Pandeminin etkilerinin hâlâ devam ettiği küresel ortama, asrın felaketinin yaşanmasına rağmen Türkiye ekonomisi 11 çeyrektir büyüyor. İlk çeyrekte büyüme oranı beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 4 oldu.
Bu ne demek? Ekonomide çarklar dönüyor, istihdam sağlanmaya devam ediyor.
Büyümeye bir istatistik olarak bakanların yanıldığı nokta tam olarak bu.
Enflasyona, fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya ve vatandaş üzerine etkilerine rağmen seçimdeki başarıyı anlayamayanlara yanıt da bu, aynı zamanda.
Çarklar durup fabrikalar boşalıp insanlar evlerinde umutsuzluğa kapılırsa, enflasyondan çok daha büyük bir tahribat ortaya çıkar.
Bakın Türkiye, OECD ülkeleri içinde en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20'de de üçüncü ülke olmayı başardı. Avrupa'nın lokomotifi Almanya'nın bile son iki çeyrekte üst üste daralarak resesyona girdiği ve diğer Avrupa ülkelerinin yüzde 1'lerde büyüme oranlarına sahip olduğu bir tabloda büyümenin sürdürülebilirliği hem zor hem çok kıymetli.
Yaşlı, yorgun, hasta Avrupa'nın yanında genç, dinamik, çalışkan yeni bir yüzyıla giren Türkiye. İnce ayarlar ve yapısal reformlarla Türkiye'nin sıkıntılarından da hızla çıkıp G20 ülkeleri arasında üst sıralara yükselmemesi için hiçbir neden yok. Artık bırakalım seçim dönemi tartışmalarını. Şimdi durmadan yola devam etmek lazım. Yolumuz açık olsun.
***
KİM BAKAN OLACAK?
Ankara kulisleri hareketli. Liste üzerine liste dolaşıyor etrafta. Herkes istediği ismi listeye yazıyor, bazıları kendi ismini o listelere yazdırıyor. Erdoğan, cumartesi günü yeni kabineyi açıklayacak. Elbette kendisinden daha iyi bileni yoktur. Ancak görünen o ki sürprizlerle, yeniliklerle dolu bir kabine olacak.
Elbette piyasaların gözü ekonomi yönetiminde...
Beklenti Başkan Erdoğan'ın balkon konuşmasındaki sözlerinde gizli aslında. "Güçlü bir ekonomi yönetimini güven ve istikrar üzerine kuracağız. Uluslararası itibara sahip bir finans yönetim, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarlıyoruz."
Yani ekonomi yeni kabinenin bir numaralı gündemi olacak. Ekonominin dümeninde kim olursa olsun değişmeyecek bir gaye var. Bu nedenle kazanımları kaybetmeden, yeni bir hikaye yazılacak.