Bugün gözler, sözler Merkez Bankası'nın üstünde... Yeni Başkan Hafize Gaye Erkan yönetiminde Para Politikası Kurulu ilk kararını verecek. Karar önemli ama önemli olan bundan sonra atılacak adımlarla ilgili verilecek mesajlar...
Maalesef Erkan'ın üzerinde inanılmaz bir baskı var. İnanılmaz bir piyasa baskısı... Sanki faiz arttırırsa hele de faizleri yüzde 40'lara çıkarırsa dünyanın en iyi ekonomisine bir günde ulaşacakmışız gibi söylemler var. Böyle bir tahmin yelpazesi yok. 350 baz puanlık faiz artışı bekleyen de var, 4 bin baz puanlık da... Yani MB ne karar verse birileri mutlu olmayacak.
Merkez Bankası'nın faiz kararının yanında faiz karar metni de çok önemli olacak. MB'nin ne mesajlar vereceği, bundan sonraki para politikası adımlarının sinyalleri önemli olacak. Merkez Bankası'nın birinci önceliği enflasyon, diğer bir hedef döviz rezervlerinin artırılması. Piyasalarda artan öngörülebirlik ve güven ile yabancı yatırımcıların girişinin hızlanması bekleniyor
Ama doğrusu Erkan'ı bu kadar baskı altında tutmak gerçekten çok insafsızca. Biraz sabırlı olup kararların sonuçlarını beklemek gerek. Yüksek faizin vereceği zararları da iyi hesap etmek lazım bu arada. Genç nüfusa, istihdam ve büyüme ihtiyacına sırtımızı dönemeyiz.
Ben Merkez Bankası'nın çok yüksek oranlı bir faiz artışı yapmayacağını, dengeyi sağlamak için faiz koridorunu kullanacağını ve bundan sonrasını daha çok sözlü yönlendireceğini düşünüyorum.
Maalesef spekülasyona yatkın bir piyasamız var. Bu dönemde iletişim belki de eskisinden çok daha önemli olacak. Bundan sonraki dönemde sözlü müdahalelerin doğru anlaşılması için piyasaların da daha fazla iletişimle hazırlanması gerekiyor.
Ekonomide alınan kararların sonuç vermesi en az 6 ay hatta bir yılı bulur. Bu nedenle uçuk yorumlara, biliyormuş gibi ahkâm kesenlere pek itibar etmeyin. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in şu sözlerini unutmayalım: "Hükümetimizin üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Ancak biraz sabır ve zamana ihtiyacımız var."
Güven ve istikrar önemli. Yeni dönemi bu iki kavram üzerine kurduklarını söyleyen Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın son mesajı da çok önemli:
"Türkiye'nin artan refahından, büyüyen ve kalkınan ekonomisinden 85 milyonun tamamının hak ettiği payı almasını temin edeceğiz. Ekonomi yönetimimize bu noktada çok ağır sorumluluklar yükledik. Cumhurbaşkanı Yardımcılığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankamız arasında koordinasyonu tesis ettik. Güçlü, uyumlu, yetkin bir ekip kurduk. Enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atacağız. Halkın geniş kesimlerini enflasyonun etkisinden korumaya yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız."
Bir kez daha söyleyeyim. Bugüne kadar atılan adımlarla pandemi sonrası büyüme desteklenerek dünya, resesyon ve işsizlikle uğraşırken, Türkiye'de sanayide çarklar dönmeye devam etti. İstihdam arttırıldı. Çalışan enflasyona ezdirilmedi. Zor dönemlerde gece gündüz çalışan bir ekip işbaşındaydı.
Şimdi enflasyonla mücadele biraz daha öncelikli olacak. Düşüş eğilimine giren enflasyonun belini kırmak ve yabancı yatırımcıyı da ülkeye çekmek için planlar yapılacak, yol haritası belirlenecek. Kazanımları kaybetmeden yeni adımlar atılacak. Konjonktürel olarak küresel iklimin de toparlanamadığı bir dönemde, yeni ekonomi yönetiminin, Türkiye'yi tehditlerden koruyarak fırsat pencerelerini açtığı bir döneme taşıyacağına inanıyoruz.
YETER ARTIK
Bu ruh halini anlayabilmek mümkün değil. Sözde sanatçısı, doktoru, işadamı, bankacısı çıkıp ezberlemiş gibi aynı şeyi söylüyor. Deprem bölgesine yardım etmişler ama oradan oy gelmemiş. Hepsinin siyasetçi gibi oy beklemesi bir tarafa, sürekli ettikleri yardımı dillerine dolayıp orada ailelerini, geçmişlerini, yaşadıkları şehirleri, umutlarını kaybeden insanları rencide ediyorlar.
Siz hayatlarınıza döndünüz ama daha 5 ay bile olmadı, asrın felaketinin üstünden. Orada konteynırlarda yaşayan annesiz babasız bir sürü çocuk var. Ayıptır, insanlığa sığmaz bu yaptığınız. Ne verdiyseniz bir liste yapın. Bu ülkenin vicdanlı, yardımsever insanları aralarında toplar, size iade eder verdiklerinizi. Yeter ki susun artık, daha fazla kanatmayın insanların yarasını.