Gündem dediğin ne ki, bugün öyle, yarın böyle. Hop hop hop değiş tonton.
Unutmada dünya şampiyonuyuz maşallah.
Özgecan'dan sonra kopan fırtınadan eser yok şimdi. Yine kadınlarımızın halini, 'vah vah'layarak üçüncü sayfalardan takip edip sanal hayatlarımıza devam ediyoruz.
Hadi canlar toplanın, önce selfieeee!
Halbuki değişen hiçbir şey yok. Gram ilerleme yok. Kimsenin kimseden korktuğu, çekindiği de yok.
Alın işte, belki okudunuz belki okumadınız Adıyaman'da eşinden şiddet gören Zerrin S. artık dayanamayıp boşanmak istiyor, pek değerli, erdemli, geleneklerine bağlı ailesi ise izin vermiyor.
Zaten olay burada başlıyor; "el âlem ne der"ci, kızının değerini kocası ile ölçen, ilkel, evladını bile sevmeyi beceremeyen ailelerde.
Zerrin S., ne yapıyor ediyor boşuyor kocayı. Bu arada Zerrin'in o pek erkek, pek adam, pek mert babası ve amcası tekrar kocası ile yaşaması için baskı yapıyorlar (yeter ki başımıza kalmasın! Boşanıp da orospu mu olacak, gebersin daha iyi!)
Zerrin kabul etmeyince de iki pislik dövüyorlar Zerrin'i, kafasında sandalye kırıyorlar. Zerrin şimdi hastanelik ve şikâyetçi.
Peki ne olacak?
Hadi söyleyin bana, Zerrin'i kim koruyacak? Zerrin'in haklarını kim savunacak? Kim tıkacak bu vicdansızları içeri?
Zerrin dişliyse, güçlüyse, öldürülmezse ayağa kalkıp kendini koruyacak, kaçacak, kurtulacak, yeni bir hayat kuracak.
Başka şansı yok çünkü esasen kadın sadece bir sorun, vızıltı, sinek gibi vızzvızzz, öldürülmesi gerek, sesinin kısılması gerek. Çok da sorun çıkarıyor bu kadınlar, nelerine gerek.
'Bir Özgecan vakasına kadar herkes aynada kendine iyi baksın' diyorum ben. Uyumaya devam. Unutmaya devam.