Bu spor dünyası bir acayip. Elini veren kolunu kaptırıyor. Koşusu, yogası, pilatesi, diyeti, kinoası, sıvı detoksu falan derken kendimi bir anda 'tabata' diye bi'şeyin içinde buldum.
Hay bulmaz olaydım. Bu kadar yıldır bu işlere sarmışım, çekmediğim dertler çile kalmamış, feryatsız gündüzüm gecem olmamış, ben böylesini görmedim.
Yeni tanıştığım bir spor hocası mutlaka 'tabata' yapmamı salık verdi. İlle de yapacağız, bak nasıl da fark edecek, anında sonuç alacaksın falan. "İyi" dedim, "Yapalım".
İşte bazı şeylere balıklama atlamayacaksın. Ahh bu ben, ahhh!
Bebek sahilde buluştuk. Tabata nabzı yüksekte tutarak yaptığın, yağ yakma hedefli, atletlerin ve profesyonel sporcuların kullandığı bir teknik. Toplamda 30-35 dakika çalışıyorsun ama yüksek nabızda olduğundan 1 saatlik çalışmadan fazla yağ yakıyorsun.
Her hareketi 20 saniye boyunca en üst gücümle yapacak, 10 saniye dinlenip tekrar 20 saniye hareketi yapacak, bunu böyle sekiz kere tekrar ettikten sonra diğer harekete geçecekmişim.
Kulağa bebek işi geliyor değil mi? Önce koşuyla başladık. İlk üç koşuda süperdim, 20 saniyede tanıştırayım; ben Ayşe Bolt. Nasıl abanıyorum, şov yapıyorum.
Dördüncü sette; "Yahu ben ne yapıyorum" sorusu... Altıncı sette hocayı saçından tutup denize atmak ve arkama bakmama isteği. Sekizinci sette ise tövbe!
Sanırsınız kalbim ağzımdan çıkacak, üç gün kimseyle konuşmadım, spordan tiksindim, hocanın telefonlarını açmadım o kadar diyorum.
Aman! Siz siz olun, bu 'tabata' modası bizim buraları da sarmaya başladı, hiç bulaşmayın, yürüyüş, pilates, yoga, bisiklet, tenis, yüzme falan iyidir.
Yok tabata! No tabata! E mi!