8 Aralık 2010 tarihini hiç unutmuyorum... Akşamüzeri telefonum çaldı. Çok kritik bir konum sahibi olan dostum arıyordu.Direkt heyecanla Gölcük Donanma Komutanlığı'na yaptıkları baskında ele geçirdikleri belgeleri anlatmaya başladı.Donanmanın gizli bölmelerinde 28 Şubat döneminin tüm BÇG kayıtlarına ulaşılmıştı... 1996-2001 döneminin tüm illegal emir ve talimatname belgeleri savcılık tarafından ele geçirilmişti.Bu belgelerin çıkarılışı savcılık,polis ve donanma ekipleri tarafından kamerayla kayıt altına alınmıştı. Daha evvel soruşturmaları önlemek için uydurulan laflar edilmesin diye ekstra bir özenle üç birimin elemanları eşliğinde belgelerin renk,koku ve doku testleri yapılmıştı.Tüm bu işlemlerden sonra donanma komutanı da ilgili belgelerle ilgili bu işlemlerin altına imza atmıştı... Sonra buluştuğumuzda dostum-elbette yazmamak üzere-bana çıkardıkları ve kontrol ettikleri sırada gözleriyle gördükleri belgelerin içeriklerini anlatmaya başladı... Manzara dehşetti... Herşey yazılı kayıt altına alınarak yapılmıştı.28 Şubat darbesinin bütün iğrençlikleri adeta "belgeli" şekilde yapılmıştı.Herşeyin yazılı emir ve talimatları vardı.Yapılan herşey "bilgi notu" şeklinde üst birimlere iletilmişti. Herkes kendini garanti altına almak isterken yapılan tüm hukukdışı pis işler ortaya dökülmüştü...
ADALET SONUNDA TECELLİ ETTİ
Darbecilerin fişlediği ve bitirmek istediği dindar işadamları...O dindar işadamlarının bitirilmesi için TSK'dan ricacı olan işbirlikçi ve darbeci işadamları...Özellikle ismi bende saklı kimi müteahhitler ve banka sahipleri ile CEO'ları...Darbecilerin dindar sermayeyi bitirmek için devreye girmesi karşılığında alınan-verilen paralar...Darbecilerin emriyle yasadışı finansal operasyonlar yapan bankacılar ve borsacılar... O borsacıbankacı takımının darbecilerle işbirliği yaparak dindar işadamlarını ve finans kurumlarını yok etmek için yaptıkları...O yapılan illegal finansal operasyonlar karşılığı hortumlanan paralar...Bu paraların bir kısmının BÇG kasasına aktarılması...Bu illegal ortaklık sonucu kimi holding ve banka yönetim kurullarına giren paşalar...Bakkaldan manava,kebapçıdan berbere,finans şirketlerinden holdinglere ,müteahhitlere,televizyonlardan,armatörl ere kadar herkes fişlenmişti...Bu isimlerin önemli bir kısmı darbeci general&işadamı yasadışı işbirliğiyle batırıldı...Batırılmayan da ekonomik olarak çok geriletildi...Bütün bu illegal operasyonlar Gölcük belgelerinde var...Hangi darbeciler bu yasadışı finansal operasyonları emretti? Hangi darbeci işadamları, müteahhitler, bankacılar, borsacılar,aracı kurumlar bu emirleri yerine getirdi ve bu illegal işbirliği karşılığı haksız yere milyar dolarlar hortumlandı? Bu illegal işbirliği sürecinde bu halkın 200 milyar dolar parası nasıl çalındı? Darbeci hırsızlığın belgeleri de savcılığın elinde... Biz yeniden 8 Aralık 2010'a dönelim. Bu konuşma üzerine ben de çok heyecanlanmıştım.Ben muhabir değilim,öyle haberi anında iletmek heyecanım yoktur. Fakat bu "Donanma baskını" beni de gazetecilik açısından heyecanlandırmıştı. Anında o zaman çalıştığım Taraf'ın yöneticisi Yasemin Çongar'ı aradım. Yasemin de heyecanlandı,manşeti yıkmaya karar verdiler...Sonra Mustafa Cesur'la konuştuk,ardından da o sıra Beşiktaş Adliyesi'nde olan başarılı muhabir Bahar Kılıçgedik'i aradım.Bahar'a da henüz bilgi gelmemişti,karşılıklı konuştuk,adeta o gün Bahar'ın "haber kaynağı" ben oldum ve öbür gün Taraf "DONANMAYA KOZMİK BASKIN" manşetiyle çıktı...O gün daha hiç kimse 28 Şubat soruşturmasını başlatacak sürecin o baskınla başladığını anlamamıştı... Haber aynen şöyleydi... "İhbar üzerine Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'na baskın yapan Ergenekon Savcıları bir binbaşının odasının zeminindeki gizli bölmede, Türkiye'yi sarsacak belgelere ulaştı...
Askerî casusluk soruşturması kapsamında İstanbul Organize Şube Müdürlüğü ekipleri, Ergenekon Savcısı Fikret Seçen nezaretinde Gölcük Donanma Komutanlığı'na baskın düzenledi. Savcı Seçen'e gelen ihbar e-maili üzerine düzenlenen baskında Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü'nün odasının zeminindeki gizli bölmelerde yaklaşık 10 çuval belge, doküman ve dijital materyal bulunduğu öğrenildi. Soruşturmayı yürüten Savcı Fikret Seçen'e kimliği gizli tutulan bir deniz subayından gelen Gölcük Komutanlığı'nda
bazı