"Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Önümüzdeki örtü ortadan kalkıyor ve 'Ebedi Rusya' örtünün altından yeniden ortaya çıkıyor. Biz 'kathekon'uz, imparatorluğuz, Roma'yız. Yaşamakta olduğumuz an yalnızca jeopolitik bir çıkar çatışması değildir, bir medeniyetler çarpışmasıdır."
İlk ikisi hariç, Medeniyetler Çatışması tezinin sahibi Samuel Huntington'ın ağzından çıktığı izlenimini uyandıran yukarıdaki cümleler; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in gayri resmi danışmanı olan Prof. Dr. Aleksandr Dugin'e ait. Dugin, bu cümleleri Rusya'nın Ukrayna'yı işgal harekâtına başladığı 24 Şubat'tan bir gün sonra Rus orijinli mesajlaşma servisi Telegram'daki hesabında yazmıştı.
Dugin'in bu cümlelerine, 20 Mart 2022'de yayınlanan 'Putin'in Rasputin'i Dugin' başlıklı yazımda yer vermiştim. Dugin, Ukrayna'nın işgalini Rusya'ya hak veren fikrin Rusya'da temsilciliğini yapan en güçlü ideologlardan biri, hatta birincisi. Bu yüzden Ukrayna'nın doğal hedefi olan Aleksandr Dugin, 21 Ağustos'ta Moskova'da aslında hedefin kendisi olduğu bir suikast sonucu kızı Darya Dugina'yı kaybetti. Bu yönüyle Dugin, 'Ortodoks Doğu' olarak nitelendirdiğim Rusya'nın 'yaralı ideoloğu'dur.
2009'DA ERDOĞAN'A 'AVRASYACI' DEMİŞTİ
Dugin ile Şubat 2009'da Moskova Devlet Üniversitesi Sosyoloji Fakültesi'nde röportaj yaptığımızda patlamada ölen kızı Darya da yanındaydı. O zaman en fazla 16-17 yaşındaydı. Gazeteci olmak istediğini söylemişti, hatta babasıyla röportaj fotoğraflarımızı o çekmişti.
Aleksandr Dugin, o dönemde yayınlanmayan röportajımızda çok önemli açıklamalarda bulunmuştu. Bunlardan bir kısmını ilk kez bu köşede okuyacaksınız. Bu röportaj, Dugin'in, Erdoğan'ın 2009 yılında Avrasyacı politikalara yöneldiğini söylemesi bakımından önemli.
Dugin, Doğu Perinçek ve Tuncer Kılınç'la görüştüğü için bir ara Fetullahçı Terör Örgütü tarafından Ergenekon davasıyla o kadar özdeşleştirildi ki, Ergenekon davasına bakan FETÖ'cü savcılar, Dugin hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan (MİT) bilgi istemişti.
Aşağıda okuyacağınız açıklamalarından anlaşılacağı gibi Aleksandr Dugin pragmatist bir kişilik. 'Ortodoksluk'tan 'İslam Şeriatı'na kadar pek çok fikri, siyaseten kullanabileceğini söylemesi bunun bir göstergesi. Şu cümleleri dikkat çekici mesela:
"Avrasya, Cengiz Han'dan önce de pek çok kez birleştirildi. Türkler, Hunlar ve diğer milletler tarafından… Ama Cengiz Han, Avrasyacılığın daha başarılı bir ismiydi. Çünkü o sadece bir imparator değildi, aynı zamanda Turanizm'in bazı kurallarını uyguluyordu. 1920'lerde Avrasyacılığın ilk önderleri Cengiz Han'ın mirasçıları olarak anılmışlardı. Cengiz Han bizim için semboldür. Avrasya bölgesinin kanun koyucusudur ve mirası çok önemlidir. Türk milleti de tarihten bugüne Avrasya'nın önemli nüfuslarından birine sahiptir. Türk ve Slav kültürleri Osmanlı ve Rusya imparatorluklarını kurmuşlardır. Biz kısmen Avrupalıyız, kısmen de Asyalıyız.
…
Ben muhafazakârım; solcu değilim, 'Ortodoks' ve gelenekçiyim. Bunlar aramızdaki farklılıklar ama Ergenekon davasında tutuklu olanlarla aynı jeopolitik vizyonu paylaşıyoruz. Bizim için önemli olan da bu. Ben ideolojik değil, jeopolitik prensiplere bağlıyım. Mesela bana göre Bizans ve Cengiz Han kanunları da, İslam Şeriatı da birlikte kullanılabilir.
…
Önemli olan Amerika'nın küresel hâkimiyetine bir son vermek. Biz de dâhil, tek başına hiçbir ülkenin gücü bunu önlemeye yetmediğine göre buna ancak birlikte karşı koyabiliriz. Ben ABD'ye karşı değilim. ABD iyi bir ülke, Amerikalılar pozitif ve şahane insanlar. Ama yarattıkları değerler onlara göre, bize göre değil. Amerikan demokrasisinden, liberalizminden, serbest piyasa sisteminden hoşlanmıyoruz."
'RUS SERVİSİ KÖTÜ ÇALIŞIYOR!'
Dugin, o dönemin başat gündem maddesi olan Ergenekon davasının büyük oranda 'kurmaca' olduğunu da uzaktan bir bakışla bile anlamıştı. Şöyle demişti bu konuda:
"Kanada'da yaşayan Türk (Tuncay Güney'i kast ediyor) bana Amerikan gizli servisine yakınmış gibi göründü. Ergenekon diye bir örgüt varsa bu örgüt içinde provokatörler de var. Davanın arkasında tam olarak kimler var, onu kesin olarak söyleyemem ama mesela Zbigniew Brzezinski, Ergenekon davasından önce 'Dugin'in Türkiye'deki Avrasyacı Network'ü başlıklı bir yazı yazdı ve bunun ABD için tehlike olduğunu belirtti. Yazar Türkiye'de ABD dışında müttefik arayan bir grup olduğunu söylüyordu. Bu, ABD'yi kızdırmaya yetti."
Dugin, sorduğum "Sizce Rus istihbarat servisi Ergenekon davasıyla ilgileniyor mu?" sorusuna ise şu manidar yanıtı vermişti:
"Bunu Rus gizli servisine sormadım. Fakat yaptığım değerlendirmeye göre Rus servisi çok kötü çalışıyor. Eğer Rus gizli servisinin Türkiye'den sorumlu bir mensubu olsaydım Perinçek gibi insanlara çok büyük destek sağlardım. Fakat benim bildiğim kadarıyla Perinçek ile Rusya arasındaki tek bağ benim. Putin'in ve Rus devletinin, Ergenekon'la ilgili bir şeyi yok. Böyle bir şeyi düşünemezler. Bunun için güçleri de yok. Putin, Türkiye'nin NATO'dan çıkmasını ister. Fakat bu tür bir olayı tasarlayacak durumda değil. Eğer Rusya daha güçlü olsaydı belki daha fazla etkili olabilirdi."
Dugin, "Amerikan hegemonyasına karşı Avrasyacılığı savunuyorsunuz ama biz bu röportajı Anglosakson dilinde gerçekleştirdik. Avrasyacılık, İngilizce'nin küresel hâkimiyetini de kırabilir mi?" şeklindeki soruya ise şu yanıtı vermişti:
"Türkçe'ye bir ara başladım, ama yeterli değil. Dilinizi beğeniyorum. Kadim bir Avrasya dili… Öğrenmek istiyorum. Birbirimizin dilini öğrenmemiz ve kültürlerimizi yakından tanımamız önemli. Fakat Avrasyacı düşünceyi ileriye taşımak için aynı zamanda düşmanın silahlarını da kullanmalıyız."
Kızının öldürülmesi, Putin'in en önemli gayriresmi danışmanlarından Dugin'in fikirlerini keskinleştirecektir. Halen hedefte olduğu için hem tedirgin, hem de öfkeli bir ruh hali içinde olması beklenebilir. Ama ideologluğu tescillidir ve evlat acısıyla yaralanmak, düşüncelerinde daha da şahinleşmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır.