Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Rusya’nın altın ruleti / BölüTürkiye

"Rusya; para biriminin, ABD Doları ve Euro karşısındaki makûs talihini yenmesi için rubleyi değil, 'altın'ı kullanacak. Adı muhtemelen altın olacak para birimi, Rusya'nın yanı sıra öncelikle ülkenin hinterlandındaki Kazakistan ve Belarus'ta, ardından da Kırgızistan, Ermenistan ve Tacikistan gibi ülkelerde kullanılmaya başlanacak. Rusya, ABD'nin dünya hegemonyasına karşı bir ekonomik meydan okuma olan bu projeyi 2025 yılında hayata geçirmeyi planlıyor."

Yukarıdaki satırlar 27 Nisan 2014'te bu köşede yayınlanan 'Rusya'nın altın ruleti' başlıklı yazıdan. Bu yazının yazıldığı dönemden bu yana çok şey değişti ve 2025 yılına üç yıl kala Rusya kendi altın stoklarını nasıl satabileceğini kara kara düşünüyor. Zira Amerika Birleşik Devletleri ve bazıları pek gönüllü olmasa da Avrupa Birliği ülkelerinin Rusya'ya yönelik ekonomik yaptırım kararları, Rusya'nın elindeki altınları 'değersizleştirme' riskini doğuruyor. Elbette kendine müşteri bulamamaktan kaynaklanan fiktif bir değersizleşme olacak bu. Yoksa altın altındır ve her daim değerlidir. Bununla birlikte alıcı bulunamazsa Rusya'nın, Putin'in talimatıyla 2014'ten beri epey emekle biriktirdiği altınların haraç mezat satılma riski de var.

Altının kıymeti nereden gelir: Arzının az, talebinin çok olmasından. Peki, bunun tam tersi olursa ne olur? Yani talebi kısarsanız ya da belirli ülkeler açısından konuşursak tamamen talebi yok ederseniz ne olur. Bu kez malınızı satacak pazar bulmakta zorlanırsınız. ABD ve AB de, şu sıralar Rusya-Ukrayna Savaşı'nın faturası olarak Moskova'nın elindeki altınları değersizleştirme stratejisi için çalışıyor.

IMF DE ALTIN ZENGİNİ

Küresel ekonomiden izole edilmeye çalışılan Rusya'nın (Batı, bunun hiç de kolay olmadığını savaş daha birinci ayına girmeden anladı) hatırı sayılır altın rezervi var. Ve Rusya, şu anda yaptırımlar nedeniyle 140 milyar dolar değerindeki altınlarına alıcı bulmakta zorlanmaya başladı. Rusya, toplam 2 bin 300 ton altınla dünyanın en büyük 6. altın rezervine sahip. Bu alanda 8 bin 133 ton rezerv ile ABD birinci. Onu 3 bin 359 ton ile Almanya ve 2 bin 814 ton ile IMF yani Uluslararası Para Fonu izliyor. (Para fonu, altın rezervinde dünyanın pek çok güçlü ülkesinden daha ileride.)

Onu 2 bin 451 ton ile İtalya, 2 bin 436 ton ile Fransa takip ediyor. Rusya, 2 bin 294 ton ile altıncı, Çin, bin 948 ton ile yedinci. Bu iki ülkeyi bin 40 ton ile İsviçre, 846 ton ile Japonya ve 711 ton ile Hindistan izliyor. Bollywood filmlerinden aşina olduğunuz üzere onuncu sıradaki Hindistan'ın altınları, Merkez Bankası rezervlerinden ziyade takı olarak 'arzı endam eyliyor'.

Türkiye'ye gelirsek... 411 ton ile 14. sıradayız. Fena sayılmaz. Ekonomide de altın rezervinde olduğu gibi 14. sırada olsak, şimdilik daha ne isteriz. Malum, IMF verilerine göre önce 17. sıraya yükseldik, ancak şimdi 21. sırada görünüyoruz. Bununla birlikte son olarak Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da gösterdiği tüm işaretler Türkiye'nin uzak olmayan bir gelecekte dünyanın hatırı sayılır ekonomileri sıralamasında yeniden yükselme potansiyeline haiz olduğuna delalet ediyor.

Rusya'nın altın meselesine dönelim. Batılı ülkelerin, Rusya Merkez Bankası'na uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Moskova'nın, 640 milyar dolarlık rezervinin yaklaşık yarısına erişimi kesilmişti. 340 milyar doları halen erişime açık ama onun da akıbeti belli değil.

Londra Külçe Piyasası Birliği, Rusya'nın Londra altın piyasasında altınlarını satmasını engellemek amacıyla tüm Rus rafinerilerini akreditasyondan çıkardı. Böylece Rus altınının İngiltere'ye girmesi fiilen yasaklandı. ABD Senatosu da ülkesinin vatandaşlarının Rus altınıyla herhangi bir işlem yapmasını yasaklayacak yeni yasa tasarısı sundu.

REZERV SIRALAMASI DEĞİŞEBİLİR

Rusya, nereden bakarsanız 8 yıldır altın topluyor. Rusya'nın altın ruleti başlıklı yazıyı yazdığım 2014'te başladı bu süreç. Kırım'ın ilhakından sonra… Rusya'nın 2014'ten bu yana altın toplayarak 140 milyar dolar değerinde altın varlığına eriştiği belirtiliyor. Amerikan CBS kanalına bilgi veren Amerikalı kaynaklar, Rusya'nın toplam altın stokunun yüzde 20'sinin Merkez Bankası rezervlerinde olduğu tahmin ediyor. Rus medyası daha net rakamlar da veriyor. 'Zolotoi Tehnologiya( (Altın ve Teknoloji) dergisinin verilerine göre, Rusya'nın ana altın yatakları Uzak Doğu, İrkutsk ve Krasnoyarsk bölgesinde bulunuyor.

Rus medyasına göre 10 yıl önce Rusya'nın uluslararası altın rezervlerindeki payı yüzde 3'tü. Ancak son yıllarda Rusya Merkez Bankası'nın rezervlerini arttırması ile bu oran yüzde 17'ye ulaştı.

Rusya, Batılı ülkelerin 2014 yılında uygulamaya başladığı yaptırımların ardından aktif bir şekilde altın satın almaya başladı. Hatta vatandaşlarının altın almasını da şu süreçte teşvik etti Moskova, halen de ediyor. Rusya Merkez Bankası 15 Mart'ta vatandaşların artan altın talebi nedeniyle bankalardan altın almayı durdurduğunu açıkladı. Teşvik ülkede altın alımlarında uygulanan KDV miktarının sıfırlanmasıyla sağlanmıştı. Ama arz var da talep yoksa elinizde altın olsa bile bir anlam ifade etmez.

Yani Rusya'nın elinde epey altın var, tamam. Ancak pazar paradoksu nasıl aşılacak? Rusya, bir formül üzerine çalışmaya başladı bile. Rus devletine yakın haber kaynaklarından aldığım bilgiye göre, İran'ın bir dönem Türkiye üzerinden yaptığı altın ticaretinin muadili bir model üzerinde çalışıyorlar.

Rusya'dan, tıpkı İran'dan bir dönem Türkiye'nin yardımıyla yapıldığı gibi altın çıkarılabilir ve uluslararası sisteme dâhil edilebilir. Ancak bu durumda Moskova, uluslararası yargı alanında çeşitli suçlamalara, davalara muhatap olabilir. ABD, malumunuz, Rıza Zarrab olayını kullanarak FETÖ üzerinden Türkiye'ye yönelik global 17-25 operasyonu başlatmaya çalıştı, ancak bu girişiminde başarılı olamadı.

Toparlarsak... ABD ve AB'nin Rusya'yı altın üzerinden köşeye sıkıştırma operasyonları, Rusya kendine pazar bulursa sonuçsuz kalır. Çin, Hindistan ve bizim açımızdan en önemlisi, Türkiye bu meselede kilit konumdaki ülkeler. Bu yüzden altın rezervi sıralamasında hızlı değişimler olursa şaşırmayın.

Daha orta uzun vadeli bakıldığında ise Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, küresel ekonomi açısından en önemli sonuçlarından biri dolarizasyonun azalması olacaktır. Sovyetlerin dağılmasından sonra kurulan geçici tek kutupla dünya sisteminde ABD'nin hegemonyası neredeyse gerçeküstü bir hızla arttı ve sonra aynı hızla azaldı. Bu siyasi boşluğu, güçlü bölge ülkeleri doldurdu. Doların hegemonyası, dünyada uzun süredir tartışılan ve dahası alternatiflerle sonlandırılmaya çalışılan bir ekonomik olgu. Rusya, altın rezervlerine müşteri bulmakta zorlanacak olsa da savaş ve onun sonucu olan ekonomik yaptırımlar, bir bumeranga dönüşüp, doların egemenliğini kırabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA