Komşuda pişer, bize de düşer mi? Komşuda pişen, size de düşüyor mu sahi? Hâlâ? Bu devirde? Şanslısınız o zaman.
Aşure. Doğru, o düşüyor. Kandillerde ya da ölüm olduğunda helva, evet... Hastalık halinde çorba, belki...
İlişkinin yoğunluğuna bağlı olarak günlük menü transferi bile olabilir bazı evler arasında. Ama genellikle havalandırma sisteminin tüm iddiasına rağmen içeri dolan kavrulmuş soğan kokusunu sineye çeker oturursunuz.
İKSV, 15. İstanbul Bienali'nin başlığını ve çerçevesini açıkladı bu hafta. 2017 sonbaharında gerçekleşecek bienalin küratörleri, sanatçı ikilisi Michael Elmgreen&Ingar Dragset. Başlık da 'İyi bir komşu'...
7'den 70'e, hatta tamı tamına 8'den 84'e, 40 kişinin 'İyi bir komşu' üstüne sorular sorduğu bir performans hazırlanmış. Ben de birtakım cevaplar kaydedeyim bari buraya.
Her şeye burnunu sokmaz evvela. Gözetlemez. Laf çakmaya fırsat kollamaz. Siz tatildeyken çiçeklerinizi sular, kediye- köpeğe severek sahip çıkar ama çekmeceleri karıştırmaz. Gürültüye tahammül eşiği yüksek, buna karşılık kendi yaygara kapasitesi düşük olur. İyi bir komşu, budur!
Gelelim en mühim özelliklerine: İstanbul mutfağına hâkim, Anadolu lezzetlerine düşkündür. Dünya mutfaklarına yakın, etnik tatlara meraklı olur. Temiz, titiz, hamarat, zevkli, bonkör ve paylaşımcıdır.
Elinin lezzetiyle nam salmıştır. Üşenmez. Neyin neyle gideceğini iyi bilir, sürprizlidir.
Hesap tutmaz, karşılık beklemez, tabağı hemen ertesi gün dolu geri gitmese de kapıyı yine eli dolu çalmakta tereddüt etmez.
'En iyi komşu annedir' noktasına mı geldik? O da olur ama olmaması tercih edilir. Anne zaten ceptedir, bir de böyle 'iyi komşu', hayatın 'bonus'udur!
Bu komşuluk meselesinde Kiva'yı kıskanmamak elde değil. Anadolu'nun çok kültürlülüğünden ilhamla 'Komşular Mutfakta' diye bir proje geliştirdi ve Bomontiada çevresinde yaşayan beş komşusunun yöresel reçetelerini menüsüne kattı Kiva.
Hilda Demircioğlu'nun tarifiyle Ermeni mutfağından topik... Elmas Orbak'ın tarifiyle Musevi mutfağından pırasa köftesi... Rea Burci'nin tarifiyle Rum mutfağından zeytinyağlı dolma... Selva Taş'ın tarifiyle Süryani mutfağından Diyarbakır usulü haşlama içli köfte. Rosana Şapka'nın tarifiyle Bulgar mutfağından bomba fasulye... Böyle kıymetli bir beşibiryerde söz konusu... Kiva Bomonti'nin şefi Deniz Şahin, her komşusuyla mutfağa girip uyguladı tarifleri.
Avantajlı semt, iyi komşular, güzel proje, doğru uygulama... Üstüne de sonucu bizzat gidip tatma imkânı... Beş tane alkış emojisiyle bitirelim...
Ruh da beslenmek ister
Yenilenen Emek Sineması'nı gördünüz mü? Beyoğlu'nun ruhu, İstiklal Caddesi'nin simgesi diye çok tartışma döndü ama giderseniz görürsünüz ki temiz havası ve konforlu koltuklarıyla mis gibi oldu.
Restore edilen tarihi Cercle d'Orient binası (Dünyaca ünlü Madam Tussaud Balmumu Heykel Müzesi de burada artık), mağazalar ve sinemalardan oluşan Grand Pera kompleksinin en üst katında yer alıyor Emek.
Daha inşaat aşamasındayken görme imkânı bulmuş, onca parçanın nasıl da itinayla onarıldığını görüp takdir etmiştik. Ama konser tecrübesi başka bir şey; en başta ruha gıda...
Çarşamba akşamı Emek'te eğlenceli bir Bach konseri vardı. Müzik organizatörü Hakan Erdoğan, adeta inatla 13 yıldır İstanbul Bach Günleri'ni düzenlemeyi sürdürüyor. Başkası olsa çoktan yelkenleri suya indirmişti.
Taa 1972'de kurduğu Hortus Musicus topluluğuyla geçen sene Deniz Müzesi'nde beş bis'li nefis bir konser veren Estonyalı usta Andreas Mustonen, bu kez de Glasperlenspiel Oda Orkestrası ile karşımızdaydı.
Mustonen 63 yaşında bir klasik kemancı ve orkestra şefi. Ancak uzun saçları ve kabaralı ayakkabılarıyla daha çok rock müzisyenlerini andırıyor. Zaten Bach'ın parçalarını da klasik eğitimi almış bir rock'çu edasıyla çaldı. Lezzetli bir çorbaya iştahla kaşık sallar gibiydi!