SON 15 yıldır Kadir İnanır'ın film setlerinde, dizi setlerinde pek çok kez bulundum. Onunla çalışmanın diğerleri için nasıl bir şey olduğunu bilirim. Keyif olduğu kadar, gerginliktir onunla çalışmak. Çünkü iddialıdır, aşırı titizdir, yanlışı sevmez, hatayı affetmez. Çalıştığı ortamlarda işin patronu odur. Belki de 36 yıldır zirvede olmanın formülü budur. Atv'de başlayan "Azap Yolu" dizisi ile ilgili röportajımız doğal olarak bu uzun yolculukta hayatla ve yaptığı işle kavgası üzerine gelişti. Taşın altına elini öylesine sokuyor ki Kadir İnanır, neredeyse projenin bütün sorumluluğunu üstleniyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor: "Eğer fatura bana kesiliyorsa, yapılan işin en ufak bir bedelini bile benden başka kimse ödemiyorsa tabii ki her şeyle ben ilgileneceğim. Senaryoyla da, teknik ekibin oluşumuyla da, oyuncu seçimiyle de ilgileneceğim. İş kötü gittiği zaman 'Kadir İnanır'ın filmi kötü' gitti oluyorsa bu hak benimdir..." Bu röportajdan sonra Perşembe gecesi dizinin ilk bölümünü hep birlikte izledik. Bir sahne vardı: Baba (Kadir İnanır) yıllar sonra hapisten çıkıyor ve küçücükken bıraktığı kızı (Melisa Sözen) ile buluşuyor. Döndüm, Kadir İnanır'a baktım, pek çok kişi gibi o da ağlıyordu. İşte hem çok sert hem çok duygusal adamın öyküsü...