Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Fazıl Say'a dair 'yavşakça' algılar

"Her Fazıl tartışması, Fazıl'ın müzikal evreninden bizi daha da uzaklaştırıyor. O ne söylerse söylesin büyük sanatçıdır. Fazıl'ın dediklerine değil çaldıklarına, bestelediklerine bakın siz. İsterse faşist olsun, insanlık dışı açıklamalar yapsın yine sanatıyla insanlık alemine büyük katkılar yapmış bir adamdır Fazıl..."

Türkiye'de Fazıl Say ile ilgili algılar saçmasapan yerlere gitmeye başladı... Elbette bunda kendisinin açıklamalarının çok büyük payı var. Söylediğim 'algı bozukluğu' sadece Say'ı sevmeyenler açısından değil, sevenler açısından da var. Dünyanın yaşayan en önemli piyano virtüözlerinden birini sevenleri de önce Nâzım Oratoryosu ya da Metin Altıok Ağıtı ile anar oldu. Bu anış, Fazıl'ın müzikal başarısıyla değil yine ideolojik kimliğiyle ilgili. Konuştuğum birçok 'Fazıl hayranı' da onun müzikal evrenine dair, insanın ruhuna işleyen çalışmalarına dair neredeyse hiçbir şey bilmiyor ama Fazıl'ı seviyorlar! Yani Fazıl, çoğu DOB (Devlet Opera ve Balesi) sanatçısı gibi yeteneksiz ve çapsız bir sanatçı olsaydı da yine böyle ulusalcı, Kemalist, elitist laflar etseydi yine çok seveceklerdi. Yani ortada 'Müzik bahane, internet açıklamaları şahane' gibi Fazıl'ın çok sevdiği tabirle yavşakça bir durum var...
Fazıl Say'ın benim kişisel tarihim açısından çok kıymetli bir yerde durduğunu daha evvel Taraf'ta çıkan birkaç yazımda belirtmiştim...
Özellikle 'Fazıl Say'la Kemalizmi sorgulamak' yazımı internetten bulup okumanızı isterim.
Daha 1995'te kimseler Fazıl'ı tanımazken bizim aile yemeklerinde ismi geçen, tanıdığımız biriydi Fazıl Say. Kıtalararası konser piyanistleri yarışmasında birinci olmuştu o sene ve bizim evde sanki ben birinci olmuşum gibi sevinilmişti.
Klasik Batı müziğinin daha geniş kitlelerce sevilmesi ve en üst seviyede icracıların yetişmesi için ömrünü vakfetmiş amcam, Prof. Önder Kütahyalı için Fazıl Say büyük bir umuttu.
Aslında benim kişisel tarihimin pek bir önemi de yok. Fazıl söylediğim gibi tartışmasız şekilde dünyanın en önemli piyano virtüözlerinden biri, kimi yorumlara göre birincisi. Sahnede piyano ile bütünleşen, piyanoyu çalmaya başladığı an hem kendi bambaşka bir aleme geçen hem de onu kalp sesiyle dinleyenleri bambaşka alemlere taşıyan bir müzik adamı Fazıl.
Tamamen kendine has çalış tarzıyla sonuna kadar sahici, metafizik iç sesiyle yekvücut bir virtüöz.
Hangi düşüncede olursa olsun insanları sanatında birleştirebilecek bir adamın şu anki 'algı durumu' beni çok üzüyor... Her Fazıl tartışması, Fazıl'ın müzikal evreninden bizi daha da uzaklaştırıyor. Fazıl ne söylerse söylesin büyük sanatçıdır. Fazıl'ın dediklerine değil çaldıklarına, bestelediklerine bakın siz. İsterse faşist olsun, insanlık dışı açıklamalar yapsın yine sanatıyla insanlık alemine büyük katkılar yapmış bir adamdır...

FAZIL, NEYİN BÜYÜSÜNÜ HİSSEDER
Birkaç ay sonra unutulacak açıklamalara değil, bu yazıyı kaleme alırken şu an benim dinlediğim asla unutulmayacak Fazıl Say performanslarına odaklanın... Dünyanın en önemli keman virtüözlerinden Patricia Kopatchinskala ile beraber icra ettikleri Beethoven'in Kreutzer Sonat'ını dinleyin mesela. Fazıl ile Patricia'nın muhteşem uyumuna, birbirilerinin iç sesini nasıl hissedip birbirilerini tamamladıklarını hissedin...
O an modern hayatın gündelik gel-geç saçmalıklarının ne kadar boş ve kof olduğunu da hissedeceksiniz. Gündelik hayat bizi öyle aptal ve nefsani, öyle beyin çürütücü yerlere sürüklüyor ki bir süre sonra bize o yabancılaşma hali 'normal' gibi geliyor. Oysa insan tabiatına, ruhuna tamamen aykırı süfli bir hayat yaşıyoruz çoğumuz...
O süfli hayatın ruhlarımızı işgaline direnmek için Fazıl Say'dan Bach'ın altı numaralı Fransız Süiti'ni dinleyin mesela, hemen ardından da Kunst der Füge'yi... Bach'ın Kunst der Füge'sini Fazıl'dan daha iyi yorumlayabilecek insan yeryüzünde yok desem inanın abartmam.
Çünkü Fazıl'ın özel metafizik ilişki kurduğu bir eserdir bu, dinlerken o derinliği hissedersiniz.
İnsanın kötü günlerinde iyiye dönmek için dinleyeceği biridir Fazıl. Tek biz dinleyiciler için değil, kendisi için de öyle aslında... Bu süfli garipliklere kendini kaptırdığında kendini dinlediği an o boş ve kof anafordan kurtulacağına eminim, ama insanın bazen kendisine yararı olmayabiliyor...
Öte yandan her ne kadar Fazıl'ın açıklamaları tersi bir imaj verse de, bu toprakların manevi kültürüne yabancı biri değildir Fazıl... Kendi iç sesiyle bütünleşme çabasını anlatırken Aşık Veysel'i örnek verir. Aşık Veysel'in o metafizik çabasının o yalın müziğine nasıl yansıdığını da hisseden ve bundan istifade eden adamdır Fazıl.
Türkiye'nin 'Klasik Batı Müziği' icracıları genellikle bu ülkenin birikimine ve kültürel derinliğine dair cahilce sözler ederler, böyle çok örnek vardır. Fazıl tüm samimiyetiyle bunlara karşı çıkan bir adamdır. Çünkü o komple bir müzik adamıdır. Her ne kadar siyasi açıklamaları bu klanın statükocu/Kemalist ideolojisiyle uyumlu olsa da, sanatsal vizyonu ve derinliği onlardan farklıdır. O yüzden zaten dünya literatüründe böyle önemli bir yeri vardır...
Itri'nin Nevakar'ının göğe varan bir eser olduğunun farkında bir müzik adamıdır Fazıl. Çok farklı bir müzik formasyonundan gelmesine rağmen Nevakar'ın o göksel derinliğini hisseder. Itri ile Bach arasındaki metafizik ve mistik akrabalığı hissedebilen bir kulaktır onunki ve bu hissedişi sözde bırakmaz, eserlerine ve performanslarına da yansıtır... Piyanodan sonra en çok etkilendiği enstrüman neydir. Neyin doğrudan insan kalbine işleyen büyüsünü hissetmiş adamdır. Kudsi Erguner ile yaptıkları çalışma bu ortak büyüyü yakalama arzusunun bir ürünüdür... Fazıl Say'ın çalışmalarını, özellikle klasik bestecileri performe ettiği çalışmaları dinleyin... Yaptığı açıklamalardan hoşlanın ya da nefret edin ama önce Fazıl Say'ı derinleşerek ve odaklanarak bir dinleyin. Bu kadar kuru gürültü arasında sevenin de nefret edenin de 'müziğine odaklanmadığı' bir adam olmamalı Fazıl Say...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA