Bu yıl borsa yatırımcısının geçen yılki tadı yok. Yüksek getirili yan kağıtların dönemi geçti, artık daha seçici olup hikayesini bildiğiniz şirketlerin hisselerinde daha sabırlı bekleme dönemi. Özellikle Kara Pazartesi olarak anılan Asya borsalarından başlayıp dünyayı sarsan dalgalanmayla birlikte Borsa İstanbul'da sert satış ve ardından 10 bin puanın üzerinde tutunmakta zorlanan bir hava hakim oldu. Bir yandan da mevduat cephesi risksiz getiriyle borsaya rakip olunca yatırımcı sayılarında da azalmayı izlemeye başladık. Gerek A Para'da izleyicilerimiz gerekse bu köşede okurlarımızdan sıkça borsayla ilgili soru gelince, bir borsa fotoğrafı çekmek istedim.
Ağustos ayının üçte 2'lik kısmı tamamlandı. Bu hafta yurt içinde en önemli veri Merkez Bankası'nın faiz kararıydı. Merkez Bankası politika faizini %50 sabit tuttu. Piyasa beklentisi de bu yöndeydi. Merkez Bankası PPK karar metninde beklenenden biraz daha şahin bir tutum sergiledi. Özellikle bu şahin tutum, bu yılın sonuna kadar bir faiz indiriminin olmayacağına yönelik görüşlerin de artarak tartışılmasına neden oldu.
Uluslararası kuruluşlardan da faiz indirimiyle ilgili art arda değerlendirme geldi. Morgan Stanley, 2024 yılında faiz indirimi olmayacağını öngördü. Citi Grip "TCMB Kasım'a kadar faizleri sabit tutacak" değerlendirmesinde bulundu. Bank of America da "Ana beklentimiz TCMB'nin Aralık'ta faiz indirimine gitmesi. Ancak verilerin akışına göre bu gelecek yıl ilk çeyreğe veya bu yıl Kasım ayına kayabilir" şeklinde beklentisini paylaştı.
Ağustos'un kalan döneminde majör etki edecek yurt içinde önemli gelişmeler yok. Küresel tarafta özellikle Jackson Hole toplantısını takip edeceğiz. Burada iki hafta önce küresel borsalarda yaşanan satışlar sonrası Jerome Powell bir açıklama yapmamıştı. Bu süre zarfı içerisinde Amerika'da enflasyon verisini gördük. TÜFE ve ÜFE beklentiler dahilinde geldi. Amerika'da ana hedef enflasyonu %2 bandına çekmek. Enflasyon son gelen veride yıllık bazda %2.9 oldu. Powell'ın enflasyon hedefine ya da piyasaların fiyatlamasına katkı sunacak bir değerlendirmesi olacak mı? Jackson Hole'u takip edeceğiz. Bu arada piyasa gözünü Eylül toplantısına dikmiş durumda. Tahvil piyasası Eylül'de 25 baz puanlık faiz indirimini %60 oranında fiyatlıyor.
Küresel taraf FED'e odaklanırken içeride borsayı etkileyecek önemli gelişmeler yoğunluk göstermiyor. BİST 100 endeksi 4 haftadır 9.700 ila 10.200 bandı arasında sıkışmış durumda. Zaman zaman 10 bin puan seviyesinin üzerinde kapanışlar gerçekleştirse de bu yükselişler kalıcılık sağlamıyor. Merkez Bankası'nın kararı öncesinde endekste yükselişler vardı. Karar sonrasında endekste yeniden 10 bin puan seviyesinin altındaki seviyeler görüldü. Endeksin gösterdiği durum zirvesinden %12 aşağıya işaret ediyor. Bu bazı şirketlerde %20, %30, %50'leri buluyor. Bu süre zarfı içerisinde bankalar ve holdinglerde değer kaybı yaşadı. Ama hafta başından itibaren bankacılık endeksi ve banka şirketlerinde ufak da olsa yukarı yönlü hareketler gördük. Bu hafta 3 günlük periyodda Bist 100 endeksi yaklaşık %3 değer kazanırken bazı banka şirketleri %3'ün de üzerinde yükseliş kaydetti. Onlardan biri Akbank yaklaşık %5.5- 6 civarında prim yaptı. Garanti Bankası keza %2- 4 aralığında yükseliş kaydetti. Yapı Kredi de 3 günlük periyodda %9'a yakın yükseliş kaydetti. Endekste ana hikaye yabancı yatırımcının girmesi yönünde. Yabancı yatırımcının ilerleyen dönemde girişinin hızlanmasıyla banka ve holdingler katalizör olacak. Analistlerin görüşü bu yönde. Geldiği nokta itibariyle de alım için makul seviyeler olarak değerlendiriliyor.
Bu süreçte borsada işlem gören şirketler bilançolarını açıklamaya devam ediyor. Konkordato ilan eden bir şirket sonrasında yatırımcıda küçük çaplı "Yan kağıtlarda acaba bu sorun büyür mü?" sorusu da fazlaca gündeme geldi. Ama sıkışmış bir endeks var ve endekste özellikle 10.250'nin üzerinde kapanışlar görüldüğü takdirde yukarı yönlü hareketlerin başlayacağına ilişkin inançlar hakim. Aşağı yönde baskılar devam ettiği takdirde 9.500'ler vurgulanıyor. Bu da yaklaşık zirveden %14-15 uzaklık anlamını taşıyor.
Ağustos ayının bekleme dönemi olacağı ağırlıklı olarak uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Eylül hızlı başlayacak. Fitch'in not değerlendirmesi görülecek. OVP hedefleri açıklanacak. Bu Eylül başlangıcı da borsada olumlu bir fiyatlamayı da beraberinde getirebilir. "Sakin ve seçici" olmak bu dönemin kodları olacak.