Arkadaş kim? Ben. Yani izninizle kendime bir bakıp geleceğim. Öyle ya, kişinin en az dikkat kesildiği, en kısık sesle dinlediği, en ihmal ettiği, en ertelediği kendisi oluyor.
Bazen gerçekten hissettiklerimizi bile konuların üzerinden çok vakit geçtikten sonra anlayabiliyoruz. Çoğu zaman esaslı fikrimizi tartacak, masaya yatıracak zaman bulamıyoruz.
En son ne zaman sadece paşa gönlünüzün istediklerini yaptınız. Sadece bir günden bahsediyorum. Bir gün. 24 saat yani. Hep müdahale, hep gereklilikler, hep gönül kırmamaya çalışmalar, hep arkadaşların hatırı, hep birilerinin isteği.
Biraz da kendimize dönmemiz gerek yani.
İşte ben bu hafta yıllık iznimden alıp, izimin peşine düşeceğim. Çok istediğim satırları yazacağım. Kalabalıktan kopup, denize, güneşe, çiçeğe, böceğe, hiç tanımadığım yüzlere bakacağım.
Sonra "Bu kız nereye kayboldu?" demeyin. Bir arkadaşa bakıp geleceğim.