Kıvırmada son nokta. Ben bu habere çok güldüm sevgili okurlar. Yönetmen Sinan Çetin Emirgan'da bir kafede, kadın arkadaşıyla canım cicim kahvaltı ederken magazinciler tarafından görüntüleniyor. Magazincileri fark edince elinde ajda çay bardağıyla masadan kalkıp yolda yürümeye başlıyor. "Hayırdır, Sinan Bey, çayı alıp kaçtınız" diyen muhabirlere de şu cevabı veriyor; "Çay içerek yürüyeceğim belki, uğradım aldım."
Bir çay firmasının reklamlarını yapan Sinan Çetin, bence bu cümleyi yeni kampanyasının sloganı ilan etsin.
Bir Ferrari-Feraye dozajında olmasa da iş yapar.
Sahalara dönüşünü merakla beklediğimiz Okan Bayülgen'i yeni programı öncesi sabah kuşağında izledim. Melek Baykal'ın programında kırmızı önlük giymiş Sahrap Soysal'la yemek pişiriyordu. Esprileriyle, hazır cevaplığıyla son zamanlarda gördüğüm en iyi Okan'dı. Bu Okan kesinlikle kadın kuşağında program yapmalı.
Acılı tavuklu klasik. Ne bu? Aaa haberiniz yok mu? Şarkıcı Emrah bir reklam kampanyası için acıların çocuğu dönemine dönmüş. Başlık; 'Benim Acım Bana Yeter.' Ürün; acılı tavuk klasik burger. Bari dış ses de Reha Muhtar olsun 'Acı var mı acı?'
Yine bir habere göre Kıvanç Tatlıtuğ gittikleri bir mekânda kız arkadaşına baktılar diye içindeki Kuzey'i tutamamış ve karşı masadaki adamlara efelenmiş. Şimdi başka adam yapsa, maçolukla, kabalıkla, saçma davranmakla, huzur kaçırmakla suçlardık değil mi? Ama Kıvanç yapınca haberi duyan tüm kız arkadaşlarımın içi eridi maşallah. "Ayyy öyle mi yapmıııışşş canım benim ya." Bizim feministlik de Kıvanç'a kadar hani.
Ayrılık her zaman kötü müdür? Hayır elbet. Bazı ayrılıklar öyle iyidir, kişide öyle bir yenilenmeye, tazelenmeye, enerji patlamasına, hayat coşkusuna sebep olur ki tadından yenmez. Üzerimizden tozlar, topraklar, bulutlar kalkar sanki. Bakınız Sertab Erener. Geçen gün Nişantaşı'nda spor hocasıyla kahve içerken görüntülenmiş. Nasıl güzel, nasıl mutlu. Sanki dünyası değişmiş. Bırakmak gerek bazen, ipleri salmak, izin vermek.
ABD'de Orman Bakanlığı halkı uyarmış. 'Lütfen ayılarla selfie çekmeyiniz ve kaçınız." Gördüğünüz gibi sosyal medya ahalisi aklını kaçırdı, ayıyla selfie çektirmek isteyen nasıl bir self ki? Bundan beş yıl sonra o fotoğrafa baktığında kendinden tiksinmen garanti yani. Üşenmemişsin gitmişsin, ayıyı bulmuşsun, cesaretini toplamışsın, telefonunu hazırlamışsın, anı yakalayıp can korkusunu kollayıp selfie çekmişsin. Bravo, alkış, alkış, alkış. Bazı haberlere yorum bile yapası gelmiyor insanın, bu da o kıvamda.
Makyajsız gezen ünlü kadını yakaladın mı haber metni belli. İlle de ünlü güzelimiz makyajsız haliyle görenleri şaşırtacak yani. Halbuki bu fotoğrafların çoğunda makyajsız halleri makyajlı badana boya hallerinden daha güzel. Bence ünlü kadınlar makyaj konusunu minimuma indirmeliler.
Kendimizi kapatmadan sevemez olduk, olmayalım değil mi? Hani doğallık güzeldi? Değil mi?