Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yatırımcı turuna çıktı. İlk durağı Londra. Gelen kulisler ilk toplantılara yoğun ilginin olduğu yönünde. Geçtiğimiz ay ABD'deki toplantıda da Türkiye'ye ilgi dikkat çekmişti. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da bu ilgiyi doğrular nitelikte açıklamalar yaptı. "Onlar istiyor, biz seçeceğiz" mesajı verdi. Erkan, "Yurt dışından bize gelen milyar dolarlık doğrudan yatırım teklifleri var. Fonlardan, varlık yönetimlerinden rezervlerimize doğrudan giriş yapabilecek milyarlarca dolarlık teklif mektubu benim masamda. Biz kendi istediğimiz oranlarda, kendi istediğimiz koşullarla kabul etmek istediğimiz için beni sürekli arıyorlar" dedi. Büyümeden taviz vermeden enflasyonla mücadele edebilmek için bu yatırımlar önemli. Duyduğum kadarıyla yakında başta ABD'den çok önemli yatırımlar art arda açıklanacak.
***
ANLAMAYA NİYETLERİ YOK
Yalan yanlış açıklamalarla yürütülen kampanyalar, "128 milyar dolar nerede?" diyerek siyasi linç yapmaya çalışan muhalefet... Merkez Bankası'nın rezerv konusu teknik bir konu, "Nasılsa kimse anlamaz" rahatlığıyla anlamsız ve tutarsız algı operasyonları... Bakıyorsunuz muhalefet kazandı mı? Hayır. Bu karalama kampanyasının peşinde koşanlar sadece ülkeye zaman kaybettirdiler. Bazı işleri tabiri caizse "hayret makamında" izliyorsunuz. Zaman geçtikçe hakkını yedikleri, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yaptıklarını daha net anlıyorlar. Ne zaman adı geçse "Berat Bey'e çok haksızlık edildi" sözünü her çevreden duyuyorum. Bazen bazı yapılanları izah etmek kolay olmuyor, zaman sizin yerinize gösteriyor insanlara.
Bazıları da anlamamakta ısrar ediyor elbette. Bir sözle, bir soruyla hem tekrar tartışma çıkarayım hem de o popülariteden yararlanayım maksadıyla... Mesela Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunumunda da yine öyle bir çabaya rastladık. Merkez Bankası Başkanı Erkan rezerv sorusuna öyle yanıt verdi ki elleri boş kaldı. MB Başkanı Erkan'ın sözlerini birebir yazayım:
"O dönemde TCMB ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında yapılan bir protokol var. Yapılan işlemin mevzuatsal dayanağı var. Beni üzen noktayı paylaşmak isterim: Maalesef sanki, TCMB döviz rezervleri gizli saklı şekilde belirli kurum veya kişilere aktarılmış gibi bir anlayış var. Türkiye, ciddi bir bürokratik geçmişi, geleneği olan, kurumları olan bir ülke. Türkiye'nin bir evladı olarak, böyle bir ülkede, iletişim ve bilgi teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda, Merkez Bankası gibi dünyaya açık bir kurumda 'rezervler ne oldu' şeklinde bir tartışmayı, kuruma da Türkiye'ye de yakıştıramam. Rezervler kur oynaklıklarını ve sığ piyasalarda manipülasyonları engellemek ile ekonominin dış finansman ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. TCMB'nin 128 milyar dolar rezerv kullanımı soruluyorsa bu dönemde ülkenin dış yükümlülüklerindeki değişim ile yerleşik kesimlerin dış varlıklarındaki artışa bakarsanız bu soruya cevap aramazsınız. Rezervler, kurda oynaklığı önlemek, piyasa manipülasyonları ile suni devalüasyonla ülke ekonomisini krizi sürüklemenin önüne geçmek, ithalatçıların ihtiyaç duyduğu dövizi temin etmek yani cari açığı finanse etmek ve içerdeki hanehalkı ile firmaların döviz taleplerini karşılamak için mevzuata uygun daha doğrusu tüm dünyada olduğu gibi TCMB işlemleri ile piyasa satılmıştır. Sanki TCMB rezervleri kayıtsız bir şekilde, mevzuata aykırı bir şekilde elden çıkartılmış gibi bir algıyı ne TCMB ne de Türkiye kamuoyu hak etmektedir.
Bilişimin, iletişimin bu kadar yaygınlaştığı ve şeffaflaştığı bir zamanda TCMB gibi ülkenin en kurumsal kurumları başında gelen bir kamu kurumunda kayıtsız usulsüz bir şekilde rezerv elden çıkarmak teknik olarak da teorik olarak da mümkün değildir."
Bunu da anlamayan olacaktır. Oksijen harcamaya değmez.