Bu haftanın gündemi faiz... Merkez Bankası yılın ilk faiz kararını açıklayacak. Bu karar öncesinde iki önemli mesaj var. İlki başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan... İktidarı döneminde faiz oranını %63'lerden %4.6'ya düşürmüş bir lider olarak DEİK üyelerini kabulünde net konuştu: "Karşımda ağırlıklı yatırımcılarımız var ve birçoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Bana yatırım, istihdam, üretim, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok. Biz bununla övüneceğiz. Arkadaşlar beni dinlerler, dinlemezler, ben bunlara karşıyım. Bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Yüksek faizle bir yere varamayız."
İkinci mesaj bankaların faiz yüküyle uğraşan reel sektörden. Çatı kuruluş TOBB'un başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bankalara "Büyümeye destek değil köstek oluyorsunuz. Reel sektöre sırtınızı dönmeyin" dedi. Yüksek faizin üretimin ve yatırımın önündeki en büyük engel olduğunu söyledi.
Merkez Bankası kulağında bu iki sesle yılın ilk faiz sınavına giriyor. Ülkenin çarklarını döndüren sanayiciden, üreticiden faiz sesleri yükseliyorsa orada daha dikkatli olmak gerekir. Yatırımdan soğutmamak lazım. Görüştüğümüz reel sektör temsilcileri diyor ki "Merkez Bankası muhalif piyasacı ve akademisyenleri dinlemesine dinlesin de bizim sesimizi de duysun."
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM PLANINIZI YAPTINIZ MI?
Pandemi bir kez daha ortaya çıkardı ki gıdaya erişimdeki adaletsizlik giderek büyüyor. Dünyada 2 milyar insan fazla kilolu, buna karşın 1 milyar insansa açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olan Unilever, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlattı. Bu tüm şirketlerin örnek alması gereken bir iyilik hareketi. Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Özgür Kölükfakı ile konuştum. Kölükfakı, bir milyardan fazla insanın hayatını iyileştirmek için iyiliğin itici gücünü kullanacaklarını söyledi. Önemli taahhütlerini şöyle anlattı: "Ürünlerimizde sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanımını ve bitkisel temelli gıda seçeneklerini artıracağız. 2025 yılına kadar yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız. Tüm ürün gruplarımızda kalori, tuz ve şeker miktarını azaltmaya devam edeceğiz. Gıda atığını yarıya indireceğiz."
Unilever, ayrıca 5-7 yıl içinde, et ve süt ürünlerine seçenek olarak bitkisel temelli gıdalardan oluşan global büyüklüğü 1 milyar Euro'ya ulaşacak yeni bir gıda iş kolu geliştirmeyi planlıyor.
Gıda sistemini değiştirmek, ekonomik büyüme açısından da önemli. Araştırmalara göre bu değişim, dünya genelinde 80 milyon istihdam yaratabilir ve üretimdeki büyümeye 2030 yılı itibarıyla 2 trilyon Euro oranında katkı sağlayabilir.
Eyleme geçmemenin maliyeti, aslında eyleme geçmenin maliyetinden çok daha yüksek. Peki siz sürdürülebilir yaşam planınızı yaptınız mı?