Aydıncıkların, köşecilerin, TV ekranlarında gerdan kıranların velvelesi "sürüp duru" be Çekirge!
Beyinler hepten aykırı gitmekte...
Bıraksan beyin bir tarafa, beden bir tarafa gidecek. Ruh dersen saten zayi olmuş. Ara ki bulasın!..
HDP'li Altan Tan ne çok bağırıyor, yetti gaari! Doğru söyledikleri de güme gidiyor:
"Kitlemizi sokağa çağırırken bunun sonuçlarını düşünmeliydik. Halkı sokağa çağırırken vurup kırmalara, mahal verilmesinin önüne geçecek tarzda bir dil ve üslup kullanmalıydık. Olaylar çığırından çıktığı anda da yapabileceklerimiz vardı. Kuyumcu, market, banka yağmaları ile HDP'nin orta sınıflar ile olan yakınlaşması yaralandı. Hüda-Par'a yönelik saldırılar ile HDP'nin Kürt İslami çevreler ile olan yakınlaşması yaralandı. Büst ve bayrak yakmaları ile HDP'nin laik, seküler Türkler ile olan yakınlaşması yaralandı."
Günaydın demek yerine alçak sesle şöyle diyoruz kendilerine:
Seküler tıraşı bırakalım. Türkiye, ırkçılığın bugüne kadar mağdur ettiği tüm insanlarla "göz hizasında" barışacak. Bundan geri dönüş yok.
Onların eşitlik hakkı bir lütuf değil, analarının ak sütü kadar helaldir onlara...
Barıştan, Selam'dan geri dönmeyeceğiz, boşuna sırıtmasın sırtlanlar... Bazı sözler şamatada kayboluyor fakat! Atılan ileri adımlar, aman geri alınmasın diye hafakanlar basarken bizi, teneke sesli velvele sürüyor. Ne velveleymiş be arkadaş... Misal, "Yetmez ama üstü kalsın"cıların kraliçesiydi vakti zamanında. "Münevver'i ailecek parçaladılar falan da yazık oldu vicdanlı çocuktu" diyor mealen! Yalnız değil, bir diğeri "katile âşık oldum" şeklinde Cem Garipoğlu güzellemesi yazmış.
Sırf orijinallik olsun diye, sırf farklı gözükecekler diye neler yapıyor şu aydıncıklar! Kız parçalayan katillere bile yamanabiliyorlar. Kanlı duvarları çamaşır suyuyla silmeyi akıl edemeyenlere dürüm dürüm yanıyorlar...
Çıkıp TV'lere ölüm yarıştırıyorlar bir de! Yasin mi, Berkin mi? Seninki mi, benim ki mi daha acı, diyerekten. Kapatıp gidiyoruz aleti.
Şu sıralar tartışma programı seyretmeyenlerin sinirleri 10 Numara!
Bir velvele, bir velvele...
Herkes Dışişleri Bakanı kıvamına geldi. Millet dâhiyane stratejiler peşinde! İyi aslında bu, içe kapanma dönemi bitti. Herkes her konuda konuşuyor. Ama tabii gazete bilgisiyle ulema olmuşların derdi tasası büyük...
CNN bir foto, bir PİAR şeysi yayınlamış, ben yeni gördüm. Motorcu çetesi lideri Ahmet Hakın, sonunda katil çıkacağından emin olunan bir pozda Cücü! Ortalarında deri ceketli, kollarından aniden çıkaracağı uzun bıçaklarıyla Ninja, Şirin Poison! Bir tür Matrix. Kafalar memlekette bin beş yüz. Onu diyorum...
Televizyonlarda, köşelerde uzun namlulu silahlarla ateş ediliyor. Mermiden kelimeler. "Kim daha iyi nişancı?" diyerekten reyting locaları tıklım tıklım. Alkış, tezahürat gırla...
"Tibıtır" diyorlar bence cuk oturmuş. Tangır tungur bir şey şu Twitter. İsveç filan oralarda bakan seçilen güzellere özenen gezici bi'star, "Beni de sağlık bakanı yapın" deyip duru mesela!
Bunları başımıza saranlar, ego sardalyesi yapanlar utansın diyorum, ne diyeyim?
IŞİD selefi sefilleri kadın satıyor, erkek satıyor, tecavüz ediyor, kafa kesiyor!
Ama onlar da oruç tutuyor, namaz kılıyor... Yani iş ciddi!
Artık şekil şartlarıyla, salt zahiren dini konuşma evresi bitti bence. İyi oldu. Yani diyeceğim taassup fanatizmiyle velveleci Cahiliye Dinleri var ortalıkta. Hak dinini gürültüye getirmek için Beyaz Mafya ayakta. Arkalarında İngilizce dalga dümenler. İslamofobi'yi şişirmek için kaba etler yırtılmakta. Her sakallı katil, millet sinekkaydı geziyor. Aman ha!
Anadolu Ruhu suskun. Mustafa Keser'in askerleri Cemil Bayık tipli "fırtına" yağmacılarıyla ev gezmesinde. Yakalarında bir başka Beton Velvele... Pek Yakında filmi sağlam takladaymış. Arada iyi bir haber de gelsin dimi ama? Şahsın, görmemişin oğlu olmuş dönmüş kulağını koparmış şeklindeki araba galerisi, Beyaz Türklere yağcılığı ayrı konu. Fakat küfür etmek, hakaret etmek ve korunmasız insanlarla dalga geçmek üstüne kurulmuş mizahtan hiç haz etmeyenler için bayram havası: Oh olmuş, darısı muadillerinin başına...
Bu arada siz Altın Portakal'daki velveleden bir şey çıkardınız mı? Benim arada kaptığım şu: O... ç... saydırmasının önüne eşit olaraktan herkesin sevdiği saydığı bir atasını, adamını, ismini koyalım. Özgürlüğümüz böylece tepeye vursun, O.Ç. Demokrasisi olup dursun!
O değil de bu yazı hepten aykırı gitti...
Yok, şu Antalya'da sahneye çıkıp bizim ne kadar aptal ve çoban ve kültürsüz olduğumuzu söyleyen ibibiklerden bu sene mahrum kaldık ya, kesin ondan oldu...