Anadolu'ya her gittiğimde şaşırıyorum, memleketimi bilmediğim için kendime kızıyorum. Ancak şanslıyım, Sabah İl Buluşmaları bu büyük eksikliği gidermeme vesile oluyor. Yine o kıymetli buluşmalardan biri için gittiğimiz Aksaray'daki kafilede ben de vardım. Güzide şehirlerimizin güzelliklerini daha geniş kitlelere duyurmak amacıyla yapılan bu buluşmaların, kurum içindeki sinerjiyi de artırdığı ve bu durumun hepimize iyi geldiği kanaatindeyim.
7 binden fazla evliyaya ev sahipliği yaptığı için Evliya Çelebi tarafından Salihler Şehri olarak adlandırılan Aksaray, Nevşehir havalimanına yaklaşık bir saat uzaklıkta. Aksaray'da gezip görülecek bu kadar yer olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Nevşehir'deki Ürgüp, Göreme ve Kapadokya Bölgesi'ne bir ziyaret planlıyorsanız rotanıza mutlaka Aksaray'ı da dahil etmelisiniz. Hatta Nevşehir'de bir gün kalacaksanız, Aksaray'a iki gün eklemeniz şart. Nitekim şehir, yamaç paraşütü, kayak veya doğa yürüyüşü sporlarını yapma imkânı sunan Hasan Dağı'yla, oksijen deposu Ihlara Vadisi'yle, peri bacalarından kilise, müze ve camilere kadar içinde barındırdığı 17 bin kültür varlığıyla kültür turizmi açısından önemli bir odak noktası.
MARKALAŞMA SORUNU BİTECEK
Biz ziyaretimize Somuncu Baba Türbesi ile başladık. Ardından hızlıca minyatür müzesini gezdik. Yılda 100 bin kişiyi ağırlayan müzede Somuncu Baba'nın hayat yolculuğu minyatürlerle anlatılıyor. Soyu 24'üncü kuşaktan peygamberimize dayanan Somuncu Baba, Osmanlı tasavvuf zincirinin ilk halkası olarak kabul görüyor. Nitekim Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli'nin, Hacı Bayram Veli Akşemsettin'in, Akşemsettin ise Fatih Sultan Mehmet'in hocası... Dolayısıyla İstanbul'un fethiyle de bir bağı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Fatih'in, İstanbul'u fethettikten sonra Anadolu gelenekleriyle bütünleşen Aksaraylıları İstanbul'a getirmelerini istediği, Aksaraylıların gelip yerleştikleri semte Aksaray adının verildiği biliniyor. O yüzden Aksaray ili ile ilçesi sürekli karışıyor. Aksaray'dayım deyince kimsenin aklına il gelmiyor. Bu karışıklık, Aksaray ilinin yeteri kadar markalaşamamasından kaynaklanıyor. 'Ihlara Vadisi'ni Nevşehir'de sananlar var' diyerek isyan eden Vali Hamza Aydoğu'da da bu durumdan mustarip ve geldiği günden beri canla başla Aksaray'ı hak ettiği bir üst lige taşımak için gecesini gündüzüne katıyor. Gezimiz süresince Vali Aydoğdu'nun yerel yönetimle ve halkla nasıl bütünleştiğini, bir takım lideri gibi şehre hangi dokunuşları yaptığını bizzat gözlemledim. Vali Aydoğdu, kısa sürede 250'den fazla projeyi hayata geçirerek Aksaray'ın tanınırlık problemini çözmeye kararlı. Bu konuda başarılı olacağına şüphem yok. Çünkü elinde, gücünü topraktan ve tarihten alan bereketli bir şehir var.
MALAKLI MI KANGAL MI?
Aksaray coğrafi özellikleri açısından da doğal bir film stüdyosu gibi. Hatırlanacağı üzere 2016'da ünlü alimin hayatını anlatan Somuncu Baba: Aşkın Sırrı adlı bir film çekilmiş, Somuncu Baba'yı Furkan Palalı canlandırmıştı. Film, vizyonda 160 bin kişi tarafından izlendi ama keşke ilim irfan sahibi alimlerin hayatını anlatan daha fazla film yapılsa. Film demişken, Sivas'ın dünyaca ünlü Kangal köpeği ile Aksaray'ın Anadolu Aslanı olarak bilinen Aksaray Malaklısı'nın rekabetinden çok güzel bir film olur. Hatırlarsınız, Sivas'la Aksaray valileri arasında sosyal medyada bir kapışma olmuştu. Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu'nun "Sivaslı kardeşlerim alınmasın ama Anadolu aslanı, Aksaray malaklısıdır" paylaşımına Sivas Valisi Salih Ayhan, "Her şey cüsse ile olsa, ormanların kralı aslan değil fil olurdu" cevabı vermiş, ikili arasındaki diyalog Aksaray Valisi Aydoğdu'nun 'Malaklı da bizim Kangal da; yeter ki sevgi olsun, saygı olsun' mesajıyla bitmişti. Şu bir gerçek ki, iki valinin böyle tatlı atışmasına sebep olan iki köpek cinsinin şehirlerin tanıtımlarına katkıları oldukça büyük.
MÜGE ANLI'YA ÜRÜN GÖNDERDİLER
Gülağaç sınırları içinde bulunan Aşıklı'ya ve kadınların başarısına değinmeden geçmemek lazım. Kapadokya Bölgesi'nin en eski köy yerleşmesi olan Aşıklı, Orta Anadolu'da tarımın yapıldığı ilk Anadolu köyü olarak biliniyor. Tarihi 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Avcı toplayıcı nesilden yerleşik hayata ilk geçilen yer olarak bilinen Aşıklılar, çukur barınaklardan, çok odalı kare evlerde yaşamış, hayvanları evcilleştirip, tarım yapmaya başlamışlar. Aşıklı'nın bu tarihsel geleneğini bugün Gülağaçlı kadınlar devam ettiriyor. Gülağaç Kaymakamı Elif Nur Saçal, kurduğu Gülağaç Aşıklı Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ile kadınlara istihdam sağlıyor. İlçedeki kadınların ev ekonomilerine katkı sağlayan kopperatifteki ürünler Aşıklı adıyla marka bile oldu. Gülağaçlı kadınların organik ürünlerden yaptığı reçel, mantı, erişte ve diğer hamur işleri gibi yöresel ürünler, Orta Anadolu'da ilk tarım topluluklarından Aşıklı markasıyla satışa sunuluyor. Doğaya Aşık Eller sloganıyla çıktıkları bu yolda, ürünleri online alışveriş sitelerinde yurdun dört bir yanına satılıyor. Bu talebin oluşmasında ise Müge Anlı'nın payı varmış. Şöyle ki, Gülağaçlı girişimci kadınlar, en çok izlenen gündüz kuşağı programını sunan Müge Anlı'ya kendi ürettikleri ürünlerden bir koli hazırlayıp göndermişler. Anlı da bu paketi yayında açıp anlatınca, bir anda satışlar patlamış. Markanın sosyal medyasını bir günde 3 bin kişi takip etmeye başlamış. O yüzden Gülağaçlı kadınlar Anlı'ya minnettar.
EN PARLAK İLÇENİN SANATKAR BAŞKANI
Aksaray'ın Sultanhani ilçesi Belediye Başkanı Fahri Solak oldukça renkli bir siyasetçi. Aslında siyaset dilini çok iyi bilen halktan biri gibi desek yanlış olmaz. Küçücük belde onun döneminde ilçe olmuş. 2014 seçimini yüzde 58'le kazanmış. Bir sonraki seçimi yüzde 70'le kazanarak Aksaray rekorunu kırmış. Ondan önce CHP'nin kalesiymiş. Sultanhanı, artık AK Parti yönetimiyle şehrin en parlak ilçesi konumunda. Bunda Başkan Solak'ın payı çok büyük. Solak, ilçenin Selçuklu dönemine ait dünyanın en büyük kervansarayına ev sahipliği yapmasıyla gurur duyuyor. Restorasyon çalışmalarına hız vermiş ve burada konserler organizasyonlar yapmayı tasarlıyor. Solak, Kapalıçarşı'da turistlere halı satan ve bizzat kendisi de halı dokumacılığı yapan bir dokuma sanatçısı aslında. Sultanhanı da halı restorasyonu konusunda Türkiye'de rakipsiz. Solak, mesaisi bittikten sonra halı dokumaya gittiğini, Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'ndaki odasında bulunan halıyı, Buckhingam Sarayı'na giden halıların kendi ilçesinde dokuduğunu anlattı. 'Sanata yapılan yatırım hiçbir zaman boşa değildir.' diyen İngilizce, Fransızca ve Çince bilen Solak, siyaset arenasında fark yaratıyor. Keşke onu gibiler çoğalarak artsa.
MUMYA GÖRMEK İÇİN MISIR 'A GİTMEYE GEREK YOK
İtalya'daki meşhur Pisa kulesine rakip Eğri Minare, Kapadokya'nın devamı niteliğindeki Selime Katedrali gibi yerlerin yanında Aksaray Müzesi de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. 'Mumya görmek için Mısır'a gitmeye gerek yok' diye anlatılan müze, ülkemizdeki en büyük mumya seksiyonuna sahip. Bebek, kedi ve çocuk mumyalarıyla dikkat çeken müzede 1 milyon dolar değerindeki 18'inci yüzyıla ait. Ulu camiden çıkan halıyı da görmek mümkün.
YOK BÖYLE BİR ÇİLEK
Gezimiz boyunca Döğme çorba, Tulum Kebabı, Galveri Kebabı, Kapak Böreği gibi yerel tatları da keşfetme imkânı bulduk. Ancak, yediğim en lezzetli çileğe Aksaray'da rastlayacağımı söyleseler hayatta inanmazdım. Tadı resmen damağımda kaldı. Hasan Dağı eteklerinde Helvadere beldesinde tatma imkânı bulduğum çileğin kokusunu keşke size tarif edebilseydim.
