Biz zaten söz konusu delikanlının boş olduğunu anladık da yok artık bu ne?
Yepyeni bir magazin kahramanımız var; İdo. İmparator İbrahim Tatlıses ile güçlü kadın Derya Tuna'nın biricik oğlu İdo.
Ve fakat yapacak bir şey yok, gün geçmiyor ki İdo sanal dünyadan şöyle vıcık vıcık, ayarı kaçık, biraz da akıllara fenalık açıklamalar patlatmasın.
Son bombası sevgilisinden ayrılmasını duyurması İdo'nun.
Çocuk haklı tabii. Âlem bilmeli ki İdo boşta. Saldırın kızlar.
Tövbe Yarabbim.
Şöyle tweetlemiş İdo; "Nerede bozuğu var bizi bulur, ben boşum duyrulur." Önce tweetin ilk bölümünü ele almak istiyorum. Kusura bakmayın kendimi tutamıyorum. "Nerede bozuğu var bizi bulur."
Hmmm...
Sevgili İdo'cuğum. Kız arkadaş, sevgili, hani en kaba tabiriyle manita 'bozulan' bir şey değildir. Yani kızlar kolay sinirlenir, öfkelenir, kırılır, bozulur ama burda anlam başka.
Örneklemek gerekirse diyelim peynir, diyelim süt, diyelim yumurta, diyelim araba, diyelim cep telefonu, ütü, fön değildir kızlar... anlatabildim mi?
O nerede bozuğu var bizi bulur dediğin kişiyi sen kendin seçersin tamam mı canım. Delikanlıya ayrılmayı bilmek, efendi efendi vedalaşmak yakışır.
Tweetin ikinci bölümüne gelirsek; "Ben boşum duyurulur" demişsin.
Zaten duymayan kalmadı. Kalmadı da bu kadar aşktan, meşkten, sükûnetten, ağırlıktan kendini alıkoyma güzel kardeşim.
Ne bileyim biraz akışına bırak, gelişinde yaşa, kıymetinde sevmeyi dene, kalbini halka açma, telaşa düşme, seçimci ol.
Buzdolabı mısın boş olacaksın, kafe misin, bar mısın, bardak mısın. İlle de doldurulman mı gerek?
İki soluklan derim. Hatta şöyle demli çay koy. Nerede bozuğu varsa seni bulmasın.
Pantolonunun cebinde demir paralar şıkırdamasın.
Alınıp bozulma sevgili kardeşim.