Türkiye; asıl tarihi Milattan Önce 13. yüzzılda imzalanan Kadeş Anlaşması'na kadar giden, ama modern anlamda Rönesans'tan sonra başlayan diplomasinin kadim tarihi boyunca görülmemiş nitelikteki bir olayı konuşuyor iki haftadır: Cemal Kaşıkçı'nın kaybolması... Ülkesi Suudi Arabistan'ın Başkonsolosluğu'na girdiği 2 Ekim saat 13:14'ten beri kendisinden haber alınamayan Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü yönünde yaygın bir kanaat mevcut. Hatta Türkiye'nin elinde Kaşıkçı'nın başkonsoloslukta öldürüldüğü ânın ses kayıtlarının yer aldığı da belirtiliyor. Suikast veya kaçırma operasyonu için Suudi Arabistan'dan 2 Ekim'de gelen 15 kişilik timde adli tıp kurumundan bir cerrahın da yer alması Kaşıkçı'nın öldürüldüğü iddiasını destekleyen kanıtlardan biri olarak gösteriliyor. Suudi Arabistan'dan gelen timde adli tıp kurumu başkanı olduğu söylenen cerrah Dr. Salah Muhammed Al-Tubaigy'in de (47) bulunması kesilip biçilme senaryosunu destekleyen bir bulgu olarak gösteriliyor. Peki, Kaşıkçı'ya ilişkin senaryolar içinde en vahşi olanı, yani öldürüldükten sonra vücudunun parçalara ayrılıp götürüldüğü senaryosu gerçek mi? Bu konuda kesin bir yanıt vermek hakikaten güç. Çünkü Kaşıkçı'nın akıbeti o kadar belirsiz ki, sonunda en kötümser senaryo bile gerçekleşse kimse şaşırmayacak.
X-RAY ARAMASIYLA İLGİLİ KRİTİK BELGE
Biz eldeki bulgularla gidelim. Bu konuda önümüzdeki en önemli belge, Suudi timin dokuz üyesini getiren HZ SK2 kuyruk numaralı uçakta Milli İstihbarat Teşkilatı ve emniyet görevlilerinin arama yapmasından sonra düzenlenen belge.
Bu belgede HZ SK2 kuyruk numaralı uçağa binecek şahısların Genel Havacılık Terminali'ne girdikleri an yanlarında bulundurdukları valizlerin X-Ray cihazından geçip geçmediğinin kontrolünün yapıldığı belirtiliyor. Buna göre X-Ray cihazının başında bulunan güvenlik görevlisi, bu şahıslara ait bagajların cihazdan geçirildiği ve kontrol edildiği bilgisini vermiş.
Belgeye göre bagajlar orta boy ebatlarda valizlerdi. Belgede uçağa bagajların içerisinde ceset parçaları yerleştirildiği yönündeki iddiayla ilgili şu cümleler yer alıyor: "X-Ray güvenlik görevlisine 'Bu bagajların içerisine parçalanmış bir insana ait vücut parçalarının olması durumunda bunun cihazlardan geçtiği esnada görülüp görülemeyeceği' sorulduğunda güvenlik görevlisinden alınan cevapta bu durumda vücut parçalarına ait izlerin mutlak suretle cihazdan görülebileceği, dolayısıyla bahsi geçen 7 yolcuya ait bagajlarda herhangi bir olumsuz görüntünün olmadığını beyan etmiştir. Genel Havacılık Terminali görevlileriyle yaptığımız mülakat neticesinde aynı gün saat 18:30'da uçan HZ SK1 kuyruk numaralı bir uçak daha olduğu ve aynı firma tarafından kullanıldığı bilgisi alınmış, Bilgi Teknolojileri Büro Amirliği CCTV ünitesi ile irtibata geçilmiş, bahse konu uçağa geçiş yapan yolcu ve kabin ekibinin X-Ray'den geçip geçmediği, herhangi bir olumsuz ve göze çarpan durumun olup olmadığı kamera görüntülerinin geriye dönük izlenerek tespit edilmesi, saat 18:30'da kalkan uçakla alakalı da çalışma yapılarak ivedi şekilde uçağın park pozisyonu, giriş yapan yolcu, mürettebat ve uçağa yaklaşan araçlarla ilgili çalışma yapılması ve ayrıca canlı izleme yapılarak bölgedeki hareketlerin izlenmesi talimatı verilmiş, saat 21:00 sıralarında MİT görevlileri tarafından HZ SK2 bahse konu uçağın içi yer hizmetleri personeli tanıtım yeleği giyilmek sureti ile kontrol edilmiş, MİT görevlileri kontrollerini tamamladıktan sonra MİT görevlilerinin izni ile uçağa bagajların yüklenmesi sağlanmış yapılan kamera ve fiziki kontrollerde bahse konu şahsın o an terminalde bulunmadığı veya uçuş için terminale gelmediği gözlenmiş, ancak tüm ihtimallerin değerlendirilmesi ve varsa ihtimal dâhilinde şahsın limanımızı kullanarak kaçırılmış olabilme ihtimali doğrultusunda; CCTV canlı izleme ünitemizden saat 22:00'da hareket eden HZ SK2 kodlu özel jet ile alaklı olarak canlı izleme yapılmış, uçağın park alanı tespite edilmiş, o esnada emniyet ve istihbarat görevlilerinin çalışmaları kamera açılarının el verdiği ölçüde kayıt altına alınmış."
Cemal Kaşıkçı'nın ölüsü ya da dirisi ortaya çıkmadıkça en kötümser senaryolar dâhil tüm senaryolar konuşulmaya devam edecek. Ama ne olursa olsun Suudi Arabistan'ın bu konuda bir diplomatik bedel ödeyeceği kesin.