EY sen güzel kardeşim;
"Bilmiyorum" demekten gocunmadığın zaman.
İcabında egonu rafa kaldırıp özür dilemekten çekinmediğin zaman.
İkoncan olma telaşına girmediğin zaman.
Gülümsediğin zaman.
Daima yolun başında olduğuna inandığın zaman.
El âlem ne der endişesi taşımadan kendin olabildiğin zaman.
Sahicilikten korkmadığın zaman.
Korktuğunu kabullenmekten utanmadığın zaman.
Yeri geldiğinde kendinden cayabildiğin zaman.
Yarattığın zaman.
Teslim olabildiğin zaman.
Toplumunkilere değil kendi kurallarına uyduğun zaman.
Nefsinin kurbanı olmama işini kıvırabildiğin zaman.
Başlamaya, denemeye ve yenilenmeye elini korkak alıştırmadığın zaman.
Karşındakinin gözünün içine bakabildiğin zaman.
"Hayır" demenin kanatlarıyla uçabildiğin zaman.
Gönülden tebrik etmeyi mutluluk hesabına koyduğun zaman.
Fikrinle zikrin uyumlandığı zaman.
Pişmanlığın yolundaki en önemli taşlardan biri olduğunu idrak ettiğin zaman.
Türbanla şarap içen kadını düşlemenin "modernlik" olmadığını ve "Vayy be hayale bak" kıvamına çekilmeye değer olmayacağını anlayabildiğin zaman.
Ya da şöyle diyeyim; İşin gerçeğini, özünü, asıl sözünü ıskalamadığın zaman.
Tribünlere oynamaya gerek görmediğin zaman.
Kral insansın ve kim ne derse desin, kaç bedensen bedensin, ne giyersen giyersin, bil ki sen ekside değil son derece seksidesin. Bütün alkışlar sana gelsin.
İyisin iyisiiin.