Atv'nin rekortmen dizisi Kuruluş Osman ilgiyle izlenmeye devam ediyor. Yayınlandığı günden beri birinciliği kimseye bırakmayan diziye yakın zaman önde oyuncu Ümit Kantarcılar dahil oldu. Osman Bey'in yeni rakibi Ulcay karakteriyle diziye hızlı bir giriş yapan Kantarcılar'la Kuruluş Osman macerasını, karakterini ve kariyerini konuştuk. "Dizinin başarısı tesadüf deği" diyen Kantarcılar, göçebe bir yaşam sürmekte olan başıbozuk Çavdar Tatarların lideri Ulcay'ı da "Hayat motivasyonu savaş kazanmak üzerine kurulu bir lider. Kaybetme lüksü yok" diyerek tarif ediyor. 36 yaşındaki yakışıklı oyuncu aynı zamanda iyi bir baba. 9 yaşında bir kızı olan Kantarcılar, "Baba olmak hayatımı güzelleştirdi ama kimse 9 yaşında kızım olduğuna inanmıyor" diyor.
- Kanatsız Kuşlar dizisinden sonra yolunuz yine ATV ile kesişti. Hem de çok iddialı bir işe dâhil oldunuz, hayırlı olsun. Kuruluş Osman macerası sizin için nasıl başladı?
- Tekrar atv'de olmak beni mutlu etti yeniden merhaba. Güzel ve iyi giden, sağlam kitlesi olan bir işin içinde olmak tabii ki bir oyuncu için iyi hissettiriyor. Sergilediğin performansın karşılığını büyük bir kitleden almak çok keyifli.
- Dizi sadece ülkemizde değil tüm dünyada ilgiyle izleniyor. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
- Biz artık dizi sektöründe çok elit bir yere geldik. Artık Türkler'in de bu işleri ne seviyede yaptığını dış dünyaya gösterdik, hem sinemasal anlamda hem de oyunculuklarla. Bu başarının tesadüf olmadığını düşünüyorum, yoğun ilginin de başarıdan kaynaklandığını düşünüyorum.
- Sette nasıl karşılandınız? Nasıl bir ortamla karşılaştınız? Malum Kuruluş Osman seti, Bozdağ Film Platoları sadece Türkiye'de değil dünyada da sayılı platolar arasında. Böyle bir ortamda olmak ne hissettiriyor size?
- Burada masalın bir parçası gibi hissetmek çok güzel. Oyuncular da ve teknik ekibimiz de arkadaşlarım ve daha önce çalıştığım kişiler olduğu için çok rahattım. Sanki 5 sezondur buradaymışım gibi geldi. Herkes çok sıcakkanlı, çok yardımcı oldular bana. Her şey çok kolay ilerledi.
- Karakter çok yakışmış. Nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?
- Çok kısa zamanda girdi Ulcay. Ön hazırlık çok uzun olmadığı için biraz zordu. Bu adamı var etmeye çalışmak daha çok sette oldu. İyi bir şey çıkardığımı düşünüyorum, oynarken çok keyif alıyorum.
- Kostümlere büründüğünüzde, o havaya giriyor musunuz? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Kostümün tabii ki çok faydası oluyor fakat iş daha çok mental bir reformla oluyor. Kostüm, saç, makyaj ve dekor sizi zamanda bir yolculuğa çıkartıyor ve o büyülü süreç ortaya çıkıyor.
- Bir oyuncu için belli çıtalar, dönüm noktaları vardır. Kötü karakter oynamak, dönem işinde rol almak gibi... Siz bu işle ikisini bir aradan çıkarmış oluyorsunuz. Şanslı hissediyor musunuz kendinizi?
- Şanslıyım çünkü dilediğim gibi oynama imkânı veren iki yönetmenim var. İyi yönetmenler ve iyi performanslar sizi mutlaka bir yere taşır.
- Ulcay karakteriyle diziye çok yüksekten bir giriş yaptınız. Ayağınızın tozuyla Osman Bey'e meydan okuduğunuz sahne çok etkiliydi. Nasıl hazırlandınız o sahneye?
- Osman'a dişli bir rakip arıyorlardı, teklif geldiğinde ben de heyecanlandım ve güzel bir giriş yaptık. Karaktere ve hikâyeye iyi hazırlanıldığında bunlar bütünün güzel parçaları oluyor.
- Daha önce birlikte çalışmış mıydınız? Nasıl bir rol arkadaşı Burak Özçivit?
- Daha önce ikimiz de Küçük Sırlar'da oynadık. Birbirimizi tekrar görmek iyi hissettirdi. Güzel duygular...
- Karakter özelinde, Osman Bey'in yeni düşmanı Ulcay, nasıl biri sizce? Biraz anlatır mısınız karakteri? Amacı, hedefi nedir?
- Ulcay çok tekinsiz... Kimin canını alacağını kestiremiyorsunuz. Hem çok iyi bir savaşçı hem de çok zeki. Hayatını savaşarak kazandığı için kaybetme lüksü yok. 1 kere yenilirse ölür... Kazanmalı ki hem para kazansın hem de hayatta kalsın. Hayat motivasyonu savaş kazanmak üzerine kurulu bir lider.
KARİYERİM DAHA İYİ OLABİLİRDİ
- Çocuk yaşta başladığınız oyunculuk kariyerinizde geldiğiniz noktadan memnun musunuz?
- Çok memnunum, daha iyi olabilir miydi? Tabii ki evet. Bu hayatta her şeyin daha iyisi vardır. Ben de kendimi iyi noktalara taşımak için çalışıyorum.
- Dostlarla Akşam Yemeği adlı tiyatro oyununuz vardı. Sanırım fazla devam etmedi. Neden kısa sürdü?
- Ekip, zaman ve yapımla ilgili bir takım aksaklıklar olunca daha çok devam etmeme kararı aldık. Bildiğiniz gibi tiyatro kollektif bir iş olduğu için birden fazla parametreler oluyor ve bazen olmayınca olmuyor.
9 YAŞINDA KIZIM OLDUĞUNA İNANMIYORLAR
- Genç yaşta baba oldunuz. Baba olmak nasıl bir şey, sizi nasıl etkiledi?
- Çok güzel bir duygu... Allah olmayanlara da versin. Etkilemedi, geliştirdi ve güzelleştirdi. Hayatın farklı renkleri ve farklı sesleri ile büyümeye başladım. O büyüdükçe bu güzellikler artıyor, hiç bitmemesi dileğiyle...
- Allah bağışlasın, çok tatlı bir kızınız var. Elis'le aranızda nasıl bir baba kız ilişkisi var?
- Çok güzel oyun arkadaşlarıyız. İletişimimiz o yüzden genelde akran gibi. Duvarsız ve gerçek. Elis çok anlayışlı ve yeri geldiğinde çok olgun. Hayat bizim için keyifli geçiyor dolayısıyla.
- Onunla ilgili nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz? Sanata, sizin mesleğinize ilgisi var mı? Oyuncu olmasını ister misiniz mesela?
- Mutlu olsun, ne biliyorsa onu yapsın. Bir gelecek hayal etmiyor ve ileriki yaşantısını dizayn etmiyorum. Ona baskı uygulamıyor sadece yaşını, yaşındayken yaşamasını sağlamaya çalışıyorum. O çok zeki bir kız, kendisi için en doğru yolu çizecektir.
- Baba olduğunuzu öğrenenler şaşırıyormuş. Baba olmak, kadınlarla ilişkinizi olumsuz etkiliyor mu? Ya da nasıl etkiliyor? Baba olmaktan değil de erken yaşta evlenmekten dolayı dolayı pişmanlık yaşadığınız oluyor mu?
- Hiç pişman değilim, zamanında korkularım oldu ama onunla beraber büyüyünce hepsi gerimizde kaldı. Kızımın 9 yaşında olması insanlarda hayret uyandırıyor ve inanamıyorlar. Sanırım hala çıtır olduğum için konduramıyorlar... (Gülüyor)
- Şimdiki aklım olsa diyerek hayatı çok sorgular mısınız mesela?
- İnsan kendini her daim sorgulayan bir varlıktır. Herkesin keşkeleri vardır. Önemli olan orada hayatı durdurup kalmamaktır. Hayat her şeye rağmen diyebilmektir.
- Evliliğe bakışınız değişti mi? Yeniden düşünür müsünüz?
- Kurallarım yok. Duygulara önem veren biriyim. Hissettiren, güven veren evet işte şimdi tamam dediğim biri olursa. Yeniden belki...