Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Huzurlu Venedik

İlk kez 32 yıl önce geldim bu kente. Venedik’in adı ‘Serennissimo’ yani sükunet, huzur, sakinlik, durgunluk. Zamanla başka yüzlerini gördüm. Dünyada en çok olmak istediğim kentlerden biri Venedik

26 Mayıs 2016

Venedik! İlk kez geldiğim günü anımsıyorum. 32 yıl önce.
Ne serüvendi. Nasıl etkilenmiştim.
Elimde bir kutu kamera. Resimler çekmiştim. Çürüyen bir suyun içindeki bu ölen şehir! Dünya edebiyatında ölümle bu derecede koyun koyuna yaşayan ikinci bir kent daha yok. Ürküntülerle dolu bir yer burası. Vebalar, salgınlar. Karnavallar.
Ürkütücü maskeler.
Casanova! Onun yaşadığı 18. yüzyıl ve Venedik: bütün Avrupa'nın en önemli eğlence merkezi.
Kumarhaneler, balolar, neredeyse ahlak dışı denecek bir yaşam. Sonra bu kent çöktü, Thomas Mann'ın Venedik'te Ölüm'ü her şeyin üstüne siyah, ölümcül tüy dikti.
Ben de ilk geliş gidişlerimde bu duyguyla hareket ettim. Oysa Roma'nın 'Sonsuzluk Kenti' adına karşılık Venedik'in adı 'Serennissimo'- sükunet, huzur, sakinlik, durgunluk.
Zamanla başka yüzlerini gördüm.
Bugün benim için o turkuaz su, etrafındaki palazzolar, büyük, muhteşem kiliseler, kırmızı tuğlalı kuleler, sükuneti emen, görmüş geçirmiş ama artık çok yıpranmış binalarla çevrili avlular demek.
Dünyada en çok olmak istediğim kentlerden biri Venedik.
Sabah erken uçak. Otel Arsenale'de.
Ne hoş. Vaporettodan sonra üç adım ve odamız. Hemen arkasındaki muhteşem yoldan yürüyünce Mimarlık Bienali'nin gerçekleştirildiği Arsenale. Türkiye pavyonundaki yapıt bir mucize.
Belki bienalin en parlak işi ve mekanı.
Çıkınca yürüdük. Kaybolduk.
Yemek yememiz gerek. Nefis bir lokanta bulduk. Otele döndük. Hazırlandık.
İKSV'nin düzenlediği açılıştayız.
Monaco Oteli'nde. Deniz kıyısında. En sevdiğim yerlerden biri. Müthiş gün batımları. Venedik biraz da bu demek. Otele yürüyerek dönüyoruz. Artık sakinleşmiş bir Venedik var. Ayak seslerimizi dinliyoruz.
Büyük meydanlar bile boş.
Gerçek Venedik belki de bu.

27 Mayıs 2016

Genç Osman'ın etkileyici fermanı
İlginç, hiç bilmezdim, meğer Rus şair Joseph Brodsky'nin Watermark (Su izi demek, binalarda falan suyun yükseldiği nokta ama aynı zamanda paraların ortasında yer alan ancak ışığa tutunca görülen 'fligran') diye bir kitabı varmış. Venedik'i anlatıyor. Daha doğal ne olabilir? Brodsky, 20 yıl boyunca Venedik'e gitmiş. New York'ta ölmüş ama Venedik'e defnedilmiş. Kitapta da Venedik'i anlatıyor.
Her zamanki görüşümü tekrarladım: asıl büyük aşk kitapları daima en kısa olanıdır.
Sabah erkenden uyandım. Kahveye oturdum.
İnanılır gibi değil. Venedik, o yeşilimsi suyun ötesinde, çevremde. Bütün bir dünyanın insanları önümden akıp gidiyor. Nefis kadınlar. Deniz. Kiliseler. Daha ne olabilir?
İstanbul'u düşünüyorum. Herhalde dünyada bu şehirle mukayese edilecek tek kenttir.
Yıllardır peşinde olduğum bir Bosch resmi var. Ne zaman görmek istedimse, restorasyonda dediler. Onu görmeliyim. Öğlene kadar çalıştım. Sonra yemek yedik. Gene çok zevk aldık, küçük, dar bir sokakta, kaldırım masalarında oturduğumuz lokantadan. Sonra yollara düştük. Resmi göreceğiz. Ama akşam programları var. Vaktin darlığını anlayıp geri döndüm.
Karşıdaki San Clemente adasında Kempisnki Oteli var. Bir Türk adayı almış, bu oteli onarmış. Orada bir davete gitmem gerekiyor.
Çok ilginç: Genç Osman'ın bir fermanı restore ettirilmiş, otelin sahibi Selim Bey tarafından.
Bir deniz taksi kiralayıp geçtim karşıya. Eşsiz bir otel. Bir mucize. Ferman daha da etkileyici.
Bir sanat yapıtı.
Oradan yeniden motora binip bir ev davetine geçiyoruz. Işıklar kararıyor. Binaların camlarında güneş, gece ve elektrik. Her şey sihirli. Bir 'palazzo' bu, Grand Canale'nin kenarında. Kim bilir hangi yıldan kalma? Aile Fransız general Murat'ın soyundan geliyor.
Ev sahibesi hanım prenses. Odalar, yüzyıllar öncesinden kalma melek heykelleri, tasvirler.
Geniş mi geniş taş mekanlar. Büyüklüğüne diyeceğim yok. Ama bu Barok heykellerle bir arada yaşamak istemezdim diye düşünüyorum.
Kalabalık.

28 Mayıs 2016

Burası yaseminler kenti, her yerde yasemin öbekleri
Erken davranmak gerek.
Çok şey yapmak istiyorum.
İlk iş yarım kalmış Bosch macerasını tamamlamak.
Yürüyorum. Elimde iPhone haritaları falan. Zor şer, buluyoruz ama orası değil, öteki. Gene yürüyoruz.
Avlular, duvarlar, kapılar.
Etkilenmemek olanaksız.
Nihayet! Ama bu defa da Bosch, Amsterdam'a gitmiş.
Kasımda gelecek diyor görevli. Kaçıyor benden Bosch. Yakındaki diğer müzeye giriyoruz.
Campo Santa Maria Formosa meydanına bayılmamak olanaksız. Yemek yiyoruz. Yolda bir balıkçı gördüm. Istakozlar, zarganalar hepsi kımıl kımıldı.
Küçücük yengeçleri, ama o kadar küçük, bir bütün olarak pişiriyorlar. Deniz mahsulü olarak sadece istiridye yok bu mutfakta.
Müthiş bir kırtasiye geleneği var. Ama neredeyse bütün kırtasiye mağazaları kapalı. Kimsenin, turistik hediye dışında, artık o kalemleri, defterleri aldığı yok. Biten, dönüşen bir dünyanın eşiğindeyiz. Bu sevinç veriyor. Bu kadar eski bir kent ve bu yenilik.
Akşama Demet Sabancı Çetindoğan'ın Turkey One derneğinin daveti var.
Mozaik Yolu projesini tanıtıyorlar.
Dört büyük kentte yapılan koruma çalışmalarını destekliyor dernek.
Ne kadar önemli, ne kadar değerli. Peggy Guggenheim Müzesi'nde. Terasta. Ve güneş batıyor. Batmak bilmeyen bir güneş bu. Gökyüzü renkten renge giriyor. Az ötede Venedik kubbeleri, kuleleri. Dayanılmayacak bir görüntü. Çıkıyoruz.
Su kıyısındayız. Bir tek lamba yanıyor. Boşlukta, karanlıkta, sessizlik içinde tek bir lambanın suda yansıması.
Karşıya geçiyoruz.
Güzel otelin terasındayız.
Elimi uzatsam karşıdaki kiliseye dokunacağım. Burası yaseminler kenti. Her yerde yasemin öbekleri. Gece koyulaşıyor.
Katılaşıyor.

29 Mayıs 2016

Gerçekten güzel olan bir şey daima güzeldir
Öyle korktuğum kadar değil ama gene de yağmur. İlk geldiğimde de bu kente o kadar açık, berrak, sıcak hava sonra kapanmış ve yağmur yağmıştı. San Marco'daydım. Geç bir akşam üstüydü.
Aylardan böyle mayıstı. Kafelerin önünde çalan müzik kesilmişti. Derken yağmur durmuş, müzik yeniden başlamıştı. Yerdeki suların üstünde akşamın, günbatımının ışıkları vardı. Başka bir dünyadaydık.
Bu defa öyle değil. Kül rengi her taraf. Gene de çok güzel.
Anladım ki, gerçekten güzel olan bir şey daima güzeldir. Venedik bunun kanıtı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA