Amberin Zaman'ın Fatih Altaylı'nın dümen suyuna girdiğinden beri yaşadığı dönüşüme dair bir şey yazmak istemedim bugüne kadar. Sevdiğim bir insandı, tüm liberaller ve demokratlar gibi ben de üzülüyordum ama yazacak o kadar konu varken ses etmiyordum. Ama artık son yazdığı yazıda Ruşen Çakır için kullandığı 'dört dörtlük gazeteci' sözü tepemi attırdı... Her şey bir yana, Amberin'in Türk medyasına girişini Taraf gazetesi sağladı. Ahmet Altan ve Yasemin Çongar bunu sağladı. Hiç mi eski gazetene vefan yok, hiç mi bu ülkenin özgürleşmesi için açlık ve yoksulluk pahasına mücadele eden eski arkadaşlarına saygın yok, kusura bakma da, hiç mi utanman yok Amberin? Eski Türkiye'nin azılı faşistlerinden Fatih Altaylı'nın dümen suyuna girmeyi, "Gazi Mahallesi'den Etiler'e taşınmak," diye tanımladın, onu anladık. İnsan yeni mahallesi için, eski onurlu mahallesini böyle satar mı? Değer mi böyle bir şeye? O operasyonel sabah programından defalarca Taraf'a, Altan'a, Çongar'a küfretti Ruşen Çakır, "Sizinle kişisel hesabım var, size gününüzü göstereceğim," dedi. Senin, çok sevdiğini söylediğin eski gazetene ekranlardan "Kalleş," dedi, yetmedi Başbakan'ın masaya yumruğunu vurup Taraf'a haddini bildirmesini istedi. Her Taraf sözü geçtiğinde, kin ve nefretle andı eski arkadaşlarını ve azıcık parayla geçinmeye çalışan o gazetenin onurlu muhabirlerini. Taraf'ın kapanması, kapatılması için elinde geleni yaptı... Nasıl, yüzün hiç kızarmadan bu adama 'dört dörtlük gazeteci' dersin? Bayıldığın Fatih Altaylı'nın Ahmet Kaya'yı linç eden o yazılarına da dört dörtlük de de tamamla bu berbat dönüşümünü Amberin... Ne diyeyim, daha fazla ağır bir söz kullanmak istemiyorum. Allah müstehakını versin...