İbrahim Tatlıses sonunda Dilan Çıtak'ın kızı olduğunu kabul edip, İdo ve Dilo ile fotoğraf çektirmek suretiyle sosyal medyada paylaştı.
Ne güzel.
Güzel de... Bir kız olarak Dilan Çıtak, babasızlığın, babası varken yokluğunu çekmenin, reddedilmenin, istenmemenin, kabul edilmemenin, sırtını babaya yaslayamamanın kırgınlığını şıp diye atabilecek mi bilemiyorum.
Babalar kızlarına ya büyük aşk yaşatırlar ya da büyük hayal kırıklığı. Ki ben o hayal kırıklığının, hayat kırıklığına nasıl dönüştüğünü bilirim.
Hep bir tarafın eksik kalır. Hep daha güçlü, daha dik, daha sağlam, daha korkusuz, daha aldırmaz görünmeye çalışırsın. Çırpınırsın. Ve fakat hep buruksundur. Esas erkek tarafından sevilmemenin, sarılmamanın, kucaklanmamanın ciğer gibi kızarmış yarasına toprak atar durursun. Kapanır mı? Kapanmaz.
Mış gibi yapar sadece.
Sonra başka bir erkeği sevmek istediğinde o terk edilmişliğin, o yarı yolda bırakılmışlığın, o ait olamamışlığın avlar seni. Daima kırmızı kabloyu kesersin. Daima yanlış adamları doğru zannedersin.
Neyse... Demek istediğim şu; Dilan çok güçlü bir kız. Okumuş, çalışmış, yeteneğine emek katmış, kalbinin sesini dinleyen, affetmeyi bilen, güzel bir kız.
Yıllar sonra babasına 'baba' derken, içinin 'ahh be baba', 'neden baba?', 'geç kaldın baba' hisleriyle sızladığına eminim.
Onun küçük kız kalbi tamir olur mu? İşte ona emin değilim.