Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ

ÖZLEM DOĞANER

Türkiye enerjide sahneye çıkıyor

Türkiye küresel oyunculuk yolunda yeni bir perde açıyor. Yılı tamamlarken yeni hedefleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile konuştuk. Bayraktar'ın açıklamaları, Türkiye'nin enerji hikâyesinde yeni bir sayfaya geçildiğini gösteriyor.
Mesaj net: Türkiye artık sadece kendi ihtiyacını karşılamaya çalışan bir ülke değil; petrol, doğal gaz ve madenlerde yurt dışında da üretim yapan, varlık satın alan, oyun kuran bir aktör olmak istiyor.



Yıllardır enerji denince aynı başlığı konuşuyoruz: Cari açık. Petrol ve doğal gaz ithalatı, döviz faturası, küresel fiyatlara bağımlılık... Gabar'daki petrol, Sakarya Gaz Sahası'ndaki yerli gaz, yeni Karadeniz kuyuları ve Diyarbakır'da kaya petrolü için planlanan çalışmalar, Akkuyu ve diğer nükleer planlar bu tabloyu içeriden değiştirme çabasının parçaları. 2026 için verilen takvim de iddialı: Sakarya'da üretim iki katına çıkacak, Diyarbakır'da çatlatma yöntemiyle ilk sonuçlar alınmaya çalışılacak, Karadeniz'de yeni sondajlar devreye girecek.
İçerde arz hamleleri sürerken Türkiye Petrolleri bundan sonra birleşme ve satın almalarla yurt dışında büyüyecek. Bayraktar diyor ki "TPAO'yu 2028'e giderken petrol ve gazda 500 bin varillik üretim kapasitesine taşıyoruz. Bunu 1 milyon varillere götürecek sıçrama, yurt dışındaki ortaklıklar ve satın almalarla olur." Libya, Irak, Kazakistan gibi ülkelerle görüşmeler sürüyor: "Sadece arama yapmayacağız; üreten sahalara ortak olacağız, şirket alacağız, hisse alacağız."
Enerji liginde üst sıralarda yer almanın ana yolu bu. Mesela İtalyan Eni'ye bakalım. İtalya'da kayda değer bir petrol ve gaz üretimi yok. Ama Eni, Afrika'dan Orta Doğu'ya, Latin Amerika'dan Kuzey Denizi'ne kadar yayılan sahalarıyla dünyanın en büyük üreticileri arasında. Aynı durum Fransız Total için de geçerli. Bugün Total, Fransa'da neredeyse hiç petrol üretmiyor ama dünyanın dört bir yanındaki sahalarda günlük milyonlarca varillik üretimi yönetiyor.
Bu örnekler şunu anlatıyor: Enerjide küresel oyuncu olmak, kendi ülkenizde ne kadar petrol çıkardığınızdan çok, dünyada ne kadar üretimi yönettiğinizle ilgili. Türkiye'nin de şimdi tam olarak bu yola girmek istediği anlaşılıyor.
Elbette bu iş sadece sahada olmuyor. Finansman en az jeoloji kadar belirleyici. Bayraktar'ın vurguladığı 4 milyar dolarlık sukuk ihracı, dış krediler ve uluslararası finansman anlaşmaları bu yüzden önemli. Büyük enerji şirketleri sadece jeologlarıyla değil, güçlü bilançolarıyla da rekabet ediyor. Türkiye Petrolleri'nin de bu ligde yer alabilmesi için aynı kasları geliştirmesi gerekiyor.
Madencilik tarafında da benzer bir zihniyet değişimi var. Nadir toprak elementleri, bakır, altın... Enerji dönüşümüyle birlikte bu madenler artık en az petrol ve gaz kadar stratejik. Eti Maden'in yalnızca borla sınırlı kalmayıp yurt dışında da aktif bir "milli maden şirketi"ne dönüştürülmesi hedefi, Türkiye'nin kaynak oyununu genişlettiğini gösteriyor.
Somali ve Pakistan'da planlanan sondajlar, TPAO'nun yurt dışı ortaklıkları, madenlerde yeni yatırımlar... Türkiye enerjide sadece tüketen ve ithal eden değil; üreten, yöneten ve dünyada varlık sahibi olan bir ülke olmayı hedefliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.