Dün okudunuz mu? Sabah gazetesi muhabiri arkadaşımız Mediha Olgun, kendine albüm yapmak isteyen şarkıcı adayı süsü verip Unkapanı'na gitmiş.
Bakalım bir zamanların meşhur plakçılar çarşısı ne durumdaymış. Tabii ki çıkan sonuç belli: Unkapanı bitik.
Unkapanı eski günlerini mumla arıyor.
İster interneti suçlasınlar, ister işler tıkırındayken yaptıkları numaralara yansınlar. Durum değişmiyor.
Ama "kurt kapanı" olarak da tabir edebileceğimiz müzik dünyasında daha başka şeyler de oluyor. 2010'da, o "modern" görüntünün altında... Hiçbir şey değişmedi, değişmiyor. Mesela...
Aynı üç beş sanatçı sektörde hâkimiyetini koruyor. Yenilere yer yok. Olsa da para yok! Sürünün yeniler.
Artık eskisi gibi yatırdıkları parayı kolay kolay çıkaramadıkları için yapımcılar ellerini korkak alıştırıyorlar.
Proje üreten yok.
Her yapımcının "favori" sanatçısı mevcut. Neden favori? Çünkü ekstra tabir edilen işlere bu sanatçılar gidiyor ve yapımcı onların her çıktığı sahneden para alıyor. Bu da şu demek oluyor; her zaman öncelik en çok işe giden sanatçıda oluyor.
Diyelim yeni bir müzisyen harika bir şarkı yapıp yapımcıya götürüyor. Yapımcı o müzisyene albüm yapacağını söyleyip şarkıyı satın alıyor. Sonra aynı şarkıyı kendi "favori" sanatçısına okutup, eser sahibini açıkta bırakıyor. Sen ağlama dayanamam.
Yine insan haklarına aykırı sözleşmeler masaya konuyor. Sözleşmeyi imzalayanlar, yıllarca plak şirketinin kölesi oluyor.
İnanmazsınız, hâlâ zengin sevgilisi olan bu işlerde 1-0 önde gidiyor.
Kurt Kapanı'nda sağlam durmak isteyenlerin, bir gruba katılması gerekiyor. Evet! Sadece şarkımı yaparım, gerisine karışmam derseniz işiniz çok zor.
İlle de saflar belirlenecek. Fakat şu da unutulmayacak; bugün dahil olduğun grupta bile kuyunu kazmaya çalışanlar olacaktır. Gözünü dört aç çocuğum.
Bir de şu "dijital satış" meselesi var. Bakmayın siz yapımcıların ağlayıp zırladığına. Dijital satışlardan çok ciddi paralar kazanıyorlar ama çaktırmıyorlar. Sanatçı uyanırsa o paralar da ellerinden gidebilir çünkü.
Maalesef işin en büyük yükünü çeken beste sahiplerinin ve söz yazarlarının hâlâ adı yok!
Ve duble maalesef; yapımcının yatağından geçme durumu hâlâ söz konusu.
Maksim muhabbeti de tam gaz devam. Kadınlar kadınları, erkekler erkekleri çekemiyor. Hep arkadan dümen dolap. Sana çok sağlam sinirler gerekiyor.
Gördüğünüz gibi çalışması pek keyifli, pek kolay bir sektör. Demedi demeyin, aklınızı kullanmadınız mı, gözünüzü dört açmadınız mı ayvayı yersiniz.
Anlatabildim mi?