Bundan beş yıl önce PKK, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehirlerde sivilleri hedef alan ve maalesef ağır kayıplar verdiğimiz terör saldırıları düzenlemişti.
2015-2016 parantezinde ülkemize yönelik hibrit savaş sürecinin yoğun, sistematik terör saldırıları olarak tezahür ettiği bir dönemdi o dönem. 15 Temmuz 2016'da darbe girişiminin millet ve devlet tarafından durdurulmasının ardından ordumuz Suriye'ye girdikten sonra bu saldırılar son buldu.
Ve terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan PYD/YPG yakın geçmişte bizim şehirlerimizde yaptığı türden bir saldırıyı geçtiğimiz salı günü Afrin bölgesinde gerçekleştirdi.
Afrin ilçe merkezinde sivillerin yoğun olarak bulunduğu Racu Caddesi'nde, bomba yüklü yakıt tankeri ile düzenlenen saldırı 11'i çocuk olmak üzere 42 sivil hayatını kaybetti.
Bu saldırının arka planına ilişkin aldığım bilgileri paylaşayım. Saldırının planlayıcılarından olan bir şahıs, güvenlik ve istihbarat birimlerimizin koordineli çalışmasıyla yakalandı.
Bombalı aracı olay yerine getiren bu şahıs Suriyeli bir Kürt. Örgütle derin bir geçmişi var. Öyle ki teröristin oğlu da örgütün Kandil kadrosunda görev yapıyor.
SURİYELİ BİR KÜRT
İstihbarat birimlerimizce halen sorgulanan şahsın verdiği bilgiler doğrultusunda saldırının arka plandaki diğer failler de ortaya çıkarılacak.
Örgüt, doğrudan sivilleri hedef alan bu saldırısını Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu'na yönelik bir eylem bir lanse etmeye çalıştı, ancak saldırıda sivillerin hayatını kaybettiği, görüntülerle de doğrulanınca çark etti.
Örgütün Azez, Afrin, Bab ve Cerablus bölgelerinde sık sık sivillere yönelik saldırı planları yaparak Türkiye'nin Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtı bölgelerindeki huzur ortamını bozmaya çalıştığı izahtan vareste. İstihbaratın yazılmamış kaidelerinden biri, gerçekleştirilen terör saldırılarının gerçekleşmeyenlerden misliyle az olduğudur. Bu şu anlama geliyor; eğer biz kamuoyu olarak bir terör saldırısının gerçekleştiğine şahit oluyorsak terör örgütü bu türde çok sayıda plan yapıyor, ancak bu plan aşamasındaki bu saldırılar gerçekleştirilmeden önleniyor.
PLAKA SİSTEMİ GETİRİLECEK
Şimdi bu tür saldırıların tamamının engellenmesi için Afrin bölgesindeki araç tescili ve plaka sistemlerinde bir düzenlemeye gidilecek. Bu sayede her aracın sahibinin kim olduğu tespit edilecek, yani terör saldırılarında kullanılacak türden başı boş araç bulunmayacak. Orada malum bir devlet otoritesi olmadığı için Türkiye kendi kontrolündeki bölgelerde bir kamu düzeni tesis etmeye çalışıyor.
Ve kamu düzeninin tesisi terör saldırılarının tamamının engellenmesi ya da minimize edilmesi için zaruri.
Bu tür saldırılar için Türkiye'nin gözlem noktalarının bulunduğu İdlib'in yer yer HTŞ desteğiyle kullanılması da söz konusu. Bu anlamda Türkiye'nin yumuşak karnı haline getirilmeye çalışılan İdlib'in tıpkı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı alanı gibi güvenli hale getirilmesi de gerekecek.
Dünyanın Covid-19'a odaklandığı bir süreçte gerçekleşen son Afrin saldırısı, pandemi ile hakkıyla mücadele ederken Suriye sahasını da ihmal etmememiz gerektiğini bize gösteriyor.