Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Ekmek eşittir öpmek!

Paris’teki ekmek fuarından İstanbul’daki ekmek eğitimlerine... Brioche’dan Karadeniz simidine, artizandan glütensize... Lisan-ı Ezhar’dan kinayeye: Ekmek, öpmek ve murada ermek demek!

Kafayı ekmekle yemek mümkün; bunu çok net anladım.
Geçen hafta Paris'teki Europain Show, deli çeşitlilikte bir ekmek fuarıydı. Lesaffre Türkiye'nin desteklediği fırıncı Osman Gündüz, Masters de la Boulangerie'de 'Besleyici ekmek' dalında yarışıp bayrağımızı dalgalandırmıştı.
Dönüşte, ekmeğin her çeşidine doymuş olarak tam da kendisiyle araya mesafe koymaya niyetlenmişken...
Komşum Mehmet'in obruk peynirli harikulade ekmeğinden feyz alan değerli eşim, MSA'nın Artizan Ekmek workshop'una gideceğini söylemesin mi? Bu beş günlük 'çalıştay'ın programına baktım da, buna giden Europain'e de gider! Maşallahı var:
1. Temel ekmek hamuru ve çeşitleriyle başlıyorlar: Baguette&epi, fougasse, ciabatta.
2. Dolgulu ve aromalı ekmek hamurları ve çeşitlerine geçiliyor:
Karamelize soğanlı ve fındıklı ekmek, zeytin ve cevizli mini roll, focaccia.
3. Zenginleştirilmiş ekmek hamuru ve çeşitleriyle ilerleniyor: Brioche (canım benim), pain Viennois, çikolatalı babka (o da canım), ekşi hamur yapımı.
4. Ekşi mayalı artizan ekmek yapımına giriliyor: Tam buğday ekmeği, malt ekmeği, çavdar ekmeği, çok tahıllı köy ekmeği.
5. Son gün sokak ekmekleriyle final yapılıyor:
Lavaş, Karadeniz simidi, bagel.
Artizan Ekmek workshop'u bu hafta 19-23 Şubat'ta. Bu kadar son dakikada yer bulmak çok zor tabii; biletler satışa çıktığı anda tükenebiliyor. O yüzden şimdiden kaydetsin meraklısı: Tekrarı 25 Haziran'da.
Hatta bir sonraki de 24 Eylül'de.
Bir de Glütensiz Ekmekler atölyesi var MSA'nın (21 Mart'ta); onun da menüsü davetkâr:
Nohut unu ile patatesli, biberiyeli ekmek. Kuru üzüm ve cevizli karabuğday ekmeği. Biberiye, fesleğen ve taze otlarla karamelize soğanlı focaccia.
Kafayı ekmekle sıyırmışken karşıma çıkan bir cevheri de paylaşmazsam içimde ukde kalacak: Artun Ünsal, Türkiye'nin ekmeklerinin öyküsünü anlattığı Nimet Geldi Ekine kitabında, Süheyl Ünver'den aktarıyor:
"Eskiden kapalı toplumda birbirini sevenlerin konuşup anlaşmaları zor... 1887 tarihli bir 'mânâ' kitabı yetişiyor imdada:
Lisan-ı Ezhar. Dönemin 'kinaye'leri yer alıyor burada. Mesela bir kenarda piyaz tabağı görülürse bunun anlamı 'Eylerim hakka niyaz' yani aşkıma kavuşmak için Allah'a yalvarıyorum demekmiş. Tabakta börülce varsa, 'Efendim keyfim nice' yani her şey yolunda mesajı veriliyormuş." Peki ekmek kinayesi nasıl oluyor? Ekmek 'Bir murada ermek, maksadım seni öpmek, neden bizi tüketmek?' anlamına geliyormuş!

HAVALI VE MODALI UNLU MAMULLER
Masters de la Boulangerie/Bakery Masters üç dala ayrılmıştı: Ekmeklerin yanı sıra unlu mamul kategorisi ve de yenilebilir sanat eserleri vardı.
Her detayı yenilebilir malzemeden bir geminin yapılış sürecini izlemek çok ilginç. Ama direkleri kırıp kırıp yiyesi de gelmiyor doğrusu insanın.
Canavarın dikenlerini, kraliçenin elbisesinin nervürlerini de ağzınıza atmak için çıldırmıyorsunuz genellikle; bunlar tatmalık değil bakmalık oluyor.
Ama o unlu mamuller kategorisi var ya; işte o gözünü döndürebilir insanın. Aklınıza ne gelir unlu mamul denince (ekmeği katmıyorsunuz)?
Çörek, kek, kurabiye? Evet ama kaç bin tür ve kaç milyon model? Paris'in birkaç simgesini sayın desem peki?
Unlu mamullerde Fransa adına birinci olan Deborah Ott, hepsini bir araya getirmişti. Paris, moda, sanat, estetik ve pastane mamulleri demekse, işte hepsi tek üründe, tek lokmada...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA