Dünyanın en güzel şehrinde yaşıyoruz ancak kaçımız yaşadığımız semtin hikayesini biliyoruz? Boğazda inci gibi sıralanan yalıların tarihinden, şehrin sembolik apartmanlarındaki yaşanmışlıklardan kaçımızın haberi var?
Geçtiğimiz hafta bana bunları düşündüren bir etkinliğe katıldım. Karaköy'de Nissim Restoran'da düzenlenen etkinlikte Azeri akademisyen Turan Farajova, İstanbul Apartmanları adlı kitabından yola çıkarak Karaköy ve Galata çevresindeki yapıların öykülerini anlattı. Malum Karaköy denince akla meşhur Kamondo merdivenleri gelir.
Dizilerde filmlerde sıkça görmeye aşina olduğumuz İstanbul'un simge yapılarından biri haline gelen merdivenler, 1850'li yıllarda bölgenin en önemli banker ailelerinden biri olan Kamondo Ailesinden Abraham Salomon Kamondo adına inşa edilmiş. Ailenin hikayesi de çok enteresan.
1492 yılında İspanya'yı terk etmek zorunda kalan pek çok Yahudi aileden biri olarak önce Venedik'e, oradan da İstanbul'a (Ortaköy) yerleşen Kamondo ailesi, Galata'da banka kurmuşlar. Kısa sürede işleri büyüten aile o kadar zenginleşmiş ki, Kırım Savaşı (1853- 55) sırasında Osmanlı Devleti'ne finansman desteği bile vermiş. Modern bankacılığın önderlerinden biri olmasının yanı sıra sinagog, okul, hastane, banka ve han gibi yapılarla İstanbul'un mimari alanında modernleşmesinde önemli pay sahibi olmuşlar. Daha sonra Paris'e yerleşen ailenin fertleri, ne yazık ki 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama kamplarında yok edilmişler.
AMAÇ ŞEHRİN TARİHİNİ KAYDETMEK
Turan Farajova'dan ailenin bu film gibi hikayesini dinlerken, içinde bulunduğumuz ve otel olarak hizmet veren binanın Salomon'un torunu Nissim Kamondo adına yapıldığını öğrendik. Bu ve bunun gibi önünden geçip gittiğimiz pek çok yapının aslında ne kadar derin bir hikayeye, etkileyici yaşanmışlığa sahip olduğunu öğrenince, insan kendini bir tuhaf hissediyor doğrusu. Farajova ile konuşma fırsatı bulduğumda, kitabın oluşum sürecini sordum. Farajova şöyle aktardı:
"Amacım aslında şehrin tarihi binalarını, yaşam alanlarını kayıt altına almak ve hikâyelerini açığa çıkarmaktı. Düzenli bir envanter çalışması olması için özen gösterdiğim proje, aradan geçen sürede bir kent ve mimarlık tarihi platformuna dönüştü. Bu süreçte ilgili takipçilerden gelen talep doğrultusunda dijital ortamda paylaşılan bilgilerin kitaba dönüşmesi fikri ortaya çıktı. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Serdar Kılıç ile birlikte İstanbul Apartmanları, hikayeleri ve anıları ile Beyoğlu kitabına dönüşme aşamasındayken, yolumuz TEPTA Aydınlatma ve Robi Ebeoğlu ile buluştu ve kitabımız okuyucuyla buluşmaya hazır hale geldi."
BEYOĞLU'NA BAKIŞI DEĞİŞTİRECEK
Dijitalden yola çıkarak oluşturulan kitabın içeriğine değinelim.. İstanbul'un ilk apartmanlarına ev sahipliği yapan ve aynı zamanda ilk belediyenin kurulduğu yer olan Beyoğlu'nun dört ana arterinden önem taşıyan birçok sokak, cadde ve apartmanın anı ve hikâyelerinin anlatıldığı kitap, aynı zamanda 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başında Beyoğlu'nda yaşamını sürdürmüş birçok ailenin hayatına da ışık tutuyor. Kitapta ayrıca Büyük Beyoğlu Yangını ve İstanbul'un işgali esnasında Beyoğlu'nda yaşananlar, İstanbul Levantenlerinin hikayeleri, İstanbul'a kıymetli ederler bırakmış ünlü mimarların hayatları ve apartmanlaşmanın ortaya çıkış ve gelişim süreci de ele alınmış.
Beyoğlu'nda yerleşen beş ana arterden (Meşrutiyet Caddesi, İstiklal Caddesi, Sıraselviler ve Cihangir Bölgesi, Gümüşsuyu- Taksim bölgesi, Galata- Karaköy bölgesi) yüzün üzerinde binanın hikayesi ile birlikte, binalarda yaşamlarını sürdürmüş ailelerin hayatlarına da bir zaman yolculuğu yapılıyor. Kimisi acı kimisi tatlı bu hikayeler, okuyucuların Beyoğlu'na bakışını değiştirecek nitelikte.
TURAN FARAJOVA KİMDİR?
Azerbaycan, Bakü doğumlu olan Farajova, İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Diplomasi ve İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi alanlarında yüksek lisans eğitimi aldı ve halen İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi bölümünde doktora eğitimine devam ediyor.