Kendini farklı kılmaya çalışırken şöyle derler; "Normal sıkıcıdır."
Gayet uslu ve düzgün olduğunun altını çizmek isterken; "Normal bir hayatım var işte."
Karşısındakini yargılarken; "Bu hiç normal değil bence."
Bunun; "Bi tane de normal arkadaşım olsun canım!" isyanı var.
Bunun; "Normal bir hayat istiyorum" özlemi var.
Bunun; "Sen de hiç normal adam bulmuyorsun ki kızım" eleştirisi var.
İyi de sizin şu söz ettiğiniz 'normal' ne? Ben hâlâ çözemedim de.
Yani dümdüz, sıkıcı, kitaba göre, topluma göre olan şeyler mi normal? O zaman niye normal olalım.
Peki madem normal olması bu kadar kolay, o zaman niçin; "Çevremde bir tane normal insan olsun yaa" deyip duruyoruz.
Peki normal hayat ne? Sabah dokuz akşam altı çalışmak mı? İki çocuk yapıp yılda iki hafta tatile çıkmak mı? Hiç ses çıkarmamak mı? Değişim arzusu duymamak mı? Kırkından sonra dans etmemek mi?
Nedir yahu bu normal hayat?
Bizim ofis hayatımız yok diye 'anormal' miyiz mesela?
İçinden geleni yapmak, söylemek, istemek, kendi kurallarını koymak 'anormal' midir yoksa? Peki sebep?
Herkesin normali kendinedir galiba.
Kimse ben 'anormalim' demez çünkü. Ara sıra dikkat çekmek için dese de esasen öyle hissetmez. Herkesin fikri, davranışı, beklentisi ona göre normaldir.
"Bana bunu nasıl yapar?", "Neden öyle dedi", "Beni neden anlamıyorsun?" sorularının kökü de buradan gelir. Senin 'normalin' ile benimkisi çelişir. Aynı sokakta yaşasak bile.
"Beni neden anlamıyor"?.. E sen onu neden anlamıyorsun? Çünkü normalleriniz farklı ve onlara sıkı sıkıya tutunmuşsunuz ikiniz de.
Neyse... Normalini anormalini bilmem de asıl sıkıcı olan başkalarına göre yaşamaktır bence.
Yaşayın paşa gönlünüze göre.