Bazı şeyleri öğrenmesek de olur, öğrenmenin pratikte pek faydası olmadığı gibi insanı deli etmek suretiyle zararı da olabileceğini öğrendim.
Fıtratımda yok sanıyordum ama hayat işte, sakin olmayı öğrendim. Biraz teslim olmayı ve çokça akışına bırakmayı.
Haliyle 'her şerde bir hayır vardır' sözünün anlamını öğrendim, belledim, hücrelerime kazıdım.
Her şeyin zamanı vardır, iste, çalış, elinden geleni yap. Kapıda çıldırmış köpek gibi tırmalamanın anlamı olmadığını öğrendim.
Ağzımdan çıkan her kelimeye dikkat, dalga geçtiklerimin başıma geldiğini öğrendim.
Karmanın jet hızıyla çalıştığını öğrendim. En klasiğinden; cennet de cehennem de bu dünyada ve anında. Ödemeden yola devam etmek yasak.
Aşkın insanın gözünü nasıl kör ettiğini öğrendim. Az kalsın otuz yıllık arkadaşımdan oluyordum, kız aklını öyle bir kaybetmişti ki.
Ruhumuz iyileştiğinde bugün üzüldüğümüz şeylerin yarın umrumuzda bile olmayacağını öğrendim.
Sürekli başkaları için yaşamanın, başkalarına bi'şeyler yapmanın, hal böyleyken kendini hep ikinci planda bırakmanın büyük hata olduğunu öğrendim.
Bedenimi sevmeyi, ona bakmayı, sporun ve sağlıklı, temiz beslenmenin zihnime ve yaşamıma çok şey kattığını öğrendim.
Falcılara inanmamayı öğrendim. Onlara kalsa 50 kocam 108 çocuğum olmuştu. İnanmayın şunlara.
İyiliğin, yüksek sesli vicdanın, eğitimin, aklın buralarda pek de işe yaramadığını öğrendim. Yine de uzun vadede iyiler kazanacak değil mi?
Bipolar kişilik bozukluğunun kol gezdiğini, nezle kadar yaygın olduğunu öğrendim.
En büyük dostun sensin, önce kendini sevecek, kendin için nefes alacaksın. İşte bunu biraz ağır öğrendim.
Beklenti dünyalarında dolaşmamayı ve boş yere bekleme yapmamayı öğrendim.
Yalnızlığın tadını çıkartmayı, tek başına nefis günler, saatler geçirmeyi öğrendim.
Bozcaada'yı çok sevdiğimi öğrendim.
Güzel insanların, ailelerin, ilişkilerin de olduğunu öğrendim.
Eski sevgiliden yeni sevgili olmayacağını, salmayı, sallamamayı öğrendim.
Akıl sağlığım için daha az televizyon izlemeyi, daha az sosyal medyaya girmeyi öğrendim.
Deli deliyi çeker, herkesin delirdiğini, delilerin her söylediklerini ve yaptıklarını ciddiye almamayı öğrendim.
Aslında çoğu şey bizimle ilgili değil, karşımızdakiyle ilgili. Onu da öğrendim, çok şükür.
İletişimin doruğunda olduğumuzu sanıp asla birbirimizi dinlemediğimizi, anlamak istemediğimizi öğrendim.
Alakasız ama cacığa limon kabuğu rendesinin çok yakıştığını öğrendim.
Yeni kendimle eski alışkanlıklarımın, huylarımın, inançlarımın tutmayacağını, hepsinden kurtulmam gerektiğini öğrendim.
'Beni niye anlamıyor?', 'Bunu bana nasıl yapar?', 'Ben bunu hak etmedim' gibi yakarışların zaman kaybı olduğunu öğrendim.
Sevmek daha çok sevmek, okumak daha çok okumak, dinlemek daha çok dinlemek, sabretmek daha çok sabretmek, şükretmek daha çok şükretmek, dua etmek daha çok ve kalpten dua etmek... Mutluluğun bu olduğunu öğrendim.
Aslında o kadar da kötü bir yıl değilmiş 2014. Dersini vermiş, gidiyormuş. O zaman herkese mutlu yıllar. Maceraya devam.