"Türkiye, büyük bir telekulak kuşatması ve siber saldırı ile karşı karşıya. Bu savaşın görünen kısmı medyaya yansıyor. Ama medyaya yansımayan asıl büyük savaş derinlerde yaşanıyor. Siber teknoloji ve teknik istihbarata dayalı bir büyük savaş bu. Paralel Yapı'ya yakın bilişim şirketleri Türkiye'nin siber güvenlik anahtarlarını düşman/rakip ülkelere veriyor. 100 yılda savaş denilen olgunun çehresi pek değişti. Türkiye, 1. Dünya Savaşı'nda tersanelerine girilmiş bir ülkeydi. Şimdiyse fiber ağlarla kuşatılmış bir ülke. Recep Tayyip Erdoğan, seçim meydanlarında boşuna 'milli mücadele' demiyordu." 24 Ağustos 2014'te yazdığım 'Paralel casusluk hizmetleri AŞ' başlıklı yazı, bu cümlelerle son buluyordu. Aradan geçen sürede Erdoğan'ın milli mücadele dediği savaşta, 15 Temmuz gibi çok kritik bir eşik atlattı Türkiye.
Bu köşede 2,5 yıl önce yayınlanan yazıda adı geçen bilişim şirketlerinin ortaklarının hemen hepsi 15 Temmuz darbe kalkışması sonrası yurtdışına kaçtı.
SABAH Özel İstihbarat Bölümü olarak FETÖ'nün bilişim şirketleriyle ilgili önemli bir istihbarat raporuna ulaşınca o yazının devamını yazmak şart oldu. Raporun ayrıntılarını SABAH'ta Abdurrahman Şimşek ve Nazif Karaman'la birlikte hazırlayacağımız yazı dizisinde okuyacaksınız.
FETÖ'NÜN KOZMİK ŞİRKETLERİ
Bu yazıda sadece FETÖ'ye müzahir bilişim şirketleriyle ilgili genel bilgiler vereceğim: Raporda adı geçen pek çok şirket var. Bu şirketlerin isimleri şunlar: İsim Tescil Bilişim AŞ, İsim Tescil İnternet Teknolojileri AŞ, Fins Bilişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, BS Bilgi Teknolojileri AŞ, Ölçü Bilişim Limited Şirketi, Empatel Telekom Hizmetleri Sanayi ve Limited Şirketi, Omtinel Telekomünikasyon Limited Şirketi, Endersys Bilişim Anonim Şirketi, Inforcept İletişim Teknolojileri Bilgisayar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Vizyon Arge Teknoloji Anonim Şirketi, Inceptra Yazılım AŞ.
Bunlar, pek çok devlet kuruluşuna ve önemli özel şirketlere hizmet veren bilişim firmaları. Bu şirketleri yöneten isimlerden üçü kritik: Abdullah Büyük, Salih Sarıgül ve Nurullah Bayram. Kod adı Ferhat Tunalı olan Abdullah Büyük özellikle önemli bir isim.
FETÖ'ye yönelik bir himmet soruşturmasında yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra Bulgaristan'a kaçan ve 10 Ağustos'ta Türkiye'ye iade edilen Büyük, Anadolu 6. Sulh Ceza Hâkimliği'nde hem Ferhat Tunalı kod ismini kullandığını söylemiş, hem de "Yaptığım her şey şeffaftır" diyebilmişti. Yazı dizimize konu olacak istihbarat raporuna göre Salih Sarıgül bütün bu işin imamı pozisyonunda. Nurullah Bayram ise kurumlar arası köprü görevi gören eski bir Kaynak Holding çalışanı.
Bu isimler haricinde önemli bir isim daha var: Barış Şimşek. Şimşek, Ölçü Bilişim'in asıl sahibi. BS Bilgi Teknolojileri'nin kurucusu. FETÖ'nün operasyonel bilişim firması Endersys'de de genel müdürlük yapmış.
Şimşek'in ayrıca Endersys'de Murat Balaban, İsmail Yenigül ve Ömer Faruk Şen ile ortaklığı var. Son üç ismin aynı hisse paylarıyla Inforcept firmasında da ortaklığı bulunuyor. Bu FETÖ'cü şahıslarla ilgili bugüne kadar maalesef hiçbir işlem yapılmamıştı. Hepsi 15 Temmuz hain darbe girişiminde rol aldılar ve darbe kalkışması sonrası yurtdışına kaçtılar. Hatta Murat Balaban, darbe kalkışmasında Türksat'a izinsiz giren mühendislerin içinde yer alan Aydın Yavuz'un genel müdürlüğünü yaptığı Vizyon Arge'nin sahibi. Barış Şimşek şimdi ABD'de, Balaban'ın da yurtdışına kaçtığı sanılıyor.
İNTERNET GÖRÜŞMELERİNİ DİNLİYORLAR
Murat Balaban, dinleme ve izleme sistemleri üzerine uzmanlaşmış bir isim. Voitap adlı dinleme yazılımını geliştiren kişi. Yazılımın özelliği, internet üzerinde yapılan konuşmaları dinleyip kaydedebilmesi. Ve bu yazılım 2007-14 arasında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından kullanıldı. Bu da FETÖ'nün, elemanlarının yanı sıra bu şirketleri de sızdırdığı TİB gibi devlet kurumları üzerinden o tarihlerde bile internetteki telefon trafiğini kontrol ettiği anlamına gelir.
TİB, kapanmadan önce bu tür yazılımları kullanan bir kurumdu. Ülke güvenliğini sağlamak amacıyla teknik istihbarat faaliyetleri yürütmek üzere kurulan TİB, FETÖ'nün, devletin mahrem bilgilerini çaldığı ve kişilerin özel hayatına girdiği bir 'operasyon merkezi'ne dönüştü. Zaten bu nedenle kapatıldı.
Kamu kurumlarına ve özel firmalara, ücreti mukabili bilişim sistemleri güvenliği sağlama işini üstlenmiş FETÖ'cü bilişim şirketlerinin asıl maksadı, kendi teknik takip sistemlerini hedef kurum ve firmalara kurup buralardan veri toplamaktı.
Bu FETÖ'cü şirketlerin yöneticileri arasındaki en kritik isimlerden biri Murat Balaban idi. Balaban'ın ortağı olduğu Endersys ve Inforcept firmalarıyla ilgili Paralel casusluk hizmetleri AŞ başlıklı yazımda şu bilgilere yer vermiştim: "Siber istihbarat savaşı, yalnızca devletlerin değil, çok uluslu şirketlerin de içinde olduğu bir savaş. Bu şirketlerin Türkiye'de de uzantıları var. Hatırlarsanız Wikileaks'in casus teknolojileri satan şirketler listesinde bir Türk firmasının adı çıkmıştı: Inforcept Network. Inforcept, telefon görüşmelerinin ve internet yazışmalarının DPI denilen yöntemle izlenmesine olanak veren teknolojileri pazarlayan bir şirket ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) gibi kamu kurumlarıyla da iş yapıyor. Ağustos 2011'de kurulan bu şirketin dört ortağı var:Murat Balaban, Ömer Faruk Şen, İsmail Yenigül ve Barış Şimşek. Bu kişilerin firmadaki ortaklık payları da eşit. Bu dört kişinin ortağı olduğu bir başka şirket daha var. Endersys Danışmanlık Yazılım İletişim Bilgisayar Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Ne hikmetse bu şirkette de ortaklık payları eşit."
FİBER KUŞATMAYLA SİBER SAVAŞ
Endersys ve Inforcept gibi FETÖ'nün kozmik bilişim firmaları, örgütün arşivinin nerede olduğu sorusunun yanıtını bulmak açısından da önem taşıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan çatı iddianamesine göre, Gülen örgütünün arşivinin bulunabileceği yerler şunlar: İstanbul İkitelli'de bir mobilya mağazası, Kanada, ABD, Afrika ülkeleri ve Arnavutluk.
Endersys ve Inforcept'in adı Wikileaks belgelerinde de teknik takip yapan şirketler olarak geçmişti. Wikileaks'in ortaya çıkardığı haritaya göre Türkiye'yi izleyen şirketin adının Inforcept Networks olduğu belirtilmişti. Bu şirket kişilerin cep telefonu ve bilgisayar kayıtlarını dosyalıyor. Liderlerden sade vatandaşlara kadar herkesin hareketlerini adım adım takip edebilen bu şirket, dosyaladığı bilgileri gizli servislere sattı.
Türkiye'nin istiklal mücadelesinin siber istihbarat boyutları asla unutulmalı. Zira fiber ağlarla açılmış siber savaş cephesinin kazananı, büyük savaşın da galibi olacak. 'Paralel casusluk hizmeti' şirketlerini birer birer çökerten Türkiye, siber kuşatmayı eninde sonunda yaracak.