Geçen senenin son çeyreğinden itibaren Bist 100 endeksine yönelik beklentiler olumlu. Hatta hem A Para ekranlarında kendi yaptığım yayınlarda hem de tüm ekonomi yayınlarında ekonomistler ve aracı kurumlar yükselişlerin süreceğini beklediklerini ifade ettiler. Ama gelin görün ki endekste o istenen, o beklenen ralli bu yıl görülmedi. Bu anlamda analistler ve aracı kurumlar sınıfta kaldı.
Peki endeks neden baskılanıyor?
Bist 100 endeksi Mayıs ayında Yapı Kredi'nin satılacağına dair haberlerin gerçekleşmemesi sonrası bankalar önderliğinde gerilemeye başladı. O tarihten itibaren yatırımcı ağırlıklı olarak testere piyasası gördü.
5 Ağustos'ta ABD ekonomisinin resesyona gireceğine yönelik beklentiler alevlenince buna carry trade işlemleri ve Japonya Merkez Bankası'nın faiz artışı da eklenince piyasalar "Kara Pazartesi"yi yaşadı. Global borsalar aynı hafta içerisinde geri çekilmeleri telafi etse de BIST 100 endeksi aynı reaksiyonu gösteremedi. Endeks 200 günlük hareketli ortalamaları zorluyor. Özellikle geri çekilmelerde bankalar holdinglerin önde olduğunu söylemek mümkün.
Endeks, 200 günlük hareketli ortalamaları gösterirken sektörler nasıl performans sergiledi? Sene başından itibaren Bist 100 endeksi sadece yaklaşık % 26 yükselirken 8 aylık enflasyon % 30 seviyesinin biraz üzerinde. Bu arada 12 aylık Bist 100 performansı da hiç iç açıcı değil. Bu süre zarfında endeks yaklaşık % 15 yükseliş kaydetti. Yıllık enflasyonun da % 51.97 olduğunu unutmamak lazım.
***
Bankacılık endeksi sene başından beri yaklaşık % 53 prim yaparak 8 aylık enflasyonun üzerinde getiri sağlarken Haziran'da bu sektöre yatırım yapan yatırımcı getiri sağlayamadı. Çünkü bankacılık endeksi Mayıs ayının 2. yarısından itibaren "bir ileri iki geri" fiyatlama gösterdi.