Instagram'da bir fotoğrafa denk geldim geçenlerde. Evin iki kedisi sıcaklardan o kadar bunalmış ki, dipfrize sığınmış! Buzdolabının derin dondurucusundan bahsediyoruz: Kapak açık ve içerde et, balık, köfte, dondurma, çeşitli donmuş gıda paketleri, aralarına uzanmış iki de kedi... Koltuğa uzanır gibi kendiliklerinden girip yerleşmiş olamayacaklarına göre, yerleştirilmiş diyebiliriz herhalde. Evdekilerden biri tarafından, Instagram'dan ekmek çıkarmak adına! Gözümün önüne gelmesiyle, aklım uçtu. Düşünsenize: Bardağa buz koyarken içine kedi tüyleri giriyor. Izgaraya konacak köftede kedi tüyleri, kızaracak ekmekte kedi tüyleri, boğazımda kedi tüyleri... Boğulacak gibi oldum. Çocukluğumuzda babaanneler filan 'şart şurt' derdi. Yer bezi, toz bezi, mutfak bezi hayatta birbirine karışmaz, tabak çanak ya da sebze meyve mümkün değil banyo lavabosunda yıkanmazdı. Evde kedi-köpek varsa yemek masasına çıkamaz, mutfak raflarında dolaşmaya kalkarsa zılgıtı yerdi. Ne kadar aşkito, bebiş, kuş, kuzu, tatlişko olsa da bebek-çocuk, mutfak tezgâhında oturamaz ya da ana yemek niyetine ayaklarıyla sofraya çıkamazdı. Şimdinin şartları çok daha esnek... Bir ahbabımın kedilerinin favori köşesi, çay-kahve fincanlarının dizili olduğu raf mesela... Hafta sonu dışarı kahvaltıya gidince, ayakkabılarıyla yemek masasının üstünde tepinip ekmek dilimlerini ezen velet görmek, en sıradan manzara... Kafe masalarında alt değiştirenlere sık rastlıyoruz. Şehrin bilinen (gayet de iyi iş yapan) bir mekânında bar tezgâhının üstünde bebek altı değiştirildiğini bizzat gördü bu gözler. Gördü de, ne yaptı? Hiç. Böyle şeyleri yadırgamak, hele hele yargılamak en büyük günah çünkü! Kazara laf etmeye kalkarsanız, siz haksız çıkıyor, ayıplanıyor, feci demode bulunuyorsunuz. Makbul olan, tam da 'çikolata'sıyla oynamak! Özellikle yabancı şeflerin mutfak alışkanlıkları da bu durumu destekliyor. Ekranda görüyoruz, mutfağına girme şansı bulduklarımızın elinden tekrar nasıl bir şey yiyeceğimizi kara kara düşünüyoruz. Balık tutan el yıkanmadan hamur açılıyor, soğan kesilen el de bıçak da çalkalanmadan turtanın şeftali dilimleri diziliyor. İnsanın evde harcadığı suya da emeğe de ağlayası geliyor. Senelerdir takip ettiğimiz ünlü şef Jamie Oliver da suyu ekonomik kullananlardan. TV programları ve kitaplardan dünyaları kazanan İngiliz şef, iş 'yıkama'ya gelince biraz cimri! Tam yarım saatte üç çeşitlik menü çıkardığı programında anlarsınız zaten; bizim yıkama dozumuz ve hızımızla bir saat daha koyun üstüne! Jamie Oliver'ın çok düşkün olduğu bir karısı ve beş tane de çocuğu var (En son numara bu ay dünyaya geldi). Şenlikli, eğlenceli bir aile... Yerde biraz emekledikten sonra pizza hamuru yapabiliyor çocuklardan biri o ellerle, hane halkı da afiyetle yiyor! Bahçede yuvarlanan çocuklar sonra gelip mutfak tezgâhının üstüne çıkıyor, yorulunca peynir tahtasının üstünde oturuyor. Sonra hop, çocuk aşağı indirilip ekmek kesiliyor tahtada, klasik ev halleri bunlar. Bizim sistemle yok tahtayı yıka, tezgâhı sil, çocuğun ellerini sabunla, öbürünü banyoya sok... Kalır mı bu kadar program yapacak, kitap yazacak, servet yapacak vakit? Kalmaz. Sayısız kitabı var adamın. İşte onlardan biri bu yaz Türkçeye de çevrildi: Jamie'nin 30 Dakikalık Yemekleri Epsilon Yayınları'ndan çıktı. Tarif kitabı alma huyum yok pek. Ama geçen gün Remzi'de oturup bir karıştırayım dedim ve her sayfada artan hayretlere sürüklendim. Dayanamayıp aldım sonra, çok amaçlı bir yayın diye, hem İngilizce dil hem de bulmaca kitabı gibi değerlendirilebilir! Şöyle üçlü menüler yer alıyor tarifleriyle: Brokolili Orecchiette, Kabak & Bocconcini Salatası, Prosciutto & Kavun Salatası. Şöyle çeşitler ya da: Pimm's Eton Mess. Aaa anlamadınız mı? Şöyle çeviriler var o zaman: Pirzola Kızartması. Süper Hızlı Kıymalı Yemek. Tazeleyici Salata. Sıra Dışı Şekilde Çekici Taze Salsa Sos. Cidden İyi Balık Tajin. Kaplanmış Dondurma. Morina balığı, papaya, liçi filan peynir ekmek sayılır ya bizim memlekette, o yüzden böyle öneriler de var: Lezzetli Kıtır Morina. Papaya Tabağı. Liçi Tatlısı. Dahası şöyle malzemeler kullanacağız: 500 gr kuru orecchiette. 125 gr kutu bocconcini. 500 gr kuru macaroni. Yunan fesleğeni. 23 gr Patak's rogan josh sosunun yarısı. 1 kg Maris Piper patatesi. 150 gr matzo krakeri. Çin'e özgü beş baharat karışımı. 500 gr Rachel's organik hindistancevizli yoğurdun yarısı. 283 gr Patak's jalfrezi sosunun dörtte biri! Ne olduğunu çözeceğiz, anlayacağız, o malzemeleri bulacağız, ölçeceğiz, üç çeşit yemeği yapacağız ve bütün bunları yarım saate sığdıracağız, öyle mi? Peki. Tabii. Oldu. Ama önce bir ellerimizi yıkayalım!