kenardan oyunu izlemek veya sıkılırsan bir türkü mırıldanmak ya da kulaklığı takıp kendi kendine konuşmak filan güzel meşgaleler...

***


Hayatımız hiperpolitik vaizlerle, dijital şeyhlerle dolu. Aklıma sahte peygamber Müseylime geliyor. Muhammed Aleyhisselâm hakka yürüdüğünde orada da böyle tipler türemiş. Müseylime bence en ilginci. Şöyle ayetler uydurmuş:
"Renkleri siyah olduğu hâlde sütleri beyaz olan koyunlar üzerine and içerim ki..."
Veya,
"Tohum ekerek, ekin yetiştirenler, ekinleri biçenler, buğdaylar savuranlar, sonra öğütenler, onlardan ekmek yapanlar bu ekmeleri ufak ufak doğrayarak et suyunda ıslatanlar ve bunların üzerine sâde yağ dökerek yiyenler şerefine and içerek..."
Ve de,
"Ey kurbağa ötüp de niye su içmemizi önlersin?"
Tabii finalde bu tuluat, Hz. Ebubekir'in orduları tarafından sona erdirilmiş! Lakin o zamana kadar şahıs, insanoğlunu epey telef etmiş. Yani bu kafa masum bir komedi kafası değil, onu da bilmeli...

***


Fakat fazla da morali bozmamalı. Ne demiş Galip Dede:
"Ey dil, ey dil niye bu rütbede pür gamsın sen Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-fermâ-yı melek zât-ı mükerremsin sen Bildiğin gibi değil cümleden akvamsın sen
Ruhsun nefha-i Cibril ile tev'emsin sen Sırr-ı Hak'sın mesel-i İsi-i Meryem'sin sen."
Şöyle:
"Ey gönül, neden bu kadar gamlısın? Yıkıksın, kırık döküksün, hâlbuki sen tılsımlı bir hazinesin. Meleklerin secde etmeleri emredilen kutsal bir varlıksın. Bildiğin gibi değil, her varlıktan daha yetkin, daha ilerisin. Ruhsun, Cebrail'in kokusuna ikizsin. Sen Allah'ın sırrısın, Meryem'in oğlu İsa'sın..."

***


İnsan bazen kendini çok umutsuz ve bezgin hisseder. Kendinde tâkat, mecal bulamaz. Adeta kentsel dönüşüm bekleyen virane gibidir... Ama bilakis gerçek böyle değildir! O kişi, içindeki nurlu ışığa erişemediği için bir uyuşukluk yaşamaktadır. Galip Dede diyor ki, sen yıkık bir viraneye benziyorsun fakat unutma: Bütün hazineler harabelerde bulunur!
Merdümgiriz meselesine gelirsek, insandan kaçmak, kendine çekilmek anlamına geliyor. Merdümgiriz, 'kenara çekilen' 'münzevi'. Psikologlar böyle insanlara asosyal filan da demekte...
Merdüm, insan demek. Giriz, kaçan. Merdümgiriz insanlar arasına karışmaktan, onlarla birlikte olmaktan çekinen, hoşlanmayan kimse.
Samiha Ayverdi hanımefendi şunu yazmış:
"Eyüp, merkezden muhite doğru yelpaze gibi açılan şehrin içinde, yarı özerk ve karakteristik hayatın ortasında, her şeyi kendi çatısı altında arayıp bulan kimselerin merdümgirizliği içinde kendi kendine yeten bir semt sayılırdı..."

***


Peki merdümgirizlerin kaçtığı insan türü hangisi?
E işte o etrafta, karşımızda. Biz... Hepimiz... Rap şeklinde söylersek: Telefonuna bakıp kendini allame sanan, odur işte kafamızı şişirip duran...
Yunusça konuşursak, "Özünden gayrı kimseyi beğenmez / Yüce yerde durur aşağı inmez" tipler.
Ondandır. Bu durumdan kaçmak, kaçınmak bence şifadır. Yani mahcup bir merdümgiriz bu zamanda en güzel yoldur, evlâdır, hastır.
Eğer serbest çevirip konuşacak olursak Fuzuli de bizdendir:
"Halk içine karışmaktan uzak durmamın sebebi, zâtımı melek ruhlu dostlara alıştırmış olmamdan belli..."
Demiştir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA