ŞAKİR Bey fotoğrafta soyutu çok kullanması içinse şöyle diyor: "Ben hep izlenimci sanata inandım. Afrika'ya gittiğimde öylesine doğa manzaraları gördüm ki, bunların normal fotoğrafla anlatılamayacağına karar verdim. Hayatın içindeki hareketi, o koşuşturmayı, değişkenliği yakalamam gerekiyordu. Hayatı hızla giden bir trenden veya otobüsten görülmüş gibi yakalamak gerekiyordu. Böylece o sanki hareket halinde resimler ortaya çıktı."

BAŞKANIN ADAMLARI
Onun bir arkadaş grubu vardır ki, adları hiç dilinden düşmez. Ben onlara "Başkanın Adamları" diyorum. Onat onlardan biriydi. Şimdi Ara Güler, grafikçi Yurdaer Altıntaş ve Bülent Erkmen, reklamcı Paul McMillen gibi adlar var: "Evet, iyi bir grubuz. Yaptığı her işi titizlikle yapan, Avrupa veya Amerika'ya benzemeyi değil, özgün olmayı ilke edinmiş ve her konuda güvenebileceğim insanlar." Şakir Bey hala iyi bir film izleyicisi. Ama gönlü geçmişte: Welles ve hemen ardından Chaplin ve Visconti'yi koyuyor. Bu yıl 25. yılını kutlayacak olan sinema festivalinde Alain Delon ve Ornella Muti açıklanan ilk isimler, ardından başkaları da gelecek. Böyle isimlerin bir festival için tanıtım açısından önemini belirtiyor. Ama kimileri çok para istemiyor mu? "Kendileri değil, ama ajanları istiyor. Onların geçim yolu bu. Ama özellikle ABD'den gelen öyle sanatçılar oldu ki, para istemedikleri halde bize daha pahalıya mal oldular." Alain Delon'un "bizzat para istemediğini" belirtiyor. Asıl önemli olanınsa, İstanbul Festivali'nin ulaştığı saygınlık olduğunu ve bu sayede daha çok ünlüleri getirteceklerini söylüyor.