Güzel oyuncu Merve Çağıran, atv'nin yeni başlayan iddialı dizisi Kalp Yarası'nda canlandırdığı Hande Varoğlu rolüyle adından bahsettiriyor. Yapımını Süreç Film'in üstlendiği, sektörün duayen ismi Tomris Giritlioğlu'nun hikayesinden senaryolaştırılarak ekrana taşınan, medeniyetlerin buluşma noktası Hatay-Antakya'nın etkileyici coğrafyasında geçen dizide canlandırdığı karakteri "Çok duygusal, histerik ve yaramaz bir kadın" diye tanımlayan güzel oyuncu performansıyla seyircinin beğenisini kazanmayı başardı.
1992 Balıkesir doğumlu Merve Çağıran'ın oyunculuk aşkı daha lise sıralarında başlamış. İzmir'de büyüyen Çağıran, lisedeyken okuldan kaçıp tiyatro provalarına gidermiş. 2010'da geldiği İstanbul'da Akademi 35 buçuk Sanat Merkezi'nde oyunculuk eğitimi almış. 2015 yılında Tatlı Küçük Yalancılar dizisi ile tanınan Çağıran önce Fi ardından Çarpışma adlı dizilerde sergilediği performansla dikkat çekmeyi başardı. Çağıran ile Gökhan Alkan ve Yağmur Tanrısevsin'le başrolünü paylaştığı diziyi ve karakterini konuştuk.
- Merve Hanım dizi ilk bölümden itibaren ilgiyle izleniyor. Memnun musunuz ilgiden? Neye bağlıyorsunuz başarıyı?
- Gerçekten çok sevildiğini yolda yürürken de sosyal medyada da görebiliyoruz. Dizinin başarısı ekipteki herkesin projeye inancının tam olmasına bağlıyorum. Hepimiz işe sahiplenerek başladık.
- Sizi bu işe çeken şey ne oldu? Neden Hande olmak istediniz?
- Hande kendi içinde duygularını dengeleyemeyen biri. Bunu kötülük olsun diye yapmıyor tabi ama etrafına odaklanmaktan kendini unutmuş. O yüzden mutluluğu kendinde bulmayı reddetmiş. Hande'nin çelişkileri onun sıkışmış hissetmesinden geliyor. Hande'nin yolculuğunu gerçekten merak ediyorum.
- Hande evleneceği adamı aldattığı için çok tepki topladı seyirciden. Sonra da Ferit başka bir kızla gelince tepkisi sert oldu. Hande'nin yaşadıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hande onu neyin mutlu edeceğinin farkında değil. Takıntıyla mı aşkı karıştırıyor, yoksa tutkuyla mı bunları yaşayarak öğrenecek. Gerçekten o sahnede kötü hissettim, hak etmek konusunu bilmem ama başıma böyle bir şey gelse asla böyle bir çözüm ya da intikam tercih etmem tabi.
- Evlilik hayalleri kurarken, sevdiği adam elinden alınmış gelinlikle ortada kalmış bir kıza dönüştü Hande. Kendinizi onun yerine koysanız tepkiniz nasıl olur?
- Ben o düğün hazırlığına kesinlikle devam etmezdim ki (Gülüyor)
- Aslında kimse Hande'yi anlamak ona hak vermek istemiyor. İçinde başka hırsları var. Biraz mağdur bir pozisyona da düştü... İlerisi için ne gibi planları var Hande'nin?
- Çok duygusal, histerik ve yaramaz bir kadın. Bu hikayede Hande'nin de kendini bulma ve anlama yolunu yaşamak isterim.
- Siz de Hande gibi, sevdiği için sonsuz mücadele veren biri misiniz?
- Ben bu şekilde mücadele etmedim. Yani daha doğrusu böyle bir durumda kalmadığım için bu çabaya girmedim. İlişkide mücadele yerine mutluluk olmalı. İki insan birbirinin hayatına bir şeyler katmak için girer. Kendinden eksiltiyorsan uzaklaşmak gerek bir an önce.
- Yemek sofrasındaki o yüzleşme sahnesinde Ferit'in aşk üzerine söylediği sözler çok etkileyici. Siz aşkı nasıl tarif ediyorsunuz?
- Aşkın hayatı tatlandırmalı. Zehirliyse gerek yok. Anlar güzel hislerle doldurulursa neşemi kaybetmiyorum genel olarak.
- Evlilik hayaliniz var mı? Bu yönde bir baskı hissediyor musunuz?
- Hiç yok. Baskı da hissetmiyorum karşı da değilim saygı duyuyorum ama yakın dönemde düşündüğüm bir şey değil.
ANTAKYA'DA GÜZEL BİR ÇEVREM OLUŞTU
- Antakya'yı nasıl buldunuz, sevdiniz mi? İstanbul dışında çalışıyor olmaktan memnun musunuz?
- İstanbul'da bir buçuk senedir karantina döneminde olduğum için şehir dışında olmak nasıl tam açıklayamam. Biraz özlem var aileme ve arkadaşlara. Ama Antakya'da çok hızlı bir sosyal çevre edinme durumu oldu. Çok tatlı samimi insanlar var burada o yüzden çok sevdim.
ŞARKI SÖYLEMEYİ VE YAZMAYI ÇOK SEVİYORUM
- Şarkı söyleyip yazmayı çok sevdiğinizi ayrıca senaryo yazdığınızı da öğrendim. Nelerden ilham alıyorsunuz yazarken?
- Şarkı söylemeyi seviyorum, yazmayı ve beste yapmayı da. Hayat karşına çıkardıklarıyla her zaman bir ilham olabiliyor. En önemlisi de pozitif hayaller kurmak. Bir insanı gözlemlerken (kurgu ya da gerçek), hayvanları severken, en çok görmediğim yerlerde dolaşırken besleniyorum.
- Yazdıklarınızı paylaşmayı düşünüyorsunuz?
- Acelem yok ama bir kaç sene içinde yazdıklarımı hayata geçirmek istiyorum hem hikâyeleri hem de besteleri. Oyunculuk yaptığım zamanlarda bestelerimle ilgili çalışmaya çok yoğunlaşamıyorum bazen de yapılan şeyler için evet bu böyle olmalı işte oldu diyemiyorum. Doğru ekiple en içime sinen şekilde olmalı bunların hepsi.
- Kendi yazdığınız bir projede oynamak ya da bir albüm çıkarma hayaliniz?
- Evet ama bunun daha çok zamanı var. Yoğun olmadığım zamanlarda yazdıklarımı kenardan alıp kendimi ve ürettiklerimi geliştirmeye çalışıyorum.
HER GEÇEN GÜN ZAMANIN KIYMETİNİ ANLIYORUM
- Yakın zaman önce 30 yaşınıza girdiniz. Kutlu olsun. 20li yaşlarınızı nasıl geçirdiğinizi düşünüyorsunuz?
- 20li yaşlarımı nasıl geçirdiğimi 30lu yaşlarda anlayacağım sanırım. Ama zamanın ne kadar çabuk geçtiğine bakıp ciddi anlamda şaşırıyorum hep. Nasıl ya diyorum o kadar sene öncemiydi bu diyorum. Ne kadar başarılı oluyorum bilmem ama gün geçtikçe zamanın kıymetini daha iyi anlıyorum.
- Yeni yaşınızdan dileğiniz, beklentiniz nedir?
- Öncelikle hepimizin hayatını etkileyen pandeminin bitmesini diliyorum. Rahatça gezebildiğimiz, hastalık korkusu olmadan sevdiklerimizle doya doya kucaklaşabildiğimiz günleri özledim. Her yaşımı güzel yaşadım, bundan sonrası için de dileğim aynı, sevdiklerimle birlikte dolu dolu geçen yıllar..
- Sizinle ilgili 'Çok güzel kadın! Yurt dışında olsa daha fazla değerli olurdu.' diye bir yorum okudum. Katılır mısınız?
- Yurt dışında güzellik algısının oyunculuk dünyasında daha farklı olduğunu görüyoruz. Cast yapmak hikâyeyi karakteri en yansıtan yüzü ya da ruhu orda var etmek ve doğru olan da bu. Yurt dışında olsam daha fazla değer göreceğimi düşünmedim ama o koşullarda ve toplumda yaşasam işimle ilgili de daha farklı hareket ederdim sanırım.