Sokak köpekleriyle ilgili uyuma tartışması 'celebrity' âlemimize birden ölümü hatırlattı. Uyku tartışması başlayınca (insanın aklına ister istemez Raymond Chandler'ın Büyük Uyku romanını getiriyor) Ajda Pekkan bile "Bizi de uyutsunlar" dedi. Bu tasarı; Ajda Pekkan'a bile bunları söyletiyorsa gençler, çocuklar n'apsın!
Mezkûr tartışma vesilesiyle varlıklar hiyerarşisinin kadim sorusuna gelmiş bulunuyoruz: Hangi varlığın canı, hangi durumlarda daha değerlidir? Anadolu'da "Ölür müsün, öldürür müsün?" deyişiyle ifade edilen dilemmanın saf hali...
Sorunun, yani sokak köpeği sorununun büyümesinde son çeyrek asrın aymazlıklarının etkisi var elbette. Ama derine indiğimizde çok daha köklü bir meseleyle karşılaşıyoruz: İnsan evladı denilen tür olarak dünyada o kadar hegemonya kurduk ki, ekolojik evrimi olumsuz yönde tetikleyebilir hale geldik. Bugünlere gelene kadar insan ırkı dünyadaki vahşi yaşamı, hatırı sayılır oranda küçülttü. Böylece doğanın dengesini bozduk. Bugün itibarıyla dünyadaki vahşi hayvanların toplam biyo-kütlesi bizden daha düşük. Yarısı kadar...
Dünyadaki canlıların (bitkileri saymazsak elbette, ki onlar da canlıdır) yüzde 90'ı insan ve insanın tahakkümündeki evcil hayvanlardan oluşuyor. Kabaca yüzde 70 evcil hayvanlar, yüzde 20 insan, yüzde 10 vahşi hayvanlar diye bir tasnif yapmak mümkün.
Peki; dünyada takribi kaç kurt var: 200 bin... Buna karşılık kaç köpek var: 500 milyon civarı. Bunlar arasında başıboş köpek de var, evcil de... Şehirde yaşayan köpek diye tasnif edelim. Kaç aslan var: Toplam 40 bin. Ama buna karşılık 600 milyon evcil kedi var. Aslanı; yüzyıllar içinde kediye boğdurmuşuz, haberimiz yok.
2030'DA 50 MİLYONU BULACAK
Sokak köpeği sorunu, bu gidişle ülkenin gündemini uzun süre meşgul edecek. Türkiye'de epeydir sokak köpeği sayısı merak ediliyordu. Bazı sayılar telaffuz ediliyordu ama sayım yapılmamıştı. Köpek sayımı yapıldı, sayılabilen 2 milyon. Sayılamayanla birlikte 4 milyon olarak hesaplanıyor.
Daha tehlikelisi şu: Eğer sokak köpekleri bu hızla çoğalırsa 2030 yılında sahipsiz köpek sayısı 50 milyonu bulabilecek. Bu durumda kısırlaştırma, barınağa bırakma tek başına çözüm değil. Hayvanların sahiplenilmesi gerekiyor. Eğer bu da çözüm olmazsa o meşhur 'uyutma' seçeneği gündeme gelecek.
İNSAN, ŞİDDETİ DOĞADAN KOPYALIYOR
Herkesin içine sinecek bir çözüm mü? Hayır. Çünkü tüm canlıların doğal ömrü süresince yaşama hakkı vardır. Ne var ki doğa, çoğunlukla buna izin vermez. Aslan ceylanı ecelinden önce öldürür, beslenmek için... İnsan da doğada gördüğü bu yöntemi kopyalamıştır. Avcılık böyle başladı. Rahmetli Ünsal Oskay'ın "Şiddet, insanın insanla ilişkisinden önce insanın doğayla ilişkisinde başladı" sözünü bir adım ileri götürmenin zamanıdır. Şiddeti ilk uygulayan doğadır ve insan; şiddeti doğadan kopyalamış, kendi bekası için öldürmekten çekinmemiştir. Ne var ki bunu uygulamada doğa kadar dengeli ve adil değildir.
İlkel zamanlardan bugüne edindiği algoritma insana şunu söylüyor: Yaşamak için öldür. Sokak köpeklerinin, çocuklar ve yaşlılardan başta olmak üzere zayıf halkalara saldırması, şehirlerin tenha bölgelerini istila etmeye başlaması büyük bir güvenlik sorunu. Ve bu sorunun ötanazi de dâhil çeşitli yöntemlerle çözülmesi gerekecek.
Sokak köpeği sorununun çözümü için hazırlanan tasarıda sahiplenilmeyen hayvanlara ötanazi yapılması maddesi var. Bu konuda özellikle İngiliz modeli incelendi. Diğer Avrupa ülkelerindeki çözüm modelleri de incelendi. Bir ay içinde sahiplenilmeyen köpekler uyutulacak, hayvanlar 'Büyük Uyku'ya yatırılacak.
Bir diğer çözüm önerisi; belediyelerin iki yıl içinde bakım evleri kurması. Elimizde Gaziantep, Kayseri gibi olumlu örnekler var. Yalnız yurt çapında büyük barınakların inşası ve hayvanların beslenmesi ciddi ekonomik maliyetler de getirecek. Bu yüzden kısırlaştırma ve sahiplenilme elzem. Sahiplenilme yetersiz olursa o zaman uyutma seçeneği gündeme gelecek. Bir cümleyle toparlayayım: Bütün tedbirler aynı anda devreye sokulsa bile çözüm, zaman alacak ve ciddi tartışmalara neden olacak.