İnsan ömrü olarak imkânsız derecede uzun, devlet ömrü olarak ise atası olmadığı için kısa sayılabilecek 248 yıllık bir ömre erişen Amerika Birleşik Devletleri'nin elbette pek çok imgesi/sembolü vardır, ama herhalde şu iki imge kadar ABD'yi anlatan şey, az bulunur: Kasaba ve şerif...
Amerika Birleşik Devletleri, temel olarak kasabadır, ülkenin temeli kasabadır. Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından bakire topraklara gelen, bu toprakları Kızılderililerden gasp eden ABD için kasaba; ekonomik kalkınmayı, Vahşi Batı'ya oranla güçlü, ama göreceli bir barışı (bardaki bir kavgayla her an bozulmaya meyyal) barbarlık üstü de olsa bir medeniyeti simgeler. Kendi öz düşünürleri Rollo May bile ABD'ye barbarlık üstü medeniyet olarak betimlemiştir.
Kasaba; ekonomidir, şerif ise güvenlik. ABD'nin 5 Kasım 2024 seçimleri sonrası hal-i pürmelâli, sanki kasabanın ekonomi güvenlik paradoksunda sıkıştığını düşündürüyor.
YENİ BAŞKAN BIÇKINLAŞACAK
Bu köşede 11 Ekim 2020 tarihinde yayınlanan Kapitalizm'in şatosunda bıçkın CEO başlıklı yazımda, Trump'ın Biden karşısında yenildiği 2020 seçimlerinin arifesinde şöyle demiştim:
"Amerikan medyasında yayınlanan anketlere göre Trump'ın rakibi Joe Biden önde gidiyor. Ama 2016 seçimlerinden antrenmanlıyız ki anketler manipülatif veya yanıltıcı olabilir. Ve eğer Trump 3 Kasım'dan galip çıkarsa bu kez kapitalizmin şatosu ABD'nin liderlik tahtına bir CEO gibi değil, Pirus Zaferi'yle bile olsa savaş kazanmış bir komutan edasıyla oturacak. Ve hiç şüpheniz olmasın ki, bilhassa hasımlarına karşı daha da bıçkınlaşacak."
Yukarıdaki paragrafta özetlenenler, dört yıl gecikmeli olarak yaşandı, yaşanıyor. Trump, FBI baskınları ve suikast girişiminden sonra doğal olarak daha da bıçkınlaştı, 'tough' bir adam haline geldi. Bu yüzden kabinesini, şerif ve adamları mantığıyla oluşturacak gibi görünüyor. Ama bu bıçkınlaşma, şahinleşmeye dönüşürse işte o zaman kasabanın şerifi, kasabanın en büyük güvenlik problemi haline geliyor demektir. Bu da Trump'ın klanını tehlikeye atar, klan derken 2021 Ocak Kongre Baskını ile adını duyuran QAnon Grubu'ndan bahsetmiyorum, bir bütün olarak Amerikan ulusunu kast ediyorum elbette.
KASABANIN UMUMİ GÜVENLİK KADROSU
Bilhassa Evangelist, Siyonist ideolojilerle bağlantılı isimleri seçecek olması, Trump'ın hem 'homeland', anavatan ölçeğinde, hem de küresel ölçekte
agresif bir siyaset benimseyeceğini gösteriyor. Konuşulan bazı adaylara yakından bakalım: Dışişleri Bakanı: Senatör Marco Rubio, bu pozisyon için düşünülen en güçlü aday. Siyaset için genç (53) ama ağır bir isim. Bu arkadaşın daha önemli özelliği şu: Küba kökenli olması ve anne babasının kendisinin ABD'deki doğumundan sonra vatandaşlık alması. Yani Trump'ın göçmen siyasetine uymayan bir profil.
Savunma Bakanı: Fox News sunucusu Pete Hegseth bu görevin en güçlü adayı. Hegseth, bir tür yeni-neo muhafazakârlığın pop figürü haline gelebilecek kadar şovmen, ama etkili biri. Elbette tam şahin.
Adalet Bakanı: Temsilciler Meclisi Üyesi Matt Gaetz'in bu pozisyon için düşünüldüğü belirtiliyor. Ailesi siyaset kökenli, genç ve şahin bir isim.
Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı: Robert F. Kennedy Jr.'ın bu pozisyon için seçildiği bildiriliyor. Trump'ın kendisine yönelik suikast girişimi sonrası Kennedy soyadına selam çakmaması düşünülemezdi.
Ulusal İstihbarat Direktörü: Eski Temsilciler Meclisi Üyesi Tulsi Gabbard'ın bu göreve getirilebileceği belirtiliyor. Bu abla da Samoa kökenli ama bir gazi ve o yüzden şahin kanadın önemli temsilcilerinden.
Birleşmiş Milletler Büyükelçisi: Temsilciler Meclisi Üyesi Elise Stefanik'in bu göreve aday gösterildiği ifade ediliyor. Orwell yılında, 1984'te doğmuş bu abla Cumhuriyetçilerin şahin kanadından.
Bir cümleyle yazıyı toplayalım: Trump, 'Amerikan kasabasının umumi şerifi' olarak; bizdeki mahalle kültürünün daha büyük ölçekli karşılığı olan kasabanın güvenliğini hakiki bıçkınlarla değil, kabadayı görünümlü koflarla sağlamaya çalışırsa işler ülkesi için de, dünya için de karışır.