Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÖZLEM DOĞANER

Makas koleksiyonuna en değerli parçalar geliyor

Yaşadığımız büyük deprem felaketinin yaraları sarılmaya devam ediyor. Kimi deprem uzmanlarına göre 500 yılın en büyük felaketi... Dolayısıyla hemen bugünden yarına 11 şehri yeniden kurmak kolay değil. Sabır, tecrübe ve çokça dayanışma gerekiyor.
Şehir şehir deprem bölgesinin nabzını tutuyoruz. Bir yandan konteynırlar kurulurken bir yandan da kalıcı konutların temelleri atılıyor. Fabrikalar çalışmaya başladı ancak en büyük sorun istihdam. Nüfusun üçte ikisi göç etti. Onların geriye dönmesiyle ancak fabrikalar gerçek kapasitelerini arttırabilecekler. Kimse "ama" demesin. Yaklaşık 20 milyar dolar ihracatın yapıldığı bölgenin bu denli sarsılmasına rağmen Mart ayında ihracat rekoru kırılması, bir kez daha Türkiye ekonomisinin sağlamlığını ortaya koyuyor.
Elbette gönül ister ki filmlerdeki gibi bir parmak şıklatmayla her şey eski haline dönsün ama maalesef yine sabırla çalışmaya ihtiyacımız var. Her şey zamanı geldiğinde yerli yerine geliyor.
Yeter ki lafa söze bakılmadan memleket için kararlılıkla çalışılsın.
Mesela bakın önemli örnekler bu ay art arda karşımıza çıkıyor. Belki seçim ortamında ne kadar değerli olduğunu anlamakta zorlananlar olabilir ama zaman, doğru adımların meyvelerini vermeye başladı.
Malumunuz, en büyük cari açık kalemi olan enerjide bağımsızlık, ekonomimizin de yani ülkemizin de tam bağımsızlığı anlamına geliyor. Hele bugünlerde sürpriz Opec+ kararıyla petrol fiyatlarındaki yükseliş bunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Laf, söz demişken... Kendi gemilerimizle Karadeniz'de doğalgaz aramaya çıktığımızda neler söylenmemişti ki. O dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak bu kararları alırken kimler kimler tarafından engellenmeye çalışıldı?
Albayrak, "Burası Çok Önemli" kitabında döneminde alınan pek çok kararı anlatmış "Şunu çok net bir biçimde ifade edebilirim ki biz köprüyü geçtik. Evet! Türkiye Cumhuriyeti olarak biz artık köprüyü geçtik. Çok da uzun bir süre kalmadı; 2030 yılını dahi bulmadan ekonomik ve refah düzeyi olarak ülke tarihinin en güçlü dönemine gireceğiz" demişti.
İşte o dönemlerin arifesindeyiz. Kimi kesimlerin hala adından bile çekinip karalamaya çalıştığı Albayrak, keşke bu kararları alırken yaşadıklarının perde arkasını da yazsa. Bunun ekonomi ve siyasi tarihimize önemli bir hediye olacağını düşünenlerdenim.
Evet, Türkiye her adımda açıkça ya da gizli uygulanan yaptırımlara ve engellere rağmen, çok adım attı. Belki de en çok zaman alan, Erdoğan'ın makas ve kurdele koleksiyonuna girecek en değerli parçalar ise bu yüzyılın sonuna, bu yıla hatta bu aya kaldı.
Yıllardır herkesin diline pelesenk olmuş "Boru bize kullandırmıyorlar" sözü Bor Karbür tesisiyle tarihe karıştı. "Yapılamaz" denen, yıllarca direnilen hatta bazı kesimlerin hâlâ inanamadığı Türkiye'nin otomobilini iş dünyası Erdoğan'a teslim etti. Şimdi sırada 20 Nisan'da Karadeniz gazının evlere getirilmesi ve ilk nükleer tesis Akkuyu'ya 27 Nisan'da ilk yakıtın koyulması var.
Ne demişler: "Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." Lafa söze aldırış etmeden Türkiye Yüzyılı'na başladık bile...
Önemli not: Yazı işleri müdürümüz, çok değerli gazeteci arkadaşımız Şaban Arslan'a Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. "İşte benim gibi pozitif düşünen biri" derdin her soruna verdiğim yanıtımdan sonra. Ben senin yerine de pozitif olmaya devam edeceğim arkadaşım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA