Rusya ve Ukrayna savaşı, Türkiye'nin barışçıl yaklaşımıyla farklı bir tabloyu ortaya çıkardı. ABD ve Avrupa kaşıyadursun dünyanın barış elçisi Türkiye oldu. Rusya ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul'daki barış müzakereleri, umut verici. Erdoğan'ın, "Somut bir karar alma zamanı. Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz" sözleriyle başlayan görüşmelerde Ukrayna heyeti NATO'ya girmeyeceklerini açıkladı. Rus heyeti ise bazı maddelerde anlaşıldığını, Kiev ve Çernihiv'de operasyonların duracağını söyledi.
Türkiye baştan beri "İki ülkeyi de kaybedemeyiz" diyerek tarihi bir misyon üstlendi. Bu süreç Türkiye için sadece diplomatik değil aynı zamanda ekonomik anlamda da çok büyük bir başarı. Neden mi? Bakın heyetler arası görüşmelere katılanlardan biri de Rus milyarder Roman Abramovich... Bu bile uzlaşmanın yatırımcılar üzerindeki etkisini gösteriyor. Avrupa ve ABD, Rusya'ya yönelik yaptırımlarını açıklarken farklı bir yüzünü de ortaya koydu. Resmen yatırımcı ırkçılığı yaptılar. Ülkeye yatırımları kesip yaptırım uygulamak başka bir şey. Ama kendi ülkelerine yatırım yapan yabancılara bu denli bir yaklaşım herhalde tarihte ilk kez görülmüştür. Ne kadar Rus yatırımcı varsa, teknesinden bankadaki varlığına kadar el konuldu. Bunu İngiltere de yaptı İspanya da. Türkiye'deki yabancı yatırımcıyı sermaye kontrolü manipülasyonlarıyla korkutanlar sustu. Hatta Fetö terörü nedeniyle kayyım atanan şirketler için bin tane laf eden Avrupalı uzmanlar (!) da sesini çıkarmadı. Şimdi Rus, Çin hatta Avrupalı neye güvenip de yatırımlarını Avrupa'ya yapacak? Türkiye bu anlamda da yani güvenli yatırım ortamı açısından çok önemli bir duruş sergiledi. Umarım yakın zamanda göreceğimiz barış, Türkiye ekonomisi için de pek çok kapıyı araladı. Hem Rusya'dan kaçan Avrupa ve ABD'li yatırımcı hem Avrupa'dan kaçan Rus ve bu durumu dışarıdan seyreden diğer dünya ülkeleri için Türkiye bir yatırım cenneti olarak dikkat çekiyor.

***

FIRSATÇILARA FIRSAT VERMEMEK LAZIM
Dünyada enflasyonun, enerji, emtia ve gıda ve fiyatlarının bu kadar arttığı bir dönemde, hükümet büyük bir fedakârlıkla önemli vergi adımları atıyor. Yeme içme hizmetlerinden temizlik ürünlerine pek çok temel ihtiyaç maddelerinde ve konutta KDV indirimleri yapıldı. Gıda indiriminde yaşadığımız tabloyu maalesef bu ürünlerde de görüyoruz. Gerçekten sinirlenmemek elde değil. Yine fiyatlar KDV indirimi açıklamasından hemen sonra yükselişe geçti. O zaman yazdığımı maalesef bir kez daha yazmak zorundayım. Devletin indirim oranına indirim eklemek yerine önce fiyat yükseltmeyi sonra indirmeyi tercih edenlerin bu ülkeye borcu var. O borç da çıkarılmalı, çok ciddi cezalar verilmeli. Bu ahlaki erozyon durdurulmalı. Devletin vatandaşı korumak için attığı adımları suistimal edenlere en ağır cezalar verilmeli.