Başkan Erdoğan'ın yoğun diplomasi trafiği, sadece siyasi değil, ekonomik anlamda da önemli mesajlar içeriyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme, özellikle halihazırda devam eden Akkuyu ve önümüzdeki dönemde ihalesi yapılacak olan Sinop nükleer santralleri projeleri açısından büyük önem taşıyor. Akkuyu Nükleer A.Ş Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin ile projenin son durumunu konuştuk.
Sezemin, Akkuyu NGS'nin ilk güç ünitesinin 2025 yılında işletmeye alınmasının planlandığını belirtti. Ancak, Siemens tarafından sağlanması gereken bazı ekipmanların teslimatında yaşanan gecikmeler, projeyi zorlaştırmış. Sezemin'in açıklamalarına göre, Almanya'dan teslim alınamayan bazı şalt tesisi ekipmanları -ki söz konusu ekipmanların toplam hacminin yaklaşık %60'ı- Temmuz 2023'ten bu yana Almanya topraklarında ihracat izni bekliyor. Yaptırımlar, resmi yasaklar ve diğer kısıtlamalar olmamasına rağmen, bu gaz yalıtımlı 400 kilovoltluk gerilim ekipmanlarının teslim edilmesini sağlamak için Türkiye ile ortak girişimler de sonuç vermeyince tedarikçi değiştirme kararı verilmiş.
Sezemin, "Ocak 2024'te, masrafları bize ait olmak üzere bu ekipmanı Çin'den yeniden sipariş ederek tedarikçileri değiştirme kararı aldık. Bu örnek, bir yandan karşılaşılan tüm engellerin aşılabilir olduğunu gösterirken, diğer yandan da ne yazık ki inşaat ve devreye alma sürecini etkiliyor. Yine de hükümetler arası anlaşmanın hükümlerine uygun olarak ilk güç ünitesinin 2025 yılında devreye alınması için her türlü çabayı gösteriyoruz" dedi.
Yani biz sadece "Bozkurt işareti yapan futbolcumuza ceza verdirerek bizimle uğraşıyorlar" diye sinirleniyoruz ama daha derin meselelerdeki Batı engellemeleri göz ardı edilmemeli.
Akkuyu NGS, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %10'unu karşılayacak ve ülkeyi 420 milyar metreküp doğal gaz ithalatından kurtaracak. Projeye yönelik eleştiriler ve endişeleri de sordum. Sezemin, Akkuyu NGS'nin en son güvenlik sınıfına ait olduğunu ve 9 büyüklüğündeki depremlere dayanacak şekilde tasarlandığını belirtti. "Santralin inşaat sahası, Şubat 2023'teki depremlerden etkilenmemiş ve bu, santralin yüksek sismik güvenliğini kanıtlamıştır. Modern NGS'lerin maliyetinin %40'ı güvenlik sistemleri. Üniteler en son güvenlik sınıfı olan '3+ Nesil'e ait ve NGS'yi tüm dış ve iç etkilere karşı mümkün olduğunca dayanıklı hale getiren aktif ve ek pasif güvenlik sistemlerini bir araya getiriyor. Tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında, her türlü senaryoya karşı önlemler alınıyor" dedi.
Türkiye'nin nükleer kulübe katılmasının öneminden bahseden Sezemin, "Projemiz ekonomiye, insan potansiyelinin ve altyapının gelişimine çok büyük katkı sunmaktadır. Türkiye, onlarca yıldır nükleer santrallerden bilim, enerji, sanayi ve diğer alanlarda yararlanan diğer ülkeler arasına katılıyor. Bu hayalin gerçekleşmesine ortak olduğumuz için mutluyuz" dedi.
Sözde değil gerçekten mutlular. Örneğin Rusya'da en büyük nükleer santrallerde çok önemli tecrübeleri olan ve yıllardır diğer Ruslar gibi ailesiyle birlikte Akkuyu'da yaşayan Sezemin, Türkçe konuşan hatta acılı şalgam seven bir Rus mühendis. Akkuyu Nükleer A.Ş İletişim Direktörü Vasiliy Korelskiy, Akkuyu'da 7 bin Rus mühendis ve uzman çalıştığını söyledi. Aileleriyle birlikte 21 bin kişi. 1100 orta ve 500 ilk okul düzeyinde çocuk, Akkuyu'daki Rus okuluna gidiyor. Eski bir Rus televizyoncu olan Korelskiy, Akkuyu'daki inşaat sahasının da, tamamlandığında santralin de dünyanın en büyüğü olduğunu gururla anlatıyor.
Anlaşılan ilk santrali görür görmez Türkiye diğer nükleer santral ihalelerini de hızlandıracak. Her yıl yaklaşık 50 milyar dolar enerji ithalatı yapan Türkiye'nin enerji bağımsızlığı için 2025'te oldukça önemli bir dönem başlayacak.