İtiraf edeyim Rock'n Coke'ta olmak isterdim ancak Edinburgh'dan İstanbul'a iner inmez arkadaş isteği ve konser özlemiyle kendimi Harbiye Açıkhava'daki Ebru Gündeş- Serdar Ortaç ortak konserinde buldum. İşte kısa notlar.
Sanırım hayatımda gittiğim en uzun konserdi. Eh sahnede iki kişi olunca konser de uzuyor haliyle. Biraz daha kısa tutsalar acılar içinde sandalyede oturmaz, daha mutlu olabilirdik yani.
Açılışı Serdar Ortaç ve Ebru Gündeş beraber yaptı. İkili olmak kolay değil, tabii ki de isimlerine yakışır şekilde gayet başarılılardı.
Serdar Ortaç konuşmalara doyamadı. Bence eğlenceliydi ama sahne arkasındaki ekibinden defalarca susması için uyarı aldı.
Özel hayatıyla ilgili tek laf etmeyen Ebru Gündeş, Serdar Ortaç'ın evlilik, bebek, aşk soruları karşısında fena köşeye sıkıştı. Üzüntülerini paylaşmak istemediğini, sanatçıların palyaço olduğunu ve seyirciyi mutlu etmeleri gerektiğini söyledi. Serdar Ortaç ise samimiyetten ve açık olmaktan dem vurdu. Acaba hangisi haklı? Hangisi doğru?
Ebru Gündeş'in ilk yarıda giydiği altın kısa elbisesi şahaneydi de ikinci yarıdaki pantolon askılı siyah tütüsüne hâlâ anlam veremedim. Olsun onun sesi yeter, değil mi?
Serdar Ortaç'ı sevseniz de burun kıvırsanız da onu inkâr edemezsiniz, adam işini biliyor, binlerce kişi şarkılarını bir ağızdan söylüyor. Saygı duymak gerek. Fakat şu dansçı kızları çekiştirip, itip kakmasa sanki daha iyi olacak. Sakin ol bebeğim.
Bu arada ikili konser işi de hiç fena değil, seyirciye bir taşla iki kuş vurduruyor. Bence daha çok yapılmalı. Elimizi korkak alıştırmamalı.