Pandemi sonrası uzaktan çalışma, başlangıçta iş dünyasında bir devrim olarak nitelendirilmiş, şirketlerin gelecekte büyük ölçüde bu modelle devam edecekleri öngörülmüştü. Ancak, gerçeklik, öngörülenin tam tersi bir tabloya işaret etti. Birçok şirket, uzaktan çalışmanın getirdiği zorluklarla baş etmekte zorlanarak iflaslarını açıkladı. Bu, uzaktan çalışma modelinin yeni bir dünya yaratma vadinden çok, yeni bir batış modelinin acı gerçeğini gösteriyor. New York'ta uzaktan çalışmayı en çok destekleyen üç büyük şirketin gökdelenlerini ziyaret ettim. İçeride herhangi bir uzaktan çalışma politikasının başarısızlığa mahkum olduğu giderek daha açık bir şekilde gözüküyordu. Uzaktan çalışmadan hızlıca uzaklaştıklarını, herkesin sürekli olarak uzaktan çalışmasına izin verildiğinde, fiziksel bir birlikteliğin sağladığı tüm avantajlar kaybedilebileceklerini savundular.
UZAKTAN ÇALIŞMADAN NEDEN VAZGEÇİLDİ?
Uzaktan çalışma, iş dünyasında giderek yaygınlaşan bir trend olmasına rağmen, herkes için uygun bir model olmayabilir. New York'ta çok ünlü bir marka uzaktan çalışmanın yaratıcılık ve doğal iletişimi engellediğini düşündüğü için bu modele veda etti. Üstelik pandemide şirket bundan sonra da böyle devam edecek. "Yeni dünya budur" açıklamaları yapan bir şirketti veda eden. Şirketin kurucu ortağı uzaktan çalışmanın herkes için uygun olmadığını kabul ederek, kendisinin mutsuzluğunu ve izolasyon hissini paylaştı. Özellikle, insanlarla fiziksel olarak bir arada olma ihtiyacı duyanlar için uzaktan çalışma, öz disiplin ve yalnızlıkla başa çıkma becerisi gerektirebilir.
Uzaktan çalışma, iş dünyasında giderek daha yaygın hale gelirken, bu modelin paradan tasarruf sağladığı bir gerçek gibi duruyor. ABD'deki çalışanların yüzde 43'ü uzaktan çalışma imkanından faydalanıyor. Özellikle finans, sigorta ve emlak sektörlerinde, uzaktan çalışanların oranı yüzde 47'ye ulaşarak dikkat çekiyor. Büyük şirketler tasarrufun farkında ancak tasarruf edilen paradan bağımsız olarak, uzaktan çalışmanın morale olan etkisi hâlâ belirsizliğini koruyor. Amerika'da yayınlanan bir rapora göre, uzaktan çalışanlar sahadaki meslektaşlarına göre yüzde 20 ila yüzde 25 daha üretken olabilirken, şirketlerin uzaktan çalışmayı yasaklaması durumunda devamsızlıkta yüzde 60'a varan bir artış yaşandığı gözlemlenmiştir. Bu durumda, özellikle Y ve X kuşağı üyeleri için uzaktan çalışma sunan şirketlerin cazibesi artıyor.
OFİS MESAİSİ ÜRETKENLİĞİ ARTIRIYOR
Bir yazılım firmasında esnek çalışmayı yöneten Annie Dean, bu günün öncesinde bir panelde şöyle demişti: "Herkesi bu zorunlu ofis ortamına, omuz omuza çalışmaya getirirseniz, sihirli sonuçların ortaya çıkacağı fikri aptalca bir şey." Artık çok sayıda veri bunun tersini gösteriyor: Çoğu çalışan, kendileriyle ilgili değerlendirmelerine rağmen aslında bir ofiste, meslektaşlarıyla çevriliyken ve akıl hocalarının vesayeti altındayken daha iyi performans gösteriyor. Özellikle yeşil çalışanlar için yeni beceriler öğrenmek ve bunu şahsen yapabildiklerinde soru sormak daha kolaydır. Ancak Dean'in gözünde hibrit çalışma bile tüm taraflara aradıklarından daha az esneklik ve özerklik bırakan bir 'seçim yanılsaması'. Şehirden daha uzakta yaşama, çocukları okuldan alma veya öğle koşusuna çıkma seçeneği gibi çalışanlara yönelik pek çok potansiyel faydayı ve birçok şirket avantajını ortadan kaldırıyor. Aslında bu durum, şirketleri eski modelin tüm maliyetleriyle (ve yeni modelin verimliliklerinden hiçbirisiyle) karşı karşıya bırakmıyor. Stanford ekonomisti ve uzaktan çalışma uzmanı Nick Bloom, "Esnek çalışma en iyi şekilde akıllı bir organize hibrit planla yürütülür" diyor. Açık beklentilere, kişiselleştirme için geniş bir serbestliğe ve en önemlisi ekip üyelerinin hepsinin aynı gün işe gelmesi konusunda anlaşmaya varmasına dayanan bu tür planların üretkenliği artırdığını ve işe alım, işte tutma ve morali iyileştirdiğini düşünüyor.
DEĞİŞEN DİNAMİKLER VE BELİRSİZ GELECEK
Büyük şehirler, uzaktan çalışmanın etkilerini derinden hissediyor. İş yerlerinin kapanması, bir zamanlar yoğun olan şehir merkezlerinin canlılığını kaybetmesine neden oldu. Örneğin iş yerlerinin olduğu büyük gökdelenlerin olduğu bölgede işletmeler bir bir battı. Boşalan devasa ofis alanlarıyla birlikte, ofiste çalışmanın zorunlu olduğuna inanan diğer ticari kiracılar da zorlanmaya başladı. Bu durum, ofise dönüşü teşvik etme baskısını artırarak, iş yerleri için yeni bir normun kapısını araladı. Uzaktan çalışma çağında, işyeri paradigması büyük bir değişim yaşıyor. Ancak bu değişim, işverenlerin varlıklarını maksimuma çıkarmak ve daha etkin hale getirmek için yeni fırsatlar yaratıyor. Gelecek belirsiz olsa da, bu yeni normalleşme sürecinde başarılı olmak için iş dünyasının esnekliğe ve yaratıcılığa odaklanması gerekecek. İşin ilginç tarafı çalışanlar uzaktan çalışma sisteminde kalmak istiyor çünkü mutlular ama şirket sahipleri giderek kötüye giden tablodan dolayı buna izin vermemeyi tercih ediyor. Uzaktan çalışan çalışanların üçte ikisi bu şekilde kalmak istiyor. Kariyer uzmanı Keith Spencer'ın hazırladığı raporda, şaşırtıcı olmayabilir; katılımcıların neredeyse tamamı, uzaktan çalışmanın zihinsel ve fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkilediğine inandıklarını ve bunun da bol miktarda veri desteğine sahip olduğunu belirtti. (Ayrıca, işe gidip gelmeleri gerekmediğinde muhtemelen daha az para harcayacak ve sevdikleriyle veya hobileriyle daha fazla zaman geçirecekler.) "Çalışan profesyoneller, uzaktan çalışmanın ortadan kaldırılması gibi faydalar yoluyla sağlayabileceği gelişmiş yaşam kalitesine değer veriyor. Ankete katılanların yalnızca yüzde 51'i ofise gitmek istemediklerini söylüyor; yüzde 46'sı ilk tercihlerinin hibrit bir düzenleme olacağını söylüyor Ankete katılanların yalnızca yüzde 3'ü haftanın beş günü ofiste olmak istediğini söylüyor.