Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

NATO’nun gayrimeşru çocuğu: Gladyo

"Silendo Libertatem Servo."

Bu Latince deyim, NATO üyesi ülkelerde uygulanmış 'Gladyo Operasyonu'nun mottosu. 'Sessizce özgürlüğe hizmet ediyorum' anlamına geliyor.

Burada 'sessizlik'ten kasıt gizlilik elbette ve bu yönüyle bir gayrimeşruluğu da simgeliyor. Gladyo; NATO'nun, varlığını bir türlü kabul etmediği, bununla birlikte her daim ihtiyaç duyduğu bir karanlık güç odağı olageldi. Dolayısıyla bu köşede 29 Ocak 2012'de yayınlanmış yazıda JİTEM için kullandığım tabiri NATO için Gladyo bağlamında kullanmak yerinde olur: Gladyo, NATO'nun gayrimeşru çocuğudur. (Devletin gayrimeşru çocuğu: JİTEM başlıklı yazı için bkz: https://www.sabah.com.tr/pazar/2012/01/29/devletin-gayrimesru-cocugu-jitem?paging=2)

Gazeteci Ceyhun Bozkurt'un Kopernik Kitap'tan çıkan dumanı üstünde kitabı Gladyo/Operasyon Türkiye'de NATO-Gladyo ilişkisi şu cümlelerle çarpıcı biçimde özetlenmiş:

"İşin NATO boyutu şöyle: NATO'ya üye olan ülkelerle yapılan 'gizli anlaşmalarla' bu ülkelerde oluşturulan gizli gücün adıdır Gladyo. Gladyo, Sovyetler Birliği'nin yayılmasına karşı NATO tarafından oluşturulan, ancak NATO tarafından varlığı bir türlü kabul edilmeyen bir hayalet güç."

Amerikan Kongresi Kitaplığı Kanun Arşivi Servisi'nin, Senato Dış İlişkiler Komitesi için hazırladığı raporun son bölümünde yer alan ve vaktiyle darbe dönemleri Türkiye'sini betimleyen şu cümlenin varlığını da yine bu kitaptan öğreniyoruz: "Az gelişmiş ülkeler kendi ordularının işgalindedir."

KÜRESEL NEO-GLADYO: FETÖ

Elbette Türkiye, darbe dönemlerinde dahi misal isminde her daim 'demokratik' kelimesi geçen ve fakat zorbalıkla yönetilen bir az gelişmiş Afrika ülkesi gibi olmadı. Ne var ki günümüzde Amerikan menşeli yeni metinlerden anladığımız üzere yapay zekâ ve kuantumla ilgili gelişmeleri de hesaba katarak evrime uyum sağlamaya çalışan Gladyo'nun, Türkiye'de de bir dönem yoğun faaliyet gösterdiğini sağır sultan bile biliyor. Gladyo'nun evrimi demişken… ABD'nin 2018'de Ulusal Güvenlik Stratejisi'nin ekinde yayınladığı Gayrinizami Harp Belgesi'nde de yapay zekâ ve kuantumdan söz ediliyor:

"Yapay zekâ ve kuantum bilişimindeki gelişmeler, bilgiyi işleme, eğilimleri anlama ve eyleme geçirilebilir zekâyı karar vericilere ve savaşçılara iletme şeklimizi dönüştürmek için önemli bir potansiyele sahiptir. Düşmanlarımızın yürüttüğü çok alanlı, sinsi Gayrinizami Harp harekâtlarını yenmek için bu yenilikleri agresif bir şekilde takip etmeliyiz."

Romalı gladyatörlerin de kullandığı palyoş (kılıçtan küçük, bıçaktan büyük iki ucu keskin kasatura) anlamına gelen 'gladius' kelimesinden türediğini bildiğimiz Gladyo, Türkiye'de Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) deneyimiyle tarihte örneği görülmemiş bir forma büründü. Devletin arşivindeki istihbari bilgi notları, komisyon raporları ve iddianamelerden oluşan FETÖ külliyatı bize gösteriyor ki FETÖ, Gladyo'nun yeni sürümü. Bir başka deyişle 'Neo-Gladyo'.

NATO'nun, 26 Kasım 1956 ve 27 Temmuz 1990 tarihleri arasında uyguladığı 'Gladyo Operasyonu'nun o meşhur kuvvetlerini anlatmak için kullanılan 'Stay Behind' (Geride Kal) konsepti gereğince örgütsel faaliyetlerini Antarktika hariç (O da iklimi yaşama elverişli olmadığı için) her kıtada sürdürüyor.

Bu küresel faaliyet, Türkiye'de hain darbe girişiminin savuşturulduğu 15 Temmuz 2016'dan sonra yoğunlaşmıştır. FETÖ ile mücadele sürecinden önce yurt dışında bulunan ve 2016'dan bu yana aradan geçen beş yılda yurt dışına kaçan kişilerin artık bir diaspora oluşturduğu muhakkak. O diasporanın neferlerini, Neo-Gladyo olarak dünya coğrafyasına sürülmüş FETÖ'nün kurşun askerleri olarak nitelendirmek yanlış olmaz.

Gladyo deyince işin istihbari boyutu da mutlaka hesaba katılmalı. 1960, 70 ve 80'li yılların Milli İstihbarat Teşkilatı, tarihsel koşullar gereği NATO/ABD ve dolayısıyla Gladyo ile iyi geçinen bir teşkilattı. Çünkü tıpkı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) gibi onun etkisindeki MİT de esas olarak NATO'yu 'üst akıl' kabul etmek durumunda olan bir kurumdu. Günümüzde bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasal liderliğinde süren dönüşümün bir sonucu olarak hatırı sayılır ölçüde değişmiştir. Yine de hâlâ kat edilecek yol var.

'ESKİDEN KURŞUN ATTIRIYORDU, ŞİMDİ TWEET ATTIRIYOR'

Ceyhun Bozkurt'un kitabına dönelim… Kitapta Truman Doktrini'nden Türkiye'nin NATO'ya Yaklaşması'na, Gladyo'nun Oluşumundan ve örgütün Türkiye'deki faaliyetlerine kadar pek çok başlık işlenmiş. Bozkurt; 6-7 Eylül olayları, 12 Eylül darbesi, kanlı 1 Mayıs, Maraş ve Gazi Olayları'nı birer Gladyo eylemi olarak saymış. Son olarak FETÖ dönemindeki Dağlıca baskınını da yine bu kapsamda değerlendirmiş. Kitapta Gladyo meselesinin Türkiye ile ABD/NATO arasında zaman zaman krizlere neden olduğu şu örnekle anlatılmış:

"Genelkurmay Başkanlığı ile ABD/NATO arasındaki en ciddi krizlerden biri 1998 yılında yaşandı. Eylül 1998 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nda, NATO ile eşgüdümlü görev yapan Pentagon odası, karargâh dışına çıkarıldı. 1947 yılından beri Türkiye'nin en üst düzey askeri karargâhı içinde bulunan ABD'li subaylar, Genelkurmay'ın ikinci katında görev yapıyorlardı. Çıkarılmalarına gerekçe olarak 'tadilat' gösterilmişti."

Kitaptaki şu satırlar da dikkat çekici: "Gladyo 12 Eylül öncesinde karşılıklı olarak kurşun attırıyordu. Şimdi tweet attırıyor. Evet, karşı karşıya gibi görünen bazı kişiler/gruplar aslında aynı merkezin, aynı planlarına hizmet ediyor."

Öyle ya, Gladyo da yeni döneme uyum sağlayacak tabii. 20 Aralık 2020'de yine bu köşede yayınlanan 'Kasaturadan kuantum fiziğine Gladyo' başlıklı yazıda Gladyo'nun operasyon türlerinden olan Gayrinizami Harp kavramının geçirdiği tarihsel süreci de şu cümlelerle özetlemeye çalışmıştım:

"Gayrinizami Harp kavramı, tarihte ilk olarak eski bir Nazi subayı olan Friedrich August Freiherr von der Heydte tarafından 1972'de Almanca olarak yazılan ve 1 Ocak 1986'da İngilizce'ye çevrilen 'Modern Gayrinizami Harp' adlı kitapta kullanıldı. Bu kitap, bir askeri fenomen olarak savunma politikalarında 'Gayrinizami Harp'in yerini -deyim yerindeyse- tayin eden alanının kült yapıtıydı.

Aslında 'Gayrinizami Harp'in uygulayıcısı olan Gladyo adlı yapının çekirdeği, İkinci Dünya Savaşı döneminde 1940'ta Fransa'nın Nazilerce işgalinden sonra dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in, muhtemel bir Nazi işgaline karşı kurdurduğu 'Special Operations Executive' (SOE) adlı kuruluşla oluşturulmuştu. Ne var ki ABD; kendi Gladyosu'nu oluştururken düşmanın (Naziler) yenilgisinden sonra ondan transfer ettiği kadroların birikiminden yararlandı."

GÜRÜLTÜLÜ, DEBDEBELİ MÜCADELE

'Geride Kal', Soğuk Savaş'ta Batı ülkelerinin, NATO'nun ve CIA'in kurdurduğu paramiliter güçlerin yanı sıra operasyonlarına da verilen bir kod isimdi. Eski 'Geride Kal' kuvvetleri bütün üye ülkelerde gayri resmi isimlerle anılırken Türkiye'de Özel Harp Dairesi'yle ilişkili olarak literatüre yerleştirilmeye çalışıldı.

Örgüt, İtalya'da Gladyo, İngiltere'de Auxiliary Units, İspanya'da GAL, Yunanistan'da Lochos Oreinon Katadromon-LOK, İspanya'da Aginter Press, Hollanda'da I&O, Avusturya'da OWSGV, Fransa'da Plan Bleu, La Rose des Vents, Arc-en-ciel, Norveç'te ROC, Belçika'da SDRA8, STC/Mob, Almanya'da Bund Deutscher Jugend - Technischer Dienst-TD BJD, Finlandiya'da Nihtila-Haahti Plan, İsviçre'de Projekt-26, Avustralya'da Regional Force Surveillance Units, İsveç'te Informationsbyran, Lüksemburg'da Attack on the WSA, Romanya'da Patriotic Guards, Yugoslavya'da ise Territorial Defense olarak adlandırıldı.

Elbette Türk Özel Harp Dairesi'ne Gladyo denilmesi de bir Psikolojik Harekât (PH) operasyonuydu. Böylelikle bütün Avrupa ülkelerinde başka gayri resmi isimlerle adlandırılan örgüt Türkiye'de devletin resmi bir kuruluşu ile doğrudan ilişkilendirilmiş oluyordu.

Bizde Gladyo öncesi hemen hemen aynı anlamda kullanılan kontrgerilla terimi de yine Özel Harp Dairesi'yle bağlantılandırılmıştı. Kanımca bunun da miladı, 1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan da önce Özel Harp Dairesi'nin, 1 Ağustos 1958'de Kıbrıslı Türklerin hamiliği için Türk Mukavemet Teşkilatı'nı (TMT) NATO'ya rağmen kurmuş olmasıdır.

Bir başka deyişle Gladyo, kendilerinde gayrimeşru, bizde ise meşru bir yapıyla hafızalara yerleştirilmek istendi. Boşuna değil, Vikipedia İngilizce'de 'Operation Gladio' başlığına şu kritik iki cümlenin konulmuş olması:

"Truman Doktrini'ni eyleme geçiren ülkelerden biri olarak Türkiye, Gladyo Operasyonu'na ilk katılanlardan biriydi. Ve kimilerine göre arındırılmayan tek ülke oldu." (Bak hele, bak bak!)

İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin, yardımlarla bağımlılaştırılma sürecinin miladı olan Truman Doktrini, ülkemizi askeri ve istihbari anlamda ABD'ye âdeta müptela kılan sürecin kilometre taşlarını döşemişti. Malzeme ithalatı, istihbarat ithalatı ve hatta şirketlerin kendilerini pazarlarken sık kullandığı 'vizyon ve misyon'un bile ithalatı uzun yıllar boyunca sürdü.

Truman Doktrini ile Türkiye'de kurdukları sistemi bir yandan beslerken, bir yandan da onun tasfiye edilmediği algısını sürekli işlediler ve yerleştirmeye çalıştılar. Elhak bunda bir ölçüde başarılı da oldular. Kelimenin geleneksel anlamıyla Gladyo'yu 1990'larda aşama aşama tasfiye ettikten sonra uzun süredir hazırladığı Neo-Gladyo'yu, yani FETÖ'yü kendi öz toprağımıza, tarlamıza eken NATO'nun, daha doğrusu onun başat gücü 'ABD'nin gayrimeşru çocuğu' da devletten hatırı sayılır biçimde temizlendi. Halen de temizleniyor. Bu da, öyle Gladyo Operasyonu mottosunda söylendiği gibi 'Sessizce özgürlüğe hizmet etme' şeklinde olmadı. Türkiye, istihbari ve askeri bağımsızlığını gürültülü, ama debdebeli bir mücadele ile aldı. Onların hazırladığı rapordaki jargondan ilham alan şu cümleyle bitirelim:

Bu, bir ülkesini kendi ordusuna yerleşmiş hainlerin işgalinden kurtarma mücadelesiydi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA