Çok üzgünüz.... Ama bu kaçıncı?
Bizim buralarda terörün sonu var mı? Olacak mı?
Kaç can gitti, kaç aile, kaç ana yandı bitti. Kaç şehit verdik?
Gelmiyor, sonu gelmiyor.
Ve her defasında aynı şey yaşanıyor. Yas, kızgınlık, öfke, protestolar...
Siyasilerden demet demet kınamalar. Yalandan "Bütünlüğümüzü yıkamazlar" mesajları falan.
Acılı şehit aileleri gazetelerin birinci sayfalarına konduruluyor. Haber bültenleri flaş flaş terörü lanetliyor.
Sanatçılar konserlerini iptal ediyor. Daha doğrusu iptal edenler alkışlanıyor, yola devam edenlere "Yuh" çekiliyor.
Yas ilan etmekle, "teröre yenilmeyelim, hayatımız durmasın" fikri çatışıyor. Sokağa çıkılmıyor, gülünmüyor, liderlere fırça çekiliyor.
Eee? Hepsi toplasan çıkartsan 3-5 gün. Ya sonra?
Sonra kaldığımız yerden marş marş; vur patlasın çal oynasın.
Ne yasımız yas, ne protestomuz adam gibi protesto! Her şey sabun köpüğü sanki. Tek gerçek ateşin düştüğü yerde; şehit ailelerinde. Gerisi aynı.
Ertesi hafta yine göbek atmalar, yine şarkılar türküler, yine içi boş gündemler, yine ekonomi, yine futbol, yine milletin aşk hayatı.
Bu işte bir yalancılık, bu işte bir kandırmaca yok mu sizce? Kendimi bildim bileli terörle yaşıyorsam ben, kendimi bildim bileli şehitler veriyorsa ülkem bu işte kapanmayan bir yara, sonu gelmeyen bir çözümsüzlük yok mu?
Peki doğrusu hangisi bilen var mı?
Hayatımıza devam edip terörü arada lanetlediğimiz bir reklam gibi araya mı alacağız, yoksa bu işin kökünden çözülmesi için üç gün beş gün değil, sonuna kadar sesimizi mi çıkaracağız?
Bu ne riyakarlıktır, bu ne keder bilemedim, cevabını bulamadım ben.